Tuhaf  bir başlık olduğunu biliyorum ama kabul edin, merak ettiniz.
Bu hafta evcil hayvanlarımızla ilgili son derece önemli olan ama birçok insanın pek de umursamadığı bir konuya dikkatinizi çekmek istedim:
Kedi sineklikleri!
*
Kediler, meraklı, korkusuz, keşfetmeye tutkun hayvanlardır. Onların bu karakter özelliği, bir de kızışma dönemi ile birleşince kedileri evlerde tutmak son derece zor olabiliyor.
Yıllar yıllar önce, henüz 20’li yaşlarımın başında toy bir kedi sahibiyken sinekliğin bu kadar önemli olabileceğini bilmiyordum… 4. kattaki evimde bırakın kedi sinekliğini, normal sineklik bile yoktu. Daha yeni yeni kızışmaya başlayan kedim, sadece birkaç dakika gözümü ondan ayırdığım anda 4. katın penceresinden düşmüştü. Verilmiş sadakamız varmış ki, olayı kırık kemikler ve karında hayati olmayan bir yırtıkla atlatmıştı.
İki arkadaşımın başına daha aynı olay geldi. Birinin kedisi kuş peşinde balkondan atlamış, diğeri de aynı benim kedim gibi çiftleşme merakıyla 2. kattan kendini bırakıvermiş. Her ikisinin de kedisi kazayı canından olmadan atlattı. Ama her kedi bu kadar şanslı değil. Çok sayıda can pencereden, balkondan düşüp ölebiliyor maalesef.
Bir de macera peşinde evden kaçanlar var. Özellikle bahçe katı veya 1. katta oturan kişilerin kedileri dış dünyayı keşfetmek üzere evden kaçıp, kaybolabiliyor. 
Sokakta dünyaya gelmemiş, annesi tarafından türlü tehlikelere karşı eğitilmemiş, evde yaşamaya, beslenmeye, bakılmaya alışmış bir kedinin dışarda ne kadar şansı olabileceğini düşünün!
Sadece kediler değil köpekler ve evlerde beslenen diğer evcil hayvanlar için de aynı şey geçerli.
*
Her ev hayvanı hava almak, balkona çıkmak, açık pencereden etrafı özgürce seyretmek ister.
İşte bu noktada kedi sinekliği olarak bilinen harika icat devreye giriyor. Kediler başta olmak üzere evcil hayvanların hem sağlığını hem güvenliğini korumakta son derece etkili. Üstelik bu sayede siz de pencere açık mı kaldı, bizimki balkonda yalnız mı, gibi türlü paniklere kapılmıyorsunuz. Hem siz hem de can dostunuz rahat ediyor.
Burada uzun uzun kedi sinekliklerinin özelliklerini anlatmayacağım. İnternette ufak bir araştırma yaparak işin teknik kısmını, hangi markaların iyi ve etkili olduğunu öğrenebilirsiniz. Ama eğer evde evcil hayvanınız varsa, ister zemin katta ister çatı katında oturun, lütfen mutlaka sineklik taktırın. Can dostlarımız için özel olarak geliştirilmiş bu sineklikler sayesinde düşme, kaybolma gibi tehlikelere karşı önleminizi alın.

*

------Kaplumbağaları Seviyoruz-----

Dünya Kaplumbağa Günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Mayıs’ta kutlandı. "Kaplumbağaları Seviyorum", bu yıl 23.sü gerçekleştirilen Dünya Kaplumbağa Günü'nün temasını oluşturdu.
Amerikan Kaplumbağa Kurtarma kuruluşu tarafından başlatılan ve uluslararası bir farkındalık günü haline gelen Dünya Kaplumbağa Günü, kaplumbağalara dikkat çekerken, bu eşsiz canlıların hızla azalan yaşam alanlarını koruma ihtiyacına ilişkin kamuoyundaki farkındalığını artırmayı amaçlıyor. 
Dünyanın her yerindeki farklı ekosistemlerde yaşayabilen kaplumbağalar dünyanın doğal ekosisteminin de çok önemli bileşenleri. Dünya Kaplumbağa Günü’nde duyarlı tüm insanlar, kaplumbağaların varlığını onurlandırmak ve onların korunmasına yönelik acil ihtiyaçları gündeme getirmek için bir araya geliyor.
Amerikan Kaplumbağa Kurtarma’ya göre, dünya çapındaki kaplumbağaların yaklaşık yüzde 61'i tehdit altında veya şimdiden soyu tükenmiş durumda.  Bu nedenle kaplumbağaların azalan habitatlarının korunması ve artırılması için küresel çapta harekete geçilmesi için çağrı yapılıyor. 

