İzmir basın tarihinin en ilginç, en önemli gazetesi hangisidir diye soranlara ben Gâve diyorum. Nedeni çok açık, toplam beş sayı yayımlanmış, ülkemizde, sosyalist sözcüğü adında kullanılan ilk gazete Gâve... Bu başlıkla birlikte unutulmamış, unutulmayacak da bir gazete Gâve...

II. Meşrutiyet’in coşkusu, dahası fırtınası içinde, İzmir’de 5 sayı yayımlanan, Osmanlı basınının ilk “sosyalist” gazetesi olarak tanınan, düşünce dünyamızda içeriğiyle hâlâ tartışılan bir gazete Gâve (1). Koleksiyonlarda bulunmayan, İzmir basınının kayıp gazetelerinden, 11 Kânûn-ı Evvel 1324 [ 24 Aralık 1908] tarihli Gâve’nin (2) ikinci sayısını heyecanla okuyorum. İzmir Milli Kütüphane’de (https://www.apikam.org.tr) bulunan 1, 3, 5. sayılarını, İzmir Basın Tarihi (3) çalışmamda kısaca tanıtmıştım.

İlk kez, 24 Aralık 1908 tarihli, bugüne değin kayıp olan ikinci sayısında karşımıza çıkan, Gâve başlığının altındaki “sosyalist liberal” tanımı, gazetenin yayımlandığı günden başlayarak bir tartışmanın konusu olur. Bu kayıp sayıyı, içeriğiyle tanıtmadan önce, İzmir Boykotaj Cemiyeti’nin yayın organı olan Gâve’yi yaratan koşulları ve İzmir’deki ortamı tanıyalım.

GÂVE NEDEN YAYIMLANDI?

Osmanlı’da / İzmir’de, Gâve’yi yaratan koşullar nasıl oluştu? 24 Temmuz 1908 ile başlayan Meşrutiyet coşkusu ve millet meclisi seçimlerinin heyecanı içinde oluşan siyasal olaylar, Osmanlı’da yerini hızla bir kaosa bırakır. 5 Ekim 1908’de Bulgaristan’ın bağımsızlığını duyurması, 6 Ekim 1908’de ise Avusturya’nın Bosna Hersek’i ilhakı, ardından Girit’in de Yunanistan’a katılma kararları, ülkede beklenmedik tepkilere yol açar. İstanbul başta olmak üzere İzmir, Selânik, Manastır, Üsküp vb. büyük kentlerde ardı ardına patlayan boykotlar, grevler toplumsal yaşamı alt üst eder. Osmanlı’da görülen bu eylemler, o güne değin hiç bilmediğimiz ya da dışa pek yansımayan kavramlar, siyasal tepkiler olarak ülke gündeminde yerlerini alır.(4) Bir süre sonra da Osmanlı’nin ticari yapısına egemen olan Rum tüccarlarına karşı gelişen eylemler, tepkiler, ekonomik yapıyı oldukça sarsar.(5)

İlk kez İstanbul’da liman işçilerinin başlattığı boykotu, İzmir’de liman işçileri boykotu izler. Öncelikle “Avusturya mallarını almayalım, yerli malı kullanalım” savsözüyle, Avusturya’nın mallarına, gemilerine karşı tepkisel bir iş bırakma eylemi, bir süre sonra örgütlü, düzenli protestolara, karşı çıkışlara, boykota dönüşür. Örneğin, 10 Ekim 1908 [27 Eylül 1324] günü, saat sekiz sıralarında, hükümet binasının önündeki meydanda toplanan İzmirliler, Avusturya’nın Bosna Hersek’i ilhakını protesto ederler.(6) İttihat Terakki Fırkası yöneticilerinin öncülüğünde, İstanbul’da kurulan Boykotaj Sendikası’nın ardından 5 Kasım 1908’de, İzmirliler de İzmir Boykotaj Cemiyeti’ni (7), kurarlar.

