Haber/ Mustafa UĞUZ

Dünya genelinde yerel üreticilerin toprak rantına teslim olarak endüstriyel gıda üretiminden dışlanması gıda egemenliği krizine yol açtı. Yani artık gıda politikalarıyla ilgili kararlara şirketler karar veriyor ve üretimi yönlendiriyor. Gıda egemenliğinin sağlanması içinse kooperatifler, dernekler, gıda toplulukları ve bu konudaki inisiyatiflerinin örgütlenmesini gerektiğini söyleyen Adnan Çobanoğlu, “Çünkü uluslararası şirketler, kendi çıkarları için tohumdan başlayarak tarımsal üretime değişik müdahalelerde bulunuyor. Kimyasallar insanları zehirliyor ve DNA'ları değiştirilen tohumların besin değeri oldukça azalırken tarımın da tek tip hale gelmesine neden oluyor” diye konuştu.

ÖNCE HASTA EDİYORLAR

Dünyanın en önemli tohum şirketlerinden birini yine dünyanın en önemli ilaç üretim firmasının satın aldığını açıklayan Çobanoğlu, “Böylece tohumu ve bu tohumun büyümesinde kullanılacak kimyasalları üretirlerken bu tohumlardan oluşacak ürünü yiyerek hastalanacak vatandaşı da yine kendileri ürettikleri ilaçlarla tedavi ediyorlar. Böylece hem hasta ediyor hem de tedavi ediyor. Böylece sermaye birikimi güçlendiriliyor” ifadelerini kullandı. Çobanoğlu denizlerde de sıkıntı yaşandığını; çiftlik balıkçılığının deniz ekosistemini yok ettiğini ve gelecek yıllarda denizlerde balık bulamaz hale gelebileceğimizi sözlerine ekledi.

İZMİR, ÖRNEK OLMALI

Hava, su ve toprağı kirleten her şeyin gıda egemenliği ve güvenliğini tehdit ettiğini açıklayan Adnan Çobanoğlu, “Halkın yarına gıda politikaları oluşturulmalıdır. Bunun yerel düzeydeki en iyi örneğini İzmir Büyükşehir Belediyesi uygulamakta. Gıda egemenliğinin vazgeçilmez unsuru olan kooperatifleri ve yerel unsurları destekleyerek hem ekim alanlarının artmasına hem de nispeten sağlıklı ve sürdürülebilir bir tüketime destek oluyor. Bu anlayışın ülke geneline yayılması gıda egemenliği için önemli bir adım olur. İzmir'de yerel yönetimlerin desteğiyle kooperatifler güçlendiğini ve üreticinin pazar sorunu çözüldü” diye konuştu.

ÖRNEK PROJE: MERA İZMİR

Ziraat Mühendisleri Odası önceki dönem başkanlarından Ferdan Çiftçi de, Büyükşehir Belediyesi'nin 'Mera İzmir' projesinin gıda güvenliği ve egemenliği için çok önemli olduğuna dikkat çekti. Çiftçi, “Türkiye’nin topraklarının yüzde 35’i mera. Fakat atıl kalmış durumda. Çünkü yanlış tarım politikaları uygulanıyor. Hayvancılık çok güç durumda. Ne yazık ki, vatandaş üretmekten vazgeçmiş durumda. Sütü para etmediği için hayvanlarını kesiyor. Gerçekten büyük bir yoksullaşmaya doğru gidiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu çığlığı duyarak önemli işlere imza atıyor” dedi.

'DIŞA BAĞIMLILIK AZALMALI'

İzmir'de yapılan çalışmalarla aslında başka bir tarım politikasının mümkün olduğunun gösterildiğini sözlerine ekleyen Çiftçi şöyle konuştu: “Sadece İzmir’e değil tüm Türkiye’ye örnek olan bu projelerle hem toprak ve su daha az kirleniyor hem de atalık tohumlarla daha sağlıklı üretim yapılıyor. Uzun yıllar yanlış tarım ve hayvancılık politikaları tercihleriyle yok olma noktasına gelmişken İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kooperatifleşme çalışmaları, tarım politikaları ve çiftçi destekleriyle özellikle kentimizde tekrar iyiye doğru bir gidiş başladı. Bir yandan kuraklıkla, bir yandan yoksullukla mücadele edilerek küçük üretici destekleniyor ve bunun sonucunda da gıda egemenliği için örnek çalışmalar yapılmış oluyor. Küçük üretici hayatını geçindirecek parayı kazanabilmeli ki kentle kır arasındaki denge korunabilsin. Dışa bağımlılığımız azalsın ki bereketli topraklar üzerinde yaşayan insanları doyurmaya yetsin ve gıda egemenliği korunsun.”

12 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ

1- Toprak ve Tarım Bakanlığı, Kooperatif ve Kalkınma Bakanlığı ile Gıda Bakanlığı olarak 3 yeni bakanlık kurulmalı

2- Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu kurulmalı.

3- Kooperatif faaliyetleri tek bir yasal mevzuatla yürütülmeli.

4- Kooperatifler birbirlerine bağlanarak 'Kooperatif Birlikleri' kurulmalı

5- AR-GE ve markalaşma için ulusal strateji oluşturulmalı

6- Tarım arazileri, bağ, zeytinlik vb. sit alanı yapılmalı; planlı tarım ve hayvancılığa geçilmeli

7- Ulusal Gıda Akademisi kurulmalı

8- Aracılar devreden çıkartılmalı. Demiryolları her şehre ulaşmalı.

10- Kusursuza yakın bir gıda denetim sistemi kurulmalı

11- Yerel üreticilerin üretime dönmesi sağlanmalı.

12- Köylülerin ve Kırsalda Çalışan Diğer İnsanların Hakları Deklarasyonu uygulanmalı ve güvence altına alınmalı