br-daha-dusun-(2)Ablamız 40'lı yaşlara yeni girmişti.
Masa alkollü olunca 2 dubleden sonra çözüldü.
Belli ki hayatında gördüğü en neşeli muhabbet ve dertleşme anıydı.
Enişte, çocukları 5-6 yaşlarında iken bırakmıştı.
Şimdi yaşları 17 ile 15. Oğlan ve büyük olan ergen…
Tabi dünya onun. Yaş gereği…
Genç anne, 2000-2500 TL. aralığındaki maaşıyla biri erkek biri kız iki genç evladı yetiştirmeye çalıyordu.
İtiraf etti.
Hayatındaki tek erkek de çocukların babasıydı. Hem ilk, hem son…
Anneden ne gördüyse annelik, babadan ne gördüyse babalık yapıyordu.
Delikanlı eve kız arkadaşını getirdi.
Anne bi şey demedi, diyemedi.
Ne yapacağını şaşırdı.
Delikanlı, kız çocuğunu odasına götürdü.
Anne çamaşır asarken, balkona bakan odanın canımdan içeriyi gördü.
İki velet, battaniyeyi üzerlerine çektiler.
Belli ki üzerleri çıplaktı.
Anne şok oldu, sustu…
Bunu bana anlattı.
Ona dedim ki ;
“Kızın aynısını isterse ne yapacaksın?”
“Nası yani” dedi.
“Küçük kızın 17 yaşına geldiğinde erkek arkadaşını eve getirmek ve battaniyenin altına girmek isterse ne yapacaksın?” dedim
“Asla” dedi…
“Evlatlarından hangisini daha çok seviyorsun?” dedim
“Tabi ki ayırmam” dedi…
“Ama kızın başka düşünecek… Değil mi ?”
Yıllar geçti aradan…
Oğlan büyüdü…
Üç evlilik yaptı, şimdi dul… Çocukları? Bizim ablanın kucağına bıraktı.
Ablamızla bir daha sohbet ettim…
“Ne vereceksin referandumda?”dedim
“Hayır” dedi
Sebep? Sen bir zamanlar ANAP’ın papatyasıydın” dedim ona…
“Alakası yok… Hayır dememenin cezasını çok çektim…”
“Hayır” demek?
Bazen yorar, çocuğunu üzer, belki seni de…
Yerinde “Hayır” demeyi bilmezsen, sen çekersin hacım derdini…
Hatta yetmez, oğlun, kızın, torunların çeker…
Ve gerektiğinde “Hayır” demeyi bilmezsen, hayat senden acısını sen yaşarken çıkarır…
Gel sen iyi düşün…
Bir daha düşün…

***

TRAVMASIZ YAŞAYAMAM

Şunu net öğrendim…
Millet yaptığı ayıbı, yanlışı, cehaleti bastırmıyor.
Koç gibi yapıyor…
İçiyor, kırıyor, gizli gizli kötülük yapıp peşinden de için için gülüyor…
Soran olursa “Haberim yok” diyor…
“Aaaa” çekiyor, çok üzüldüm diyor.
Gün geliyor, kendiyle hesaplaşıyor.
Ya da mahkemede, belki içki sofrasında.
Cevap hazır cepte duruyor…
Garanti…
Travma,…
Küçükken üvey amcam bana tecavüze kalktı.
Pilavin suyu fazla kaçtı, babamlar içerdi, teyzemler sıçardı…
Saklambaçın kalesi çocukluk travması… Saklan…
Çözmüş İstiklal Marşını yazan…
“Korkma” diyor…
Biliyor ki herkes korkuyor…
Travma var saklan anasını satayım….
Adam psikiatrist olsa memleket batmayacak…

***

İÇERDEKİ FETÖ'CULAR

icerdeki-fetocular-(1)Yav enteresan gemi…
Valla batmaz…
Çünkü gemi, taşıdığı yükün enteresanlığını çözmeye çalışmaktan,
Nasıl batılacağı aklına gelmiyor.
Düşünmediği için de çökmüyor…
Hani masa geyiklerinde var ya ;
“Bu memleket ne büyükmüş be nasıl oluyor da batmıyor?”
Kardeşim işte bundan batmıyor…
“FETÖ meselesi”nin küçücük bi tarafını düşün.
FETÖ’den içeri alınmış kişilerin % 90'ı AKP seçmeni…
Memleketi batıran hala CHP ve seçmeni…(!)
Hayırlı işler.

***

TAK TAK

İzmir’de toplu taşıma araçlarına;
Otobüslerin önüne bisiklet taşımak için aparat takıyorlar…
“Ya rabbim” diyorum…
Hakikaten makam arabalarına ve odalarına mahkum olmuşsunuz…
Yazık…
Halkın ihtiyaçlarıyla, yaşam şekliyle,
Kentin günlük durumuyla, hakikaten alakanız yok.
Sabahın iş saati ben işe yetişmeye çalışacağım
Sen oraya bisiklet takmaya çalışacaksın ha…
Kan çıkar…
Lan ayrıca fıkra gibi..
Bisiklet otobüse takılacaksa niye bisiklet?
İsviçre’nin başkentinin Belediye Başkanı yapsa asarlar…
Aziz beyi asmayalım sadece…
Ankara, İstanbul, Muğla’da da var…
Hep yalan dolan…
Türkiye’de komedi yazmak, hamallıktan kolay anasını satayım…
Fıkranın tepesi…
Kardeşim Uzundere’den, Toros tan Gültepe’den, Akevlerden
Ne bileyim Çiğli’nin tepelerinden size hiç bilgi gelmiyor mu ?
Bu kenar mahalleleri “Nasıl metroya, izban’a bağlarım”
“Len bi fuar yaptık millet ulaşmasın diye her şeyi de yaptık” diye düşünmek yerine, Alsancak’tan geçen araçlara bisiklet aparatı tak…
Tak tak…
İzmir kayıklarını unutmadık müdür…
Süzülmüyorlar ya körfezde… Nerede onlar be kuşum…
İnsanoğlunun en büyük icadı emeklilik babam…
Yeri , zamanı geldiğinde emekli olacaksın… İki kere iki dört…

tak-tak-tak

***

BİLMİYOM GARİ

Samimi bi şey söyleyeyim mi ?
“Bağzı hıyarlar geleceğine Aziz yerinde dursun”
Geyiğine katılıyorum.
Ammmaa itirafım var…
Niye ise…
Aziz abi “Elbette hayır” demiş
Haberi gazetede okuyunca ;
Bir sevindim. Sanki Aldo, Fatih Ürek, Hitler, ne bileyim Savcı Sayan “Hayır” demiş gibi sevindim.
Niye böyle bi travma veya algı oluşmuş bende ?
Bilmiyom gari…

***

DELİ ZİYA; Bu gevşeklik ve yavşaklık, Ümit Besen’in üstüne şarkılar bestelediği sevgilisine, nikah şahitliği yapmasıyla başladı…