Sezon başında Bucaspor'da şimdi ortada olmayan yöneticilerden birinden haberle ilgili bir şey sormuştum... Öyle bir işleyişe şahit oldum ki sorduğumdan da vazgeçtim. Hatta o arkadaşımıza sizde işler böyle yürüyecekse vay bu kulübün haline diye de serzenişte bulunmuştum. Keşke işler sadece kötü yürüseydi de bu kadar kötünün de kötüsü yürümeseydi. Sarı lacivertli kulübün düştüğü durumu gördükçe insanın içi acıyor. Elinden bir şey gelmiyor...
Ama bizim elimizden gelmiyor dediğimiz taraftar grubunun elinden geldi. Şekil olarak, etik olarak belki doğru değil...
Ancak bu kötü yönetici zincirini kırmanın başka yolu yoktu. Belki yanlış fakat başkanım diyen Mehmet Aydın'ı anlamak lazım. Yaptığının yaşanan duruma, sıkıntılara dikkat çekmek olduğunu bilmek lazım. Amatörün eşiğine gelen sarı lacivertli kulübün artık “param var” deyip de çözüm üretemeyenlere ihtiyacı yok. Faydadan çok zarar veriliyor. İşte Aydın'ın ve taraftarın çığlığı bu duruma. Zaten bir geçmişe bakın... Bu insanlar bugüne kadar neden böyle bir serüvenin içine atlamamış... Neden sadece takımlarına tribünden destek verip sahanın içine böylesine inmemiş...
Şimdi yangın var...
Bucaspor yanıyor, camia uzaktan bakıyor... Hepinizi Süper Lig'e çıkarken protokol tribününde gördüm. Yer kavgası yaptığınıza şahit oldum. Şimdi neredesiniz? İşler kötü gidince Bucasporluyum demeye bile utanıyorsunuz. Her kulübün böyle kötü günü olabilir. Yeter ki ele ele verilsin hepsi aşılır, aşıldı da... Kapıda -12 puan cezası var... Amatöre düşersen bataklıktan hiç çıkamazsın. O yüzden Mehmet Aydın olun, BucasporFan olun, İbrahim Ülgen olun... Birazı kadar destek verin Buca ayağa kalksın. Param yok ama ben bu güzel İzmir kulübünün yaşaması için üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım. Eski yöneticilerden, ileri gelenlerden de aynı duyarlılığı bekliyoruz. Duydunuz mu? Bucaspor yanıyor, camia sizi arıyor...