Murat ERVİN/Özel - Ülke genelinde 19 milyon öğrenci ile bir milyonu aşkın öğretmen için bugün ders zili çaldı. İzmir’de ise 2 bin 496 okulda 56 bin öğretmen, 30 bin 151 derslikte, yaklaşık 750 bin öğrenci ile ders başı yaptı. Asgari ücretle çalışanın maaşının neredeyse 3'te 1'i okul masrafına giderken günün 6 saatini okulda geçirecek öğrencilerin yiyecek ve içecek gideri de kara kara düşündürüyor. İzmir Kantinciler Odası Başkanı Özgür Yavuz, İzmir'de kamu okullarında 1200, özel okullarla birlikte 2 bine yakın kantinci esnafının da iş başı yapacağını aktardı. Her bir kantinde ortalama 3 kişinin çalıştığını ve kentte 6 bin kişinin evine kantinler sayesinde ekmek götürdüğünü açıklayan Yavuz, kantinci esnafının en önemli sorunun ise vatandaşların düşük alım gücü ve yüksek maliyetler olduğunu sözlerine ekledi. 

'YEMEĞE ORTAK ARIYOR'
Bu yıl bir ayran ve bir tostun 25 TL'yi bulduğunu söyleyen Yavuz, “Eskiden bayramlarda kurbanlık dana almak için ortaklık yapılırken şimdi öğrenciler bir tost alıp bölüşebilmek için paralarını birleştiriyor. Bir ayran şişesinde 3 pipet birden görmek  bizleri çok üzüyor ama şaşırtmıyor. Hatta geçen yılki 3 pipete yeni pipetlerinden eklendiğini görebiliriz. Ya da 2'şer liralarıyla 6-7 kişinin ortak alacağı tostu her biri bir ısırımlık şeklinde yiyecek. Yani yemek istedikleri bir tostu bile almak için ortak bulmak zorunda kalıyorlar. Öğrenciler belki arkadaşlarıyla buluşmanın sevincini yaşayacak ama bizim için çok zor bir yıl olacak” dedi. 

'ISITMAYA GELİYORLAR'
Bir tost ve ayranın geçen yıl 14 liradan satıldığını vurgulayan Yavuz, “Alım gücü düştüğü için insanlar yeni arayışlara giriyor. Artık evinden yapıp okula getirdiği tostu yiyor veya gıda çarşısından toplu alım yaparak öğle yemeğini ucuza getirmeye çalışıyor. Çoğu zaman sıraya giren öğrenciye 'ne istedin' diye sorduğumuzda sefer tasını veya tostunu uzatarak 'amca bunu ısıtır mısınız?' diyerek sabah evinden çıkarken annesinin, babasının çantasına koyduğu yiyeceği veriyor. İnanın bu çocukları gördükçe içimiz parçalanıyor. Biz de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çabalıyoruz” diye konuştu.

'KİRAYA YÜZDE 55 ZAM'
Bu yıl okulların kantin işletmecilerine yüzde 55 zam yaptığını söyleyen Yavuz şöyle konuştu: “Bu zam, ister istemez maliyetlere yansıyacak. Önceki yıllarda hammadde maliyeti daha fazla; kira, elektrik, su, lojistik, vergi, temizlik malzemesi, peçete, personel ve prim gibi kalemleri kapsayan işletme maliyeti nispeten daha azdı. Ama şimdi işletme maliyetleri, hammadde maliyetlerinin yüzde 50 üstüne çıktı. Fakat biz parası olmayan öğrencilerimize elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz. Su alacak parası bile olmayan ve bize bunu söylemediği için tüm gününü aç, susuz geçiren onlarca öğrenci var.”

'İLK GEVREK BİTİYOR'
Kantinde ilk tükenen gıda ürünün gevrek ile bisküvi olduğunu sözlerine ekleyen Özgür Yavuz, “İmkan olmayınca günü kurtarmaya çalışıyorlar. Bisküvinin gelişi bile 6.5-7 lirayı buldu. Buna işletme maliyetini de eklediğinizde maliyet 9 TL'yi buluyor. Bir de buna kar koymamız gerekiyor ki para kazanalım. Daha önce 30 kuruşa su alıp 50 kuruşa satıyorduk ve para kazanıyorduk. Şimdi ise suyun bize geliş maliyeti 1.80 TL. Suyu soğutmak ve onu satacak personelin maliyetini düşündüğünüzde 3.5-4 liradan aşağı satamazsınız” dedi.  

 

HİNDİSTAN GİBİ OLDUK
Necati Kalafat (Veli-Der İzmir Şube Başkanı): Öğrencilere en az 1 öğün sıcak yemeğin devlet tarafından karşılanması gerektiğini 2 yıldır söylüyoruz. İzmir'in göbeğinde bile beslenme çantasında salça ekmek yiyen, tuvaletten su içen, ayda 1 bardak bile süt içemeyen çocuklarımız var. Sonra biz bu çocuklardan teknolojik buluşlar yapmasını, ülkemizi bilim ve sanatta Avrupa seviyesinin bile üstüne çıkarmasını bekliyoruz. Sadece beslenme nedeniyle çocuğunu okula gönderemeyecek çok aile var. Tıpkı Hindistan gibi öğrenciler arasında derin sınıf farklılığının olduğu bir dönem yaşıyoruz.