Aşı olma oranlarımız ülkemizin batı illerinde daha yoğunken diğer bölgelerinde hala olması gerektiğinden yavaş ilerliyor. Rakamlara göre ilk aşıyı olan kişiler dahi ikinci aşılarını olmamak istiyorlar veya olmuyorlar. Bu fikir karmaşası sosyal medya haberlerinden kaynaklanıyor. Aşı ile ilgili hiçbir bilimsel veriye dayanmasa da binlerce hurafe sosyal medyada akıp gidiyor. Bu hurafelerin kaynakları ve yayanları arasında ilkokul mezunu, tamamıyla eğitimsiz kesimden insanların olması kadar bazı tıp doktorlarının, profesörlerin olması halkın kararsız kesimini daha da aşıdan soğutur hale geldi.

Birçok kişi hastalığı geçirmemiş olsa da “Hep kalabalık içindeyim, ben zaten yakalanıp, atlatmışımdır, bende antikor vardır, neden aşı olup bilmediğim bir şeyi vücuduma alayım” diye aşı karşıtlığını savunuyor. Öncelikle bu söylem zerre doğru değil. Bu kişilerin es geçtikleri nokta şu. Virüs miktarı. Koronavirüse bir şekilde hepimiz denk gelmiş olabiliriz. Havadan yayılan bir virüsten bahsediyorsak bu zaten kaçınılmaz bir gerçektir. Fakat o sırada sizin denk geldiğiniz andaki virüsün sayısı sizde hastalık yapacak orana ulaşmamış olabilir. Denk gelen miktar tükürük ile mideye atılmış olabilir. Boğazınızdan geçememiş, akciğerlerinize ve diğer organlara inmemiştir. Yani bir şekilde o an virüs sayısı sizin bağışıklık sisteminizi etkileyecek miktara ulaşamamıştır. O yüzden sizin Covid-19 olmama garantiniz yok.

Aşı karşıtlarının diğer birkaç söylemi ise aşıya olan güven ile alakalı. Benim duyduğum ve gördüklerim içinde de bu hurafenin de başlıca bir kaç dalı var. İlki “Bakın aşı olan sağlık çalışanları dahi hastalığa yakalanıyorlar. Ben neden olayım?” Bir başka hurafe “Aşı olan kişiler kısır oluyormuş.” Bir diğeri “Aşı yeterince denemedi, ileride ne olacağını bilmiyorum. Yan etkisi de çokmuş.”

Eğer sebepleriniz bunlarsa hepsi yanlış. Neye göre yanlış aşı olmama seçeneği ile kıyaslandığında yanlış. Çünkü hastalık opsiyonel bir seçeneğiniz değil. Yani aşı olmayacağım ama hastalığa da yakalanmayacağım deme lüksümüz yok. Aşı olan sağlık çalışanları da tekrar hasta oldu. Doğru bu zaten ilk kanıtımızı doğrulayan bir olaydır. Ne kadar çok virüs ile temasta kalırsanız o derece hastalığa yakalanma şansınız artıyor. Fakat aşı olan sağlık çalışanları hastalığı daha iyi atlattılar. Haberler kanıttır. Aşıdan önce kaç sağlık çalışanı hayatını kaybetti? Aşıdan sonra kaç sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Aşı olup hayatını kaybetselerdi sosyal medya bu haberler ile dolu olmaz mıydı? Mutlaka yine aşı olanlar arasında hayatını kaybedenler olmuştur. Zaten en iyi aşı dahi %90 koruyor denmesinin sebebi budur. 

En eğlenceli hurafe ise “Aşı kısırlık yapıyor ben ondan aşı olmayacağım.” Bunu diyen kişilerin yaş ortalamasının 50’nin üzeri olması ise benim için şahane bir eğlence kaynağı oldu. Ülkemizin bu delikanlılarının (!) kendilerine olan güvenleri hayranlık verici olsa da bunu yanımda dile getirdiklerinde içimden “Babacım ellisinden sonra çocuğun olmazsa bence aşıya çamur atmasak mı?” demedim değil. İşin komik kısmını geçersek, bu aşıyı tüm dünya oluyor. Bu hurafe gerçekse bir nesil sonra dünyayı maymunlar yönetecek demektir. Ama kısırlık üzerine hiçbir bilimsel veri ve kanıt olmamasına rağmen bu hurafeler çok tutuyor. Çünkü en yakın kanıtı en az 9 ay 10 gün sonra elde edebileceğiz. Eğer aşıdan sonra çocuklar hala doğmaya devam ederse bu hurafe yanlış olacak!

Bir diğer itiraz ise ben aşıya güvenmiyorum. Kim bilir ne yan etkileri, ne sonuçları olacak. Muhtemelen evet. Aşının yan etkileri var ve daha da olabilir. Fakat bu durumda oransal maliyet denen bir durum var. Tüm her şeyi araştırmak o kadar geniş bir araştırma gerektiriyor ki tüm paranoyaları bitirmek için yaklaşık 30-40 sene geçmesi gerekiyor. İlk etapta 3 faz ile zaten aşının büyük çoğunluk ile insan vücuduna yan etkilerinin olmadığı ortaya kondu. İleride başka türlü sorunlar çıksa dahi bu sorunların aşıdan dolayı mı Covid-19’dan dolayı mı olduğu da ayrı bir araştırma gerektirecek.

Yani yine başa dönüyoruz. Aşı olmadığınız takdirde sizi Covid-19’dan koruyacak tek bir şey geriye kalıyor. Şansınız. Aşı olmayıp vücudunuza bilmediğiniz bir madde almak istememenizi ilk etapta kendi kulağınıza gayet doğru geliyor olabilir. Fakat hastalandığınız takdirde onlarca hapı yutmak ve daha beter ilaçları serum olarak almanın yanında tamamen mantıksız değil mi? Ve daha önemlisi siz Covid-19 olup hastalığı rahat, hissetmeden atlatsanız dahi bir süper bulaştırıcı olup çevrenize, sevdiklerinize bu hastalığı yayan kişi olmanın neresi doğru Allah aşkına? Sizin başınıza bir şey gelmemiş olabilir. Fakat hastalık yayarak belki eşinizin, belki anne-babanızın hatta çocuğunuzun potansiyel katili olarak dolaşmanın neresi mantıklı? Neresi ahlaklı? O yüzden AŞI OLMAK ZORUNDASINIZ!