Genç kardeşimiz bir dostumuzun aracılığıyla yanıma gelmişti…

Amacı iş öğrenmek, yayıncılık öğrenmek…

Genç kardeşimiz üniversiteyi yeni bitirmiş…

Arabada bir yerlere gidiyoruz, tam hatırlamıyorum şimdi…

Tabi babası olmasa da amcası yaşındayız…

Kurdu kurdu kendini, “5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?” dedi…

“Bre güzel kızım, bırak 5 yılı, bu ülkede 2 saat sonra ne olacağını kimse bilemez” dediydim…

Kesin olan bir şey var, dolar asla geri gelmez, 

Gerisi hikaye… Paşanın keyfine göre değişir…

***

Dile kolay 17 gündür evdeyiz…

“Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım” şarkısı düşmedi dilimden…

Allah biliyor ya askerlik günleri de geldi aklıma…

“Dayan koçum, koca askerlik bitti, 17 gün nedir ki?”

Eee... Yarın pazartesi… Ne yapıyoruz?

Misal kahveci dükkanı açacak mı?

Canı burnuna gelmiş, kafeci, büfeci, lokantacı işe gitsin mi?

65’ün üstü evde mi dursun?

Beşiktaşlılar sevinebilir mi?

Bakkala gidip tuvalet kağıdı alıp özlemime son verebilir miyim?

Ped yasağı kalktı mı şimdi?

Saçlar başlar? Robinson Crusoe gibi olduk.

Ben berbere gitsem sabahtan, berber dükkana gelecek mi ?

Misal “Hakkını helal etmeyenler” hamama gidebilir mi? Açık mı?

Yoksa sadece “Hakkını helal edenler”e mi serbest?

Yok hepsi kapalıysa, ben işe gitmesem olur mu?

İsrail bayrağı bulsak, yoksa icat etsek evde, protesto ayaklarıyla , hanım çoluk çocuk, kaynanamgile gidebilir miyiz? Yer mi?

Olmadı, toplanıp İsrail konsolosluğu önünde şampiyonluk kutlanabilir mi?

Mesela Süleyman bugün de “süslü”mü?

Hepsini geçtik hadi; Zeki Müren de bizi görecek mi?

***

Bu ülkenin Devlet Planlama Teşkilatı vardı…

İyi kötü çalışır önümüzdeki 5 yılı, 5 yılları hesap ederdi.

Hedefleri olur, bu hedefler doğrultusunda siyasi iktidara yol gösterir ışık tutardı.

Hepsi geçmişe postalandı…

17 gün kapalı kalan insanlar, yasak sürecinin bittiğinde ne yapıp yapamayacaklarını, son dakika, final gününde öğreniyor.

O da yorumcuların, gazetecilerin, kamuoyunun yoğun baskısıyla…

Çak bir genelge, haydi yürü…

Bir dar boğaz geçişinde, plansız programsız, günlük  genelgelerle yönetilen bir ülke…

Yıllar önce milli piyango dediğin zaman çekiliş günü herkes televizyonun başına toplanırdı.

Milyonlar siyah beyaz televizyonun başında “naklen yayın” beklerdi.

Tıpkı onun gibi… Televizyona yapışık, “Yarın ne yapacağız” beklemesi…

***

5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?

Dur bir önümü göreyim amcam, dur…

Güle güle Sedat

Hayat dediğin aslında kısacık bir yol.

Hayat bu gün o da bugün işte.

Yıllar yıllar önce Hürriyet Gazetesi’nde, dirsek çürüttüğümüz, sonra yollarımız meslek içinde ayrılan ama gönüllerimiz bir olan, İzmir basının dünya iyisi insanı sevgili Sedat Sözer’i uğurladık…

Bazı arkadaşların tespitleri doğru…

Karşıyaka Belediyesi’nde onca zaman görev yapan Sedat kardeşimin cenazesinde, eski başkanlardan sadece Şebnem Tabak’ı görebildim…

Vefa dediğin İstanbul’da bir semt işte…

Hoş bir çoğunun gelmeye yüzü yoktur belki…

Şimdi burada yazılacak şeyler değil…

Yeri gelir, defter açılır… Açılmasa da yüreğimiz de durur.

Sedat amansız hastalık kanserden öldü…

İki güzel kızımız babasız kaldı…

Kanser bir çeşit dert hastalığı…

At içine, at içine, çıkıyor bir yerden…

Önce iyiler gidiyor…

Kalbi temiz, gönlü temiz arkadaşım…

Hatıran bizimle yaşayacak…

Yarasa çorbası

Bu işte bir gariplik var.

Kovid-19 yüzünden 15 aydır dünyamız alt üst oldu.

Bunun yarın hemen her yeri açmayla düzelecek bir yanı yok.

Hem psikolojik hem sosyolojik hem de ekonomik bedeller ödeniyor.

Bekleyin, tam açılma tamamlansa bile ödenecek…

Benim anlayamadığım şu; Kovid-19 süresince şu ana kadar 40 bin kişi ölmüş ülkemizde…

E, kanserden yılda 80 bin kişinin öldüğü bildiriliyor…

Yarasa çorbası dümenini iyi tuttu anlaşılan…
 

İsyana  5 var

İzmir Organizasyon Bileşenleri Derneği ve TEFED, Türkiye’de etkinlik sektöründe çalışan milyonların temsilcisi oldu.

Bu ikili üyelerinin sesini duyurmak için büyük bir çaba içersisinde.

Haksız da değiller…

15 aydır evlerine gram ekmek sokamayan bu sektörün insanları isyan boyutuna geldi.

Yelpaze o kadar büyük ki…

Organizasyon, etkinlik deyip geçmeyin…

Federasyon tüm Türkiye’deki üyeleriyle büyük bir grup.

Tüm etkinliklerin kontrollü bir şekilde açılmasını bekleyenlerdendi…

Birçok sektör temsilcisi gibi organizasyon bileşenlerinin beklentisi de başka bahara kaldı.

Bültenlerinden anladığım kadarıyla isyana 5 kaldı.

Bu insanlar ne yer? Ne içer?

Sahipsiz milyonlar zincirinin bir halkası…

Sonra da “Hakkını helal et” isteği geliyor…

Zor zor…

Beşiktaş, Malatyaspor, Göztepe

Pazar günü  spor gecesiydi…

Birbirinden değişik tahliller hesaplamalar…

Bizans medyası, 3 büyükleri dilinden düşürmüyor tabi…

Hele sosyal medya…

“O, O’na  yatacak, bu, bu maçı verir”

Maçlar tamamlandı, Beşiktaş sezonun şampiyonu oldu.

Tabi ki tebrik ederiz.

Ancak bir tebrik de Malatyaspor ve Göztepe’ye gider…

Son dakikaya kadar onuruyla mücadele eden iki Anadolu takımı, onurlarıyla bitirdiler sezonu…

Tebrikler Beşiktaş, Göztepe, Malatyaspor…

DELİ ZİYA   

“Sizin bayram bittiyse benimki başlasın… Bana her gün.”