Bir tutuklama furyası başladı,
Kimi katarsa içeri götürüyor.
Artık kısa haber olabiliyor çoğu.
Çoğu gündeme bile gelmiyor.
Bir ülkede yaşananlar,
Kahve köşelerine düşmüşse,
Ev sohbetlerinin konusuysa,
O ülkede tehlike vardır.
Çünkü gerçeğin yerini,
Dedikodular almaya başlamıştır.
Gerçekliğin yerini de,
Kumdan kaleler, adamlar almıştır.
Türkiye'de artık gerçeklik,
Eğilip, bükülen ve hatta,
Yerine ve zamanına göre,
Değiştirilen oyuncak halindedir.
Herkes sadece kendini dinlemekte,
Hatta karşısındakine,
Haklılığını ispat için,
Her yolu, konuyu mübah görmektedir
Çok bilinen hikayedir
Alman İmparatoru II. Frederik,
Postdamm'a saray yaptıracaktır.
Sarayın yanında yel değirmeni vardır.
Yel değirmenini satın almak ister.
Yıkarak bahçesini genişletecektir.
Adamlarını değirmene gönderir.
Değirmen sahibi razı olmaz.
Frederik’in adamları geriye döner,
Değirmencinin sözlerini iletirler.
Frederik kızar ve değirmenciyi çağırır.
“Değirmenini başına yıkarım” der.
Bunun üzerine değirmenci:
“Berlin’de hakimlerin olduğunu
unutuyorsunuz” diye yanıtlar.
Frederik şaşırır ve susar.
Ülkede imparator ve değirmencinin
Yasalar karşısında eşit olduğunu,
Anlatan bu önemli olay,
Yargının varlığının ve
Bağımsızlığının önemini vurgular.
Kıssadan hisse;
Her yaşanan olayda,
“Berlin'de yargıçlar var” demek,
İşlerimizi kolay kılmıyor.
Demokrasinin önemli kısmı,
“Her yerde yargıçlar var,
Her yerde adalet var” diyebilmek.
Öyle diyebildiğimiz gün,
Korkmamıza da gerek kalmayacak...