Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir. 

 BLAISE PASCAL

“Samsun’da bir savcı, tartıştığı üniversite öğrencisi nişanlısı telefonunu açmayınca, sabaha karşı polislerle birlikte genç kızın kaldığı yurda gitti. Nişanlısıyla görüşmek isteyen, ancak saat uygun olmadığı için izin verilmeyen savcı , 'Ben savcıyım, çağırın gelsin' diye bağırınca öğrenciler ayağa kalktı. Haber üzerine Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından inceleme başlatıldığı bildirildi”- Sabah Gazetesi

***

“Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran ile bir hakim arasında -duruşmadaki avukatların salon dışına çıkarılması sonrası- tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından hakim baro başkanının üzerine yürüdü”- Sözcü

***

“Parkeden sürücüye 'oraya ben park edeceğim' diyen bir başka sürücü olumsuz yanıt alınca kısa süre sonra olay yerine gelen trafik polislerinin ikazıyla karşılaştı. Bir polis, 'O aracın sahibi hakim! Uğraşmak mı istiyorsun' dedi!”

***

Veeee fıkra değil gerçek bir hadise daha; yenisinden! Diyarbakır-Çermik’te bir savcı halı sahaya bir saat erken gelip maç yapan 14 öğretmeni sahadan çıkartmak istedi. “Sen misin benimle aynı saatte oynamak isteyen” diyen Savcı Bey (!) itiraz üzerine “adli amiri” olduğu polisleri çağırdı. Şortlu formalı öğretmenler derdest edilip ekip otolarıyla emniyete götürüldü. Yaklaşık bir saat sonra öğretmenler haklarında -hiçbir işlem yapılmadan- serbest bırakıldı!

***

Hadisenin tepkiyle sosyal medyadan duyurulması üzerine HSK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz soruşturma açıp, hemen müfettiş görevlendirdi. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de hukukun üstünlüğü, mesleki ve etik kurallar çerçevesinde soruşturmayı -yakinen- takip edeceği açıklamasını yaptı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da “Çermik’teki olayla ilgili gerekli işlemler başlatıldı” dedi.

***

Hukuk dışı davranışta bulunduğu bildirilen Savcı Bey sosyal medyada gündem oldu; “Nasıl bir ülke haline geldik? Öğretmenler sizin şamar oğlanınız mı?”- İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk

“Halı saha maçında savcı golü çürüyen adalet sistemine atmıştır. Kazanan öğretmenlerdir”- 25 ve 26. Dönem CHP Milletvekili Mehmet Tüm

“Adalet, şahsi ihtiraslar için kullanılamaz, reva görülen muameleyi kınıyorum.” -Hamza Aydoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Müdürü

“Devletin makamları kibir, imtiyaz, keyfiyet yeri değildir”- Uğur Çiftçi, Türkçe Öğretmeni

***

Adaleti tesis etmekle yükümlü bir yargı mensubunun kişisel çıkar ve ego tatmini için adaleti hiçe saymaktan başka bir şey değildir “Çermik Vakası” ve yazının girişindeki örnekler!Özetle; görevi kötüye kullanmaktır! Yargı mensuplarının duygularıyla hareket etmemeleri; evrensel hukuk ilkelerindendir. Anayasasında çağdaş bir “hukuk devleti” olduğu yazılı olan ülkemizde, inanılmazdır, son derece düşündürücüdür Çermik’te yaşananlar.

***

Hukuk, üç ayaklıdır, bu ayaklar üzerine konuşlanmıştır. Kamu adına iddia makamı (suçlayan) Cumhuriyet Savcısı, onun suçladığını savunan avukat ve karar verecek hâkim. Dileriz; Savcı Bey asıl konumunun farkına varır, bundan böyle hissiyatıyla, husumetle davranmaz!Toplumun güvenlik dayanağı olan hukuğun gereği ile hareket eder. Onurlarını incittiği öğretmenlerin gönlünü alır! Çermik de bir daha böyle trajikomiklikle anılmaz!

***

Bu arada halı saha sahibi de “ücreti alamadık biz de mağduruz” açıklaması yaptı (!)