HABER/ KADİR POLAT

Koronavirüs salgını başladığından beri dünya genelinde 6 milyonu aşan vaka sayısı ve 400 bine yaklaşan can kaybı yaşandı. Globalleşen dünyada, ülkelerin hatta insanların tamamı kendi güvenli bölgelerine çekildi. Salgından dolayı ülkeler tarafından alınan olağanüstü önlemlerle birçok sektörü olumsuz etkilerken, en çok zarar gören sektörlerden biri de büyük bütçelerin harcandığı sinema ve dizi sektörü oldu.

Sinema salonlarının kapatıldığı, birçok dizi ve sinema filmi projesinin durdurulduğu ya da ertelendiği, bitmiş projelerin ise vizyon tarihlerinin belirsiz bir şekilde ötelendiği salgın süreciyle birlikte Dünyada ve Türkiye’de sektörü nelerin beklediğini ise tam olarak kestirmek biraz zor. Alınan önlemler normalleşme çalışmaları kapsamında tüm ülkelerde yavaş yavaş azaltılmaya başlandı. Ancak sinema ve televizyon dünyasında tablo hiç de iç açıcı değil.

Önlemler sıkılaştırıldı

Yeni normalleşme süreciyle birlikte tedbirler çerçevesinde çalışmaya devam eden dizi ve sinema sektörü önlemleri sıkılaştırdı. Set fotoğrafçısı Samet Celepoğlu Sektörün en hareketli olduğu istanbul’da alınan önemleri şu sözlerle anlattı;

“Setlerde şirketlere göre alınan önlemler büyük düzeyde değişiklik gösteriyor. Bu süreçte çalıştığım 3 ayrı şirketin de bu konuda aldıkları derinlemesine önlemler benim şansıma oldu. Ancak işimizin cilvesi gereği bu kadar yüksek vakaların olduğu dönemde ne kadar önlem alınırsa alınsın yinede bir açık vermeden sürdürmek imkansız gibi bir şey. Alınan önlemlere gelirsek, set çalışanları ve oyuncular olmak üzere şahsi aracıyla işe gelmeyen herkes evlerine yürüme mesafesi olacak ve vasıta kullanmayacak şekilde ulaşımları sağlanıyor ve toplu taşımada bulaş riski sıfıra indiriliyor ve kesinlikle toplu taşıma kullanmamaları konusunda uyarılıyorlar. Setteki önlemlere gelirsek sette maskesiz gezmek sahne içindeki oyuncular hariç kesinlikle yasak. Bir sağlık personeli devamlı sahne çevresinde maske ve dezenfektan dağıtımı için hazır bulunuyor ve hali hazırda sette bir ambulans da mevcut.

Sette her daim parmaktan kan örnegi alınan hızlı testler yapıldığını belirten Celepoğlu

“ Ekibimiz dışında sete gelen yardımcı oyunculara da testler yapılıyor ve bu testler yine kendini iyi hissetmeyen çalışanlar için de uygulanıyor. Ancak asıl testler haftada veya maksimum 2 haftada bir olmak üzere repo öncesi PCR testi şeklinde uygulanıyor. Eğer ki set devam ederken pozitif bir çalışan veya oyuncu varsa set anında sonlandırılıyor ve tüm ekip 3-4 gün bekletilip yeniden PCR testi yapılarak program yeniden şekilleniyor” diye konuştu

“Bir sette 39 vaka görüldü”

Bunca önlemlere rağmen yine de pozitif vakalara rastlandığını ifade eden Samet Celepoğlu yeterli kontrollerin yapılmadığı bazı setlerde ayla sonra yapılan testler sonucu 39 vakaya rastlandığını idda ederek bu konuyla alkalı denetimlerin sıklaştırılması ve yeterli yaptırımların uygulanması gerektiğini vurguladı

“4 Saate bir maske değiştiriyoruz”