İZMİR BOYKOTAJ CEMİYETİ’NİN SESİ

İzmir Boykotaj Cemiyeti, Aralık 1908 başında, boykot çalışmalarını İzmirlilere daha düzenli bir biçimde duyurmak amacıyla Gâve (8) adında bir gazete yayımlama kararı alır. Cemiyet başkanı dava vekili Gelibolulu Mehmet Rıfat’ın öncülüğünde, “muharrir muavini” Kantarağasızâde Ömer Selahaddin (1878-1943) (9) vb. gençlerin de kadrosunda yer alacağı Gâve’yi (17 Aralık 1908) yayımlarlar.

Meclis-i Mebûsân’ın açılış günü, İzmir’de yapılan kutlamaları, Boykotaj Cemiyeti, bir gövde gösterisi içinde, boykotajın nedenlerini, amaçlarını anlatma fırsatı olarak değerlendirir. Gâve’nin ilk sayısının çıkışının, bu açılış gününe tesadüf edişini, dergi, “Muhterem Kar‘ilere” başlığıyla duyurur. Kutlama törenine, boykotaj bayrağı altında katılan cemiyet üyeleri, tören alanında yaptıkları konuşmalarla halka görüşlerini açıklama olanağı bulurlar.(10)

Gâve, İzmir’de, bir gazetenin adı olurken alt başlığında da Pers imparatorunun zalimliğini yok eden kahramanın gücünü gösteren “Dahhâk’ın eder mülkünü bir Gâve perîşân” tümcesi, okura, bir inancın, bir gücün, işçilerin gücünün savsözü olarak yansır. İlk sayısı 17 Aralık 1908’de (11) beşinci ve son sayısı da 15 Ocak 1909’da yayımlanan, adını, İran mitolojisinden, demirci Gâve’den alan, İzmir Boykotaj Cemiyeti’nin yayın organı (12), ülkemizde görünüşte sosyalizmi savunan (?), sosyalizm sözcüğünü başlığında ilk kez açıkça kullanan, Baha Tevfik’in de sosyalizmi yanlış kullanmakla eleştirdiği Gâve [Kâve]. (13)

Özellikle Ahenk ile İttihâd gazetelerinde çıkan haberler, makaleler, yeni eylemleri, gösterileri, boykotları, grevleri yaygınlaştırır.(14) Bu makaleler, satışta bir tekel olan, Avusturya’da üretilen feslerden başlayarak, İzmirlilerde bir ekonomik savaş düşüncesini oluştururlar. Fes yerine kalpak giyelim önerisiyle başlayan “fes boykotu”(15) ise, kısa bir süre sonra hemen bütün Avusturya mallarını içeren bir yaygınlığa ulaşır:

Şehrimizde Avusturya emtiâsı almamak fikri birdenbire yayılmıştır. Ahâli, Avusturya mallarına rağbet göstermiyor. Fesçiler ellerindeki Avusturya feslerini satamıyorlar. Bayram takrib ediyor. Fesçi dükkânlarında herkes külah kalpak, arakıyye tedarikiyle meşguldür. İzmirimizin gençlerinden kırk elli kişilik bir İktisadiyyun Fırkası, Karantina’da bir miting yapmışlardır. Hepsinin başında yerli malı beyaz keçe külah olduğu halde fotoğraflarını çıkartmışlardır. Çıkarılan fotoğraf sinkografı sûretiyle kartpostal haline konarak her tarafa gönderilecektir. İşte Harb-i İktisadî taraftarının numûne-i imtisâl olacak teşebbüsât-ı vatanperverânesi.” (16)

Boykotaj Cemiyeti’nin gazetelerdeki duyurularıyla fes yerine kalpak giyme yarışına girdiğimiz günlerde, İzmir’in Meşrutiyet dönemi dergilerinden Gencîne-i Edeb’de, “ser-muharrir” Mahmut Fuat’ın, “Avusturya Feslerinin Feryâdı” adlı bir şiiri yayınlanır. “Milletin başında tâc olup sefa yaparken birden bire hakaretlere uğrayıp ayaklar altına alınan” feslerin dile gelip yaşadıkları kötülükleri aktaran bu ağıt / şiirde, İzmir İttihat Terakki Fırkası’nın önemli bir üyesi, öğretmen Mahmut Fuat,(17) Bosna-Hersek’i ilhakı nedeniyle Avusturya İmparatoru Franz Josef’e (18) seslenir ve fes ihracı nedeniyle Avusturya’nın uğradığı zararları(!) anımsatır:

