600 ton ölüm saçan asbestli geminin Aliağa’da sökülmesi iznini mi, Bodrum cennet koyuna yapılması planlanan oteli mi, son dönemlerde artan kontrolleri yapılmayan elektrik trafolarından çıkan orman yangınlarını mı, 15 Temmuz kalkışmasından sonra 11 askeri alanın park yapılacak bahanesiyle nasıl betona dönüştürüldüğünü mü, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin bilgisizce açıklamalarını mı? Ziraat Odaları Birliği’nin açıkladığı yılda 176 milyar gıda israfını mı? Şaşırıyorum

Her biri birbirinden hayati ve bir sonraki haftaya bırakılmaması gereken konular. Bilgisizliğin, hataların ve tamamen çıkara dayalı hoyratça davranışların ardı arkası kesilmiyor. Parası yüksek olsa bile Hindistan’ın parçalanmasını reddettiği zehir saçan asbestli geminin ikincisi olan Brezilya Donanması’na ait Sao Paulo, Aliağa ilçesine geliyor. 1 milyon 800 bin dolar için insanlarımızın zehirlenmesine, havanın, denizlerin, toprakların kirlenmesine değer mi? Biz ekonomik olarak Hindistan’dan daha muhtaç bir ülke miyiz? Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, “Aliağa'da yaşayanların tamamını etkileyebilecek, hatta öldürebilecek miktarda asbest bombası geliyor" diyor. “Sıfır Atık” projesini anlata anlata bitiremeyen Çevre Bakanı Murat Kurum, ölüm saçan geminin Aliağa’da sökülmesine nasıl izin verir? Tüm İzmirliler, hatta Türkiye’nin tüm çevre kuruluşları güçbirliği yapıp geminin geriye gönderilmesi için tek yürek olacağız, gerekirse Aliağa’da yatıp kalkıp engel olacağız.

BODRUM'UN CENNET KOYU

Cengiz Holding’in adını duyduğumda kamudan aldığı havalimanı, karayolu, metro, demiryolu, tünel, liman, HES, baraj, maden, nükleer santral ve inşaat ihaleleri aklıma geliyor. Aslında Cengiz Holding yerine Beton Holding dense daha iyi olur. Şimdi de Danıştay’ın iki kez iptal ettiği Bodrum Cennet Koyu'na 100 villa ve bir otel dikeceği gündemde. Özelleştirme İdaresi'nden 2012 yılında aldığı 678 bin metrekarelik fotoğrafını gördüğünüz zümrüt gibi ormanlık ve turkuvaz renkli cennet koya, sanki Türkiye’de otel sıkıntısı yaşanıyormuş gibi otel ve villalar yapılacakmış. Bodrumlular, Muğlalılar, Doğa ve çevre sevdalıları bu katliama izin vermeyin lütfen. Yazımı bitirmek üzereyken, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), cennet koyuna otel ve villa yapmak isteyen Mehmet Cengiz’in de aralarında bulunduğu 14 isim hakkında suç duyurusunda bulundu bilgisi geldi. Dilerim bağımsız yargımız yapılaşmayı durdurur...

KİRİŞÇİ, PAKDEMİRLİ’Yİ ARATMIYOR

Bu ülkede 5 yıl Tarım ve Orman Bakanlığı’nı başarısız bir şekilde yapıp eleştiri ve baskılar karşısında istifa eden Bekir Pakdemirli’den sonra göreve getirilen Vahit Kirişçi, acıkça söylemek gerekirse Pakdemirli’yi hiç aratmıyor. Marmaris orman yangınında “Havadan incelemelerde bulunduk endişe edilecek bir durum yok” demişti ve 4 gün süren orman yangınında 5 bin hektar (bir hetar 10 bin metrekare) kül olmuştu. Son aylarda kontrolleri yapılmadığı gerekçesiyle orman yangınlarının trafolardan çıktığı iddiaları yetkili ağızdan da doğrulandı. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Datça’daki orman yangınının trafondan çıktığını söyledi. Marmaris’teki 50 bin hektarlık orman yangınının da trafodan çıktığı açıklanmıştı. Datça’daki orman yangınında 10 tane olan gece görüşlü helikopterlerden 2 tanesi kullanılıp çok daha büyümeden söndürüldü. Bakan Kirişçi’ye gazeteciler İzmir’in Çeşme ilçesindeki orman yangınlarında gece görüşlü helikopterlerin neden kullanılmadığı sorulduğunda, “helikopterlerin önce etkinliğini görmemiz gerekiyor” yanıtını verdi. Yani orman yangınları oldukça gece görüşlü helikopterler denenecek ve ona göre hizmet verecek. Pes demek istiyorum.

TRAFO BAKIMLARI YAPILMIYOR

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Krişçi, Datça’daki orman yangınının sebebinin trafodan kaynaklandığını söyleyince Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Mahir Ulutaş, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi ve devredilmesinin ardından trafo bakımlarının yapılmadığına dikkat çekerek, "Dağıtım şirketlerindeki teknik yeterlilik büyük oranda azaldı. Deneyimli kadrolar uzaklaştırıldı, emekli edildi. Özelleştirme öncesi daha az yangın oluyordu" diye konuştu. Tekirdağ’daki ayçiçeği yetiştiricilerinin tırtıl böceğinden tonlarca ürününün yok olduğunu ve acilen önlem alınması gerektiğini öğrendim buradan Sayın Vahit Kirişçi’ye duyurmak istiyorum.