****

DÜNYADAN BİHABER

Yapay zeka çevre için tehdit oluşturuyor mu?

Yapay zeka sadece tıp, ekonomi, teknoloji, sanayi, tarım gibi alanlarda değil internet platformlarında da gündemde. Yapay zeka algoritmalı sohbet platformları, görsel programlar, uygulamalar son yıllarda giderek daha popüler hale geldi. Yapay zeka hayatı kolaylaştıran birçok avantaj sunsa da, bazı dezavantajları da var. Bir yandan yapay zekanın insanları işinden edebileceği tartışmaları sürerken diğer yandan da bu durumun sadece insanlar için değil gezegen için kötü haber olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar yapay zeka kullanımın artmasının çevreye olumsuz etkileri olabileceğini savunuyor. 
“Generative” (Üretken) kelimesi bir yapay zeka algoritmasının karmaşık veriler üretme yeteneğini ifade eder. Generative AI yani Türkçesiyle Üretken Yapay Zeka, cümle, paragraf, resim ve hatta kısa video gibi karmaşık çıktılar oluşturabiliyor. Son dönemde yapay zeka algoritmaları, insan benzeri bir dil ve gerçekçi fotoğraflar oluşturma yeteneğini kazandı. Özellikle ChatGPT, Open AI gibi platformların herkesin kullanımına açılması ile birlikte yapay zekanın enerji tüketimi de arttı. Örneğin ChatGPT sadece geçtiğimiz Mart ayında 1.5 milyar kez ziyaret edildi.
Sürekli güncellenmesi gereken yapay zeka algoritmalarının enerji tüketimi arttıkça, karbon ayak izleri de artıyor. Bu durum küresel ısınmayı dolaylı olarak olumsuz etkiliyor. 
Uzmanlar, birkaç büyük şirketin geliştirdiği yapay zeka modellerinin şu an için doğaya telafi edilemeyecek zararlar vermediğini ancak bin şirket, her biri milyonlarca müşteri tarafından kullanılan yapay zeka botları geliştirirse, enerji kullanımının bir sorun haline gelebileceğini söylüyor. Yapay zekayı daha verimli hale getirmek için daha fazla araştırma yapılarak yenilenebilir enerji kullanan Yeşil Yapay Zekaya geçilmesi öneriliyor.


******

BİZİM GEZEGEN

Hayvan türlerinin yarısı yok oluş tehlikesi ile karşı karşıya

Queen's Üniversitesi Belfast (QUB) liderliğindeki yeni bir araştırmaya göre, dünyadaki hayvan türlerinin neredeyse yarısı azalışta. Araştırma, 70.000'den fazla hayvanın popülasyon yoğunluklarını inceledi. Yeryüzündeki türlerin %48'inin şu anda nüfus düşüşü yaşadığı; sadece %3'ten daha azının artış gösterdiği tespit edildi. Araştırmacılar, sonuçların biyolojik çeşitliliğin küresel erozyonu konusunda ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu söylüyor.
Biyolojik İncelemeler Dergisi’nde de yayınlanan araştırma, sanayileşmenin neden olduğu küresel biyoçeşitlilik erozyonunun, önceki tahminleri de fazlasıyla geçerek çok ciddi seviyeye ulaştığının da altını çiziyor.
Çalışma, biyoçeşitlilik krizini, yaşamın bağlı olduğu ekosistemlerin işleyişini, hastalıkların yayılmasını ve küresel ekonominin istikrarını tehdit eden "önümüzdeki on yıllarda insanlığın önündeki en acil sorunlardan" biri olarak tanımlıyor.
Türlerin zaman içinde evrim geçirerek yok olması aslında normal bir döngü. Dünya üzerinde şimdiye kadar yaşamış tüm türlerin %98'i artık tükendi. Bununla birlikte, Doğa Tarihi Müzesi'ne göre, türlerin yok oluşu şu anda bilim adamlarının beklediğinden 100 ila 1000 kat daha hızlı gerçekleşiyor. Sonuç olarak, birçok bilim insanı, insanların dünyadaki "altıncı toplu yok oluşa" neden olabileceği konusunda uyarıyor.

*****

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

Dünyanın sahibi 
değil bir parçasıyız

“Biz insanlar dünya gezegeninin sahibi değiliz, ona aitiz. Ve dünyayı vahşi yaşam ile paylaşmak zorundayız.” 

- Steve Irwin

Doğaya ve hayvanlara hükmeden, dünyanın kaynaklarını vahşice tüketen, 1900’lerin başından itibaren doğayı inanılmaz bir hızla kirleten ve dengeleri bozan insanoğlu, acaba ne zaman gezegenin sahibi değil sadece bir parçası olduğunu görecek?


****