Avusturya Feslerinin Feryâdı

Ne doğru hikmet imiş “velî eder kemâli zevâl”

Bizi felâkete ma‘rûz kıldı istikbâl

Yaşar iken ser-i milletde pür-sefâ, hoş-hâl

Belâlı fırtınalar esdi verdi dehre melâl

Yazık ki tâc iken olduk hakârete pâ-mâl

Darental’in [Aehrenthal](19) ser-i menhûsunun havâsı ile

Taazzumun keder-i ibtilâ-nümâsı ile

Evet, o hırs-ı elîmin büyük belâsı ile

Ulüvv-i rif‘âtimiz buldu hicr ü izmihlâl

Yazık ki tâc iken olduk hakârete pâ-mâl

Düşünmedi bizi heyhât hîç pîr-i Jozef

Umûma reşk iken olduk muhâcemâta hedef

Verir mi fâide şimdi bu ibtilâya esef

Kimin hatâsına mahmûl olur bu bâr ü bâl

Yazık ki tâc iken olduk hakârete pâ-mâl

Bu hâl umulmaz idi bir değerli erkekden

Düşündünüz mü bunu ibtidâda gerçekden

Bu muydu bizlere ümîd Bosna-Hersek’den

Bu emr-i vâki‘i tahsîne şimdi var mı mecâl

Yazık ki tâc iken olduk hakârete pâ-mâl” (20)

Eylemlere önceleri ilgi göstermeseler de kısa bir süre sonra Ermeni ve Rûm işçiler de boykotlara katılırlar. Özellikle Kordon’daki birahanelerin Avusturya birası satmama kararı boykotta etkili olur.(21) İttihâd (22) gazetesinin bu eylemlerde, İttihâd Terakki Fırkası’nın yayın organı olmaktan çok Boykotaj Cemiyeti’nin sesi gibi yayın yaptığını görürüz.

Biranın yanında, özellikle İzmir’de yoğun olarak tüketilen şeker ve ürünlerinin dışalımını yapan tüccarlar da Avusturya gemilerine yapılan boykotundan çok zarar görürler. Gazetelerde “Şeker Boykotu” üstüne çıkan yazılar, bir gereksinim olarak şekerin alımını engelleyemese de şeker fiyatlarının düşmesini sağlar! Mavnacılar, sala-puryacılar, hamallar, İzmir’e gelen Avusturya malı şeker çuvallarını izliyor, gemileri boşaltmıyorlardı!(23) Boykotaj Cemiyeti’nin propagandasıyla, liman işçileri, 15 Ekim -Aralık 1908 döneminde, Avusturya ve Bulgaristan’a ait şileplere, yolcu gemilerine boykotu sürdürmüşler, gemilere hizmet vermemişlerdir.(24) Osmanlı Hükümeti’nin Avusturya ile anlaşmasıyla, genelgelerle birçok limanda, boykot hafiflese de özellikle 3 Aralık 1908’den sonra, İzmir’de, Boykotaj Cemiyeti’nin çalışmalarıyla, Türk ve Rum hamalların katıldığı gösterilerle boykot artarak sürer…(25) devam edecek...

DİPNOTLAR

1 - Hasan Duman, Osmanlı - Türk Süreli Yayınları v e Gazeteleri(1828-1928) -I-II-III-, Ankara, Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmet. Vakfı, 2000, cilt -I-, s. 307: “Gâve - Boykotaj Cemiyeti. Sahib-i imtiyâz ve ser-muharriri: Gelibolulu M. Rıf‘at. İzmir, 1324” ; s. 475: “Kâve: Boykotaj Cemiyetinin İzmir’de nâşir-i efkârı olmak üzere şimdilik haftada bir defa neşr olunur; siyasî, ilmî, fennî Osmanlı gazetesidir. Sahib-i imtiyâz ve ser-muharriri: Orman İdaresi Dava Vekili Rıf‘at. İzmir, Keşişyan Matbaası. 4 Kanun I–2 Kanun-II 1324 /1908, 1-5.”

