Haber/ Didar DEMİRCİ

Birleşik Taşımacılık Çalışanları (BTS) İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, 2020 yılında başlayan ve hala devam eden, özelleştirmelere, baskılara ve sürgünlere karşı eylemlerine devam edeceklerini duyurdu. Akyol, TCDD yönetiminin sendika yöneticilerini ve üyelerini sürgünlerle susturmaya çalıştığını ve Memur Sen’in de bu konuda TCDD yöneticileriyle birlikte hareket ettiğini iddia ederek tepki gösterdi. BTS’nin etkinliğini kırmak için üyelerinin ve yöneticilerinin sürgün edildiğini öne süren Akyol, sürecin, üyelerinden birinin geçen yıl Malatya’ya sürgün edilmesiyle başladığını hatırlattı. Akyol, “Bizim İzmir’deki faaliyetlerimizden yandaş sendika ve kurum yöneticileri ciddi derecede rahatsız oldu. Sendikamız 2020 yılından itibaren müthiş şekilde büyüyor. Üye sayımız arttıkça göze batmaya başladık. Yandaş sendika Memur Sen’in şube başkan yardımcısı, bölge müdürüyle görüşüp bizim önümüze geçmeye çalışıyor. Bunu durdurmak için suç duyurusunda bulunup soruşturma açınca da sürgünler başladı” dedi. Söz konusu sendikanın yöneticisinin hem adli hem de idari olarak cezalandırıldığını ifade eden Akyol, “Daha sonra sürgünün sona ermesi için Ankara’da genel müdürlük önünde eylemler gerçekleştirdik. Arkadaşımızın sürgününün 3 ay geçici görevlendirme şeklinde olması konusunda anlaşmıştık, ancak arkadaşımızın naklini çıkardılar. Daha sonrasında içlerinde benim de olduğum, sendikamız üyeleri ve yöneticilerinden oluşan 13 kişiyi de sürgün ettiler. Sürgünlerin amacı çok belli; sendikamızın etkinliğini kırmak istiyorlar. Yolsuzluklara yönetmeliklere aykırı çalışmalara, kurumun yandaş şirketlere peşkeş çekilmesine karşı bizim laf söylememize karşı bu baskıyı kurdular” şeklinde konuştu. Akyol, ayrıca bir iddiada bulundu. TCDD yönetiminin 80 kişinin naklini çıkardığını bu 80 kişi içerisinde sadece 13 kişinin sürgün edildiğini söyleyen Akyol, “13 kişi dışında yaklaşık 50 kişinin naklini istedikleri için ve unvan vermek amacıyla yaptılar. Bazı kişilere liyakatsiz olarak orada birçok unvan verildi. Bu üyelerin bir çoğu FETÖ kapsamında soruşturması olan kişilerdi. Bunlar CİMER’den istenen belgelerle ispatlanmış şeylerdir” dedi.

'ÇIKARLARI İÇİN SUSUYORLAR'

Sürgünlerle insan hayatıyla oynandığını dile getiren Akyol, “Bu cesareti nereden alabiliyorlar. Hukuku tanımıyorlar. Sürgünlerle susturmaya çalışıyorlar. Çok ilginç gerekçelerle insanların hayatlarıyla oynayabiliyorlar. Uydurma soruşturmaları sürgünlere gerekçe gösteriyorlar. Yaptıkları her şey mahkemelerden dönüyor. Yaptığımız işin kritik olmasından dolayı bize lojman veriyorlar. Bizim görevlerimiz bitmemesine rağmen bizim lojmanları boşaltmamızı istiyorlar. Yargı süreci devam ederken idari bir tasarrufla bizlerin lojmanlarının boşaltılmasının istenmesi zorbalıktır” diye konuştu. Öte yandan kurum içindeki taşınmazların özelleştirilmesi gibi konuları kamuoyu gündemine taşıdıkları için baskıların devam ettiğini dile getiren Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece sendikamızın büyümesi değil olay. Özelleştirme sürecinden bahsediyoruz. Özelleştirme daha başlamadan kurumun malları, sermayesi farklı yollardan kamu ihalesi mevzuatına aykırı olarak tek şirkete verilerek kurumun mallar çarçur ediliyor. Zarar ettiriliyor bu kurum. Raysimaş denilen bir şirket var. Demiryolu bakım onarımı o şirkete veriliyor. 1 liralık işi 10 liraya yapıyorlar. Yandaş şirketlere peşkeş çekiliyor bu kurumu.” BTS ve KESK’in özelleştirmelere karşı çıkmaya devam edeceğinin altını çizen Akyol, “Memur Sen yönetimi özelleştirme sürecini birlikte yönetelim derken bunun neden söylediğini geçenlerde gördük. Özelleştirme sürecini nasıl yönettikleri çok açık ve net ortadadır. Yandaş sendikanın yöneticisi Muhittin Kavak’ın oğlu Alper Kaan Kavak, Teknik AŞ’nin firmalarından birine yerleştirildi. Memur Sen demiryolu personelini özelleştirmeyle ilgili uyutmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.