HABER / Gülşah DURSUN

2012 yılında Anadolu Üniversitesi Spor Yönetimi bölümünü bitirdikten sonra baba evine dönen Eyyüp Sağlam, seyyar satıcı olan babasının işini devam ettirerek girdiği iş yaşamında gün geçtikçe büyüyen bir marka yaratmayı başardı. Evde babasıyla birlikte yaptıkları içli köfte ve çiğ köfteleri, İzmir sokaklarında satarak başladığı serüvende bugün aylık bin ton içli köfte üretimi yapan bir işletmeye sahip olan Sağlam, kentteki birçok büyük restoran, mandıra ve şarküteriye gıda tedariki sağlıyor. 

‘ZABITALARDAN AZ KAÇMADIM’

30 yaşındaki girişimci, aileden aşçı olduklarını söyleyerek, “Üniversiteden mezun olduktan sonra ticaret yapmak istedim. O dönem babam evde kendi yaptığı içli köfteleri seyyar olarak satıyordu. Satış işini ben devraldım, sokak sokak bu ürünleri gezerek satmaya başladım. Tabii her seyyar satıcı gibi beni de zabıtalar çok kovaladı, onlardan çok kaçtım. Nihayetinde satışlarımız artmaya başladı ama ben bu işi büyütmek, insanlara da ekmek kapısı açmak istiyordum. Seyyar satıcılık imalathane açabilmem için gerekli finansmanı sağlamam için tek çaremdi. Yaklaşık 2 yıl kadar sokaklarda yaptığımız ürünleri sattıktan sonra 2014 yılında İzmir'in Karabağlar ilçesinde bir imalathane kurdum. KOSGEB desteği almak için eğitimlere gittim ama işletmemi daha önce kurduğum için destek alamadım. Ama vazgeçmedim, çabalayarak işlerimi büyütmeye devam ettim” diyor.

İSTİHDAMDA KADINLAR ÖNCELİKLİ

İşlerini büyüttükçe istihdam da sağlamaya başlayan genç girişimci Sağlam, önceliği ise ev kadınlarına tanıyor. Yarattığı marka ile bugün İzmir’de birçok büyük gıda markasına hizmet sağlayan Sağlam, “Bugün 40 ev kadını, bizim için canını dişine takarak çalışıyor. Biz de emeklerinin karşılığını vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Firma bünyemizde biri gıda mühendisi olmak üzere 7 çalışanımız var. İçli köfte, çiğ köfte, mercimek köftesi ve yaprak sarma yapıyoruz.Yaprak sarmanın iç harcını imalathanede gıda mühendisimizin gözetiminde hazırlıyor ve ev hanımlarına teslim ediyoruz. Çalışmak, ev ekonomisine katkı sağlamak isteyen ancak bunu başaramamış kadınlarımıza ulaştırıyoruz. Aynı gün evde hazırladıkları yaprak sarmaları geri alıyoruz, pişirip paketleyip satışa hazır hale getiriyoruz. Böylelikle ev hanımlarına istihdam yaratıyoruz. Biz onlara, onlar da bize güveniyor. Bu sayede hem kadınlarımızın ekonomiye kazandırılması için geçmişte kurduğum ideali biraz olsun gerçekleştiriyorum hem de onların özverisiyle işimden emin bir şekilde yoluma devam ediyorum” ifadelerini kullandı.

İZMİR’DEN DÜNYAYA

İşini ciddiye alıp severek yapmasının kendisini başarıya ulaştırdığını belirten Sağlam, “Bir işi siz severseniz o da size karşılığını veriyor. Ben işimi çok seviyorum, evde bulgur yoğururken de seviyordum, bugün imalathane üretimi yaptığımda da çok seviyorum. O günlerde nasıl temizliğine, kaliteye ve lezzete önem veriyorsam bugün de aynı şekilde veriyorum. Kullanacağım tüm malzemeleri yöresinden getirtiyorum. Bulguru Antep’ten, baharatları Urfa’dan, sarma yapraklarını Manisa Saruhanlı’dan getiriyoruz. Doğal olacak, kaliteli ve sağlıklı olacak, severek de yaptığınızda her yemek gibi çok güzel olur. Bu da bizi başarıya götürüyor. Bu başarımızı da sürdüreceğiz, daha fazla insana, kadına iş imkanı sağlayacak sadece İzmir ile de yetinmeyeceğiz. Hedefimizde İzmir’in bu markasını kuracağımız soğuk zincir ağı ile Türkiye’ye, belki de sonra Türkiye’nin markası olarak da dünyaya duyurmak var” dedi.