Y. Doğan Çetinkaya, “Boykotun Resmi Gazetesi: Gâve”, 1908 Osmanlı Boykotu / Bir Toplumsal Hareketin Analizi, İstanbul, İletişim Yay., 2004, ss. 332-349.

2 - Osmanlıca’da, “Kef” harfinin bir çizgiyle farklı ses değerlerini karşılaması nedeniyle Gâve’nin hangi ses değeriyle söyleneceği, nasıl yazılacağı, gazetenin yayımlandığı günlerden başlayarak günümüze değin okurlar ve araştırıcılar arasında tartışılmıştır. Bu tartışmayı yansıtan,, İştirâkçi Hüseyin Hilmi’nin gazetesi Serbest İzmir’deki açıklama şöyledir: “Gâve- Âhîren şehrimizde intişâr eyleyen bu gazetenin (Kafının kaf-ı yayî) addedilip edilmeyeceği hakkındaki münâkaşât ; mezkûr gazetenin neşriyyât-ı müteaddidesi delâleletiyle sükûnet-yâb olmuş ve kafının yaî olacağına asla şek ve şübhe kalmamıştır.”- Serbest İzmir, No.16, 2 Kânûn-i sânî 1324 [15 Ocak 1909], s.11. Farsça bir sözcük olan Gâve, günümüz abecesiyle de yayınlarda, Gâve, Gave, Kâve, Kava gibi yazılıp söylenmektedir.

3 - Efdal Sevinçli, İzmir Basın Tarihi / Gazeteler-Dergiler, İzmir, İBB Kent Kitaplığı, 2019, ss.131-134.

4 - Mehmet Emin Elmacı, Bosna-Hersek’in Avusturya Tarafından İlhakı ve Doğurduğu Tepkiler (1908-1912), İzmir, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 1996, ss. 67-97.

Y. Doğan Çetinkaya, 1908 Osmanlı Boykotu / Bir Toplumsal Hareketin Analizi, ss. 97-387.

Donald Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881-1908), çev.: Sabri Tekay, İstanbul, İletişim Yayınları, 2017, ss. 189-224.

5 - E. Ahladi, “İzmir’de İttihatçılar ve Rûmlar: Yunan-Rûm Boykotu (1908-1911)”, Kebikeç, sayı:26, 2008, ss. 175-200.

6 - M. Emin Elmacı, Bosna-Hersek’in Avusturya Tarafından İlhakı ve Doğurduğu Tepkiler (1908-1912), s.67.

7 - Y. Doğan Çetinkaya, 1908 Osmanlı Boykotu / Bir Toplumsal Hareketin Analizi, ss. 308-315.

8 - Gâve, Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarımızın da örnek gösterdikleri bir kahraman. Örneğin Ziya Paşa, VII. Terkîb-i Bend’de, “Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultân / Dahhâk`ın eden mülkünü bir Gâve perişan…./ Zâlim yine bir zulme giriftar olur âhir/Elbette olur ev yıkanın hanesi vîrân…”derken, Ş.Sâmî de bir piyes kahramanı olarak Gâve’yi (1876) karşımıza çıkarır.

9 - Efdal Sevinçli, “İzmir’in Seçkin Bir Aydını: Ömer Selahattin Kantar”, 9 Eylül Gazetesi, 20 Temmuz 2022, s.10.

10 - “Muhterem Kari’lere”, Gâve, 4 Kânûn-ı evvel 1324 [17 Aralık 1908],s.1.