176 MİLYAR GIDA İSRAFI

Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’deki gıda israfının yıllık 176 milyar lira değerinde olduğunu açıkladı. “Rakamı yanlış mı duydum” düşüncesine kapılıp haberi tekrar baştan izledim ve rakam doğruydu. Milyonlarca insanın yoksulluk yaşadığı ülkemiz için olağanüstü bir ekonomik kayıptır. Hemen kafamdan 176 milyar lira ile neler yapılabileceği hesaplamasına başladım. Bu konuyu önümüzdeki hafta çok daha detaylı yazmak istiyorum. Bir de 15 Temmuz kalkışmasından sonra 11 askeri alanın park yapılacak bahanesiyle nasıl betona dönüştürüldüğünü yazacağım.

Rüzgar orman yangınları riskini artırıyor

Orman yangınlarında alevlerin yayılmasına neden olan rüzgar, hem hava araçlarının çalışmasını olumsuz etkiler, hem de daha fazla ormanın yanmasına yol açıyor. Rüzgar, küçülen alevlerin tekrar büyümesinde etkili olur. Hatırlıyorum Karabağlar ilçesinin Tırazlı Mahallesi civarında başlayan yangın, önce 20, ardından 100, daha sonra da 500 hektarlık alana yayılmıştı. Büyüyen yangın, komşu ilçeler Menderes ve Seferihisar'a ulaştı. Bir hafta önce de Datça, Çeşme ve Bergama’da örneklerini yaşadık. Rüzgarlı havalarda orman yangını riski çok yüksek oluyor ve herkesin çok duyarlı olması gerekiyor. Ormanın uzağında bile olsa ateş yakılmamalı. Yakanları da lütfen 156 jandarma, 155 polis ve 177 orman telefonlarına ücretsiz bildirin.

OKUYUCU DİYOR Kİ

Günübirlik ve çadır kuranlar tuvaletlerini nereye yapıyor?

Celal Varol adlı okuyucunun gönderdiği yazı iç kaldırıcı ancak önlem alınması gereken bir konu. Şöyle yazmış; “Biz Eski Foça’da 30 hanenin bulunduğu Aslı Sitesi’nde yaşıyor ve önündeki pırıl pırıl denize giriyoruz. Türkiye’nin sevilen şairi Ataol Behramoğlu da bizim bulunduğumuz yerden denize giriyor. 9 günlük bayram tatili boyunca Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi bizim sahillerimize de günü birlik gelenler ve çadır kuranlar oldu. Tabii ki bu denizlerden herkesin yararlanma hakkı var. Ancak, bulunduğumuz bölgede, hatta İngiliz Burnu denilen bölgede bile bir tane tuvalet yok. Sitemizde oturan 11 yaşındaki Cent Dilsiz, insan dışkısının denizde yüzdüğünü arkadaşları ile görmüş ve bizlere söyledi. Pek çok site sakini o gün denize girmedi. Bir gün sonra da ben denizin üzerinde yüzen bir torbanın içinde maalesef insan dışkılarını gördüm. Demek istediğim binlerce insanın geldiği bu sahillerde tuvalet olmaz ise bu tür manzaraları görmeyi çok sık yaşayacağız. Eski Foça Belediyesi dahil tüm cennet sahillerin belediyeleri bu tarz önlemleri almazsa o pis görüntüler yaşanır. Umarım dikkate alınır. Saygılarımla” Celal VAROL

BRAVO…

Çocuklara doğayı, çevreyi sevdiren kitap

Çevre-Yaşam köşesinin yakın takipçisi Jale Ergelen Hanım bana, “DostUmutlu Gezegen Masalları” adlı bir kitap gönderdi. Çocukların, çevreye, doğaya nasıl duyarlı olmaları gerektiğini anlatan kitabı, bir çırpıda okudum. Çocukların ilgisini bu tür resimli ve anlatımı coşkulu kitaplarla çekmek çok etkili. Bu nedenle BRAVO bölümünde yer verdim. Değişim Liderleri Derneği çatısı altında oluşturulan ‘Kıvılcımlar Programı’na katılan genç kadınlar Aşiyan Taflan, Ayperi Sürücü, Ceyda Cittanoğlu, Gaye Hürcan Altundağ, İrem Top, Özüm Satıoğlu, Sezen Günaydın, Songül Boztepe ve Şimal Uzgur’un yazdığı kitabı Herkese Kitap Vakfı Genel Başkanı Bülent Şenver ücretsiz basmış, yürekten kutluyorum. Kitapta, beyaz ormanlar başlıklı bölümde ‘Temiz Enerji’ diye anılan rüzgar gülleri veya rüzgar tribünlerinin, ormanların, toprağın önemi ve denizaltından deniz üstüne canlıların faydaları anlatılıyor. Bu tür sosyal çalışmalara destek vermek isteyenler Değişim Liderleri Derneği’ne internet üzerinden ulaşabilir.

HAFTANIN SÖZÜ…

“Doğaya hoyratça davranan toplumlar da insanlar arasındaki ilişkilerde hoyratça oluyor” John Bennet