Geçtiğimiz hafta, CHP Ardahan milletvekili Öztürk Yılmaz, bir televizyon konuşmasında Türkiye’de ezanın Türkçe okunması gerektiğini söyledi ve yer yerinden oynadı. İşte ona yöneltilen tepkiler:
Önce kendi partisinin yöneticileri, yıldırım hızıyla onu “kesin ihraç istemiyle” Disiplin Kurulu’na sevk etti. Yılmaz’ın buna yanıtı sert oldu: “Tamamen Arapça fetişizmini öne çıkaran, benim de onun karşısında ‘Bırakın güzel dilimiz konuşulsun’ anlayışıyla bir yaklaşımdı” (…) “Beni trollere teslim ettin. Siz aşağılık bir işe imza attınız. (…) Siz defolup gideceksiniz. Ve ben gitmiyorum kardeşim”.
R. T. Erdoğan: "Bugün tek parti döneminin zulümlerinden biri olan Türkçe ezanın […] kamuoyu önünde savunulması o döneme özlemdir. Ezanın Arapça olması evrensel olduğunun ifadesidir. Nereye gidersen git, Allah-u Ekber dendiği zaman ezan okunduğunu anlarsın. Bunu değiştirmek bizi değerlerimizden uzaklaştırmaktır.”
Neredeyse aynı doğrultuda konuşan K. Kılıçdaroğlu: “Arapça ezan-Türkçe ezan tartışmasının bırakılması lazım. Arapça ezan İslam dinimizin bir değeridir. Dünyanın neresinde okunursa okunsun ezanın İslam’ın bir çağrısı olduğunu ifade eder ki dünyanın her yerinde de ezan Arapça okunur. Ve ezana saygı gösterilir.” “CHP’li olan, CHP’nin kararlarına ve politikalarına uymak zorundadır” diyen Kılıçdaroğlu, “İstediğim gibi hareket ederim derseniz o zaman partiden ayrılırsınız” dedi.
Ve onun bir yardımcısı, Yıldırım Kaya, daha da yavuz çıktı: “Toplumun vicdanını yaralamış bir açıklama nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmiş bu arkadaşımız şunu bilecek: Bu ülkenin değerleri var. İnanç değeri, bayrak değeri, cumhuriyet değerleri, Atatürk değeri var. Nasıl ki Atatürk'e, cumhuriyete söz söylenmesine karşıysak, dinimizin, ibadetimizin bir simgesi olan ezanın Arapça okunmasına da CHP karşı olmadı (!), olmayacak. CHP'yi bu alanlarda tartıştırmak isteyen zihniyetler birilerini kullanabilir, birileri bunun maşası olabilir ama Türk halkının şunu bilmesi lazım; CHP, ezanın Türkçe okutulmasına değil, Arapça okutulmasına tam kadro oy kullanarak karar vermiş bir partidir (!). Asla böyle bir tartışma yoktur. Böyle bir tartışmayı toplumun gündemine getirmek sade CHP'ye haksızlık değil, bir bütün olarak ezana haksızlıktır. Ezana ve CHP'ye haksızlık eden bu insanları saygıya ve haksızlıktan vazgeçmeye davet ediyorum."
Yeni Şafak’tan bir yorum: “Bugün, Türk siyasi tarihinin karanlık sayfaları olarak hatırlanan tek parti döneminin en büyük zulümlerinden Türkçe ezanın kaldırıldığı gün[dür]. 16 Haziran 1950'de, Başbakan Adnan Menderes'in yoğun çabası ile sona eren Türkçe ezan işkencesi 18 yıl sürdü. Arapça ezanın özgürlüğüne kavuştuğu gün, öyle büyük bir sevinç yaşandı ki, Bursa'da bir camide ikindi ezanı tam 7 kere okundu”.
Sanki daha önce böyle bir konu olmamış da, Öztürk Yılmaz adında bozguncu (!) bir milletvekili, İslam’a aykırı (!) bir savsöz kullanmış!
Oysa “Kuran’ın Türkçe çevirisi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da, Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar Okur tarafından okunmuştur. Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1930 tarihinde ise ilk Türkçe ezan Hafız Rıfat bey tarafından Fatih Camisi’nde okunmuştur” (Google’dan).
CHP’nin tepkisi, “defolup gitsinler” kabalığından çok, “Türkçe ezan”adır. Dindar yurttaşları da ikna edebilecek güçlü bir laiklik söylemi kurmaktan kaçınarak dincilikten medet ummak AKP oylarına göz dikme amacını güdüyorsa, bu tutum ya tam bir mantıksızlık ya da sinsi bir AKP yandaşlığıdır. Siz Atatürkçü müsünüz, Tayyipçi mi? Dilim varmıyor ama, hiçbiri değil de Atatürk karşıtı ABD’nin CIA ajanları mı?.. Kendinizi hep sağa öykünerek tükettiniz!
Bu konu burada bitmedi: Üstünde durmayı sürdüreceğim.