11 - Gâve’nin yayın izni için Eylül 1908 başında, İzmir Vilayeti’ne başvurulduğunu, İzmir’de yayımlanan İstikbâl gazetesinde çıkan bir haberden öğreniyoruz: “İzmir dava vekillerinden Orman ve Maden İdaresi Vekili Mehmed Rıf‘at Efendi tarafından yevmî, siyâsî, ilmî, fennî ve musavver Gâve isminde bir gazete ihdâsı zımnında müsaade taleb ve keyfiyet vilâyet-i celîleden Dâhiliye Nezâret-i celîlesine yazılmıştır.”, İstikbâl, No 5, 10 Eylül 1324, s. 4.

12 - Ö. Faruk Huyugüzel (Haz), 1928’e Kadar İzmir’de Çıkmış Türkçe Kitap ve Süreli Yayınlar Kataloğu, İzmir, EÜ Edebiyat Fakültesi Yayını,1996,ss. 50-51.

Zeki Arıkan, İzmir Basınından Seçmeler (1872-1922), I. Cilt, İzmir, İBB Kent Kitaplığı, 2001, ss. 225-232.

13 - Bahâ Tevfik, “Âmelî Psikoloji - Gâve Muharririne”, Serbest İzmir, No 17, 10 Kânun-i sânî 1324 [23 Ocak 1909], ss. 3-5.

Serkan Erdal, Osmanlı Devlet’nde Sosyalist Faaliyetler Üzerine Bazı Örnek İncelemeler, Doktora Tezi, Erzurum, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, 2014, ss. 294-296.

14 - İttihâd’daki “Boykotaj” yazıları için bkz.: Özgür Yatkın, “Boykot ve İzmir”, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin İzmir’deki Yayın Organı İttihâd Gazetesi, İzmir, DEÜ Sos. Bil. Ens. Tarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2018, ss.132-158.

15 - M. Emin Elmacı, Bosna-Hersek’in Avusturya Tarafından İlhakı... , ss. 71-76.

16 - İttihâd, No. 14, 11 Teşrin-i Evvel 1324 (24 Ekim 1908), Cumartesi, s. 4.

17 - “Mahmut Fuat Efendi”, Ö. F. Huyugüzel, İzmir Fikir ve Sanat Adamları (1850-1950), Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2000, ss. 313-317.

18 - Franz Joseph (1830-1916): Avusturya-Macaristan İmparatoru.

M. Fuat Efendi’den sonra Franz Josef’e, ünlü Çek yazar Jaroslav Hasek de seslenir. Aslan Asker Şvayk adlı ünlü romanında, I. Dünya Savaşı’nın gerekçesi sayılan, Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi Franz Ferdinand ile eşi Sofia’nın, 28 Haziran 1914’te, Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından, öldürülüşü için Şvayk, bu suikastte “Mutlaka Türklerin parmağı vardır. Bosna - Hersek’i Türklerden hiç almayacaktık…. ” diye yorumlar. Bkz.: Jaroslav Hasek, Aslan Asker Şvayk, çev.: Celâl Üster, İstanbul, Can Yayınları, 2017, s. 32, 38.

19 - Alois Lexa von Aehrenthal: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Dışişleri Bakanı (1906-1912).

20 - Mahmud Fuad, “Avusturya Feslerinin Feryâdı”, Gencîne-i Edeb, No. 6, 12 Kânûn-i evvel 1324 [25 Aralık 1908], s. 66.

21 - “İttihâd gazetesi idare-i muhteremesine”, İttihâd, No. 6, 1 Teşrin-i Evvel 1324 (14 Ekim 1908), Çarşamba, s. 2.

22 - Melih Tınal, Bir İttihatçının Günlük Yazıları / Dr. Tevfik Rüştü Aras, İzmir, Zeus Kitabevi, 2016.

23 - Engin Berber, “İkinci Meşrutiyet Döneminde Domino Etkisi Yapan Bir Eylem: İzmir Liman İşçileri”, European Journal of Turkish Studies [Online], 11 | 2010, Online since 14 Octobre 2010, ss. 2-23.

24 - Donald Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881-1908), ss. 207-213.

25 - M. Emin Elmacı, Bosna-Hersek’in Avusturya Tarafından İlhakı…. . , ss. 77-81.