Set çalışanı Furkan Varışlı da, iki haftada bir tüm set çalışanlarının teste tabii tutulduğunu belirterek pozitif rastlanan vakaların derhal karantinaya alındığını ve başka ekiple çalışmalara kaldığı yerden devam edildiğini belirterek “vakaların artmasıyla set kalabalığının minimum düzeye düşürüldüğünü ve tüm ekibin 4 satte bir maske yenileyerek çalışmasına devam ettiğini söyledi. Dizi ve sinema sektörünün normal çalışma koşullarının ağır olduğunu söyleyen Furkan Varışlı zaten zor şartlar altında çalışan set çalışanlarının salgın nedeniyle sürekli maskeyle çalışıyor olmasının da ekstra bir zorluk getirdiğini söyledi. Varışlı, salgının hafife alınmaması gerektiğini ve yanlızca tedbirlerle önlenebileceğinin de altını çizdi.

“Hızlı testler yeterli değil”

İstanbul Tabip Odası İşyeri Hekimliği Komisyonu Üyesi. Dr. Nazmi Algan, Pandemi sürecinde zorunlu ihtiyaçların üretimi ve tedariği dışında en az iki haftalık bir kapanmanın bulaş zincirini kırması için gerekli olduğunu belirterek bir dönem bu çekimlere ara verilmesinin en doğru uygulama olacağını söyledi. Antikor testleri ve hızlı testlerin bulaş riskini azaltmayacağını vurgulayan Algan, hızlı testler tam anlamıyla yeterli değil dedi.

Sektörün ayakta kalabilmesi kurallara bağlı

COVID-19 enfeksiyonunun temel bulaşma yolunın damlacık ve temas yolu olduğınu söyleyen Dr. Hasan Alpay ise Sinema, dizi, tiyatro ve diğer kültürel etkinliklerde çalışma koşulları nedeniyle personele virüsün bulaşmasının yüksek risk oluşturduğunu ifade ederek önlemlerin artırılması konusunda şu uyarılarda bulundu.

“ COVID-19 kapsamında kültürel etkinliklerin yapıldığı yerlerin girişine COVID-19 önlemleri ile ilgili afişler (el yıkama, maske kullanımı ve içeride uyulması gereken kurallar) asılmalıdır. Girişlerde ve içeride el antiseptiği bulundurulmalıdır. Çalışanlardan ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı belirtileri olan, COVID-19 tanısı alan ve temaslısı olanlar derhal sağlık kurumuna yönlendirilmelidir. Bu tip yerlerde ve genel olarak toplum içinde bez maske takılması yeterlidir. Bunu yaparken bez maske kullanımı kurallarına uyulmalıdır. Sorumlu bir personel ayrılarak bu kuralların uygulanması denetlenmelidir. İzleyicilerin sanatçıyla fotoğraf çekilmeleri yasaklanmalı ve sosyal mesafenin ihlaline sebep olacak davranışlardan kaçınılmalıdır. Set ortamları kalabalık olduğu için maske takmak ve yapılan hızlı testler gibi önlemlerin sıklıkla tekrarlanması sağlanmalıdır. COVID-19 belirtileri gösteren (ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı gibi belirtileri olan), COVID-19 tanısı alan ya da COVID-19 temaslısı olan personel çalıştırılmamalı, personelin tekrar işe başlaması sürecinde İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Sağlık Bakanlığı COVID-19 Rehberindeki kurallara göre yönetilmelidir. Personelin tamamı kuralına uygun maske takmalı, maske nemlendikçe ya da kirlendikçe değiştirmelidir. Yeni maske takılırken el antiseptiği kullanılmalıdır. Personellere yemek sağlanıyorsa tek kişilik paketler halinde dağıtılması sağlanmalıdır. Personellerin iş yerlerinde kullandıkları iş kıyafetleri günlük olarak değiştirilmeli ve uygun şartlarda (en az 600C de çamaşır makinesinde) düzenli olarak yıkanmalıdır. Kulis ortamında; Ziyaretçi ya da hediye kabul edilmemelidir. Zorunlu haller dışında sanatçı ve görevlilerin maske takması sağlanmalıdır. Kostüm, makyaj işlemleri gibi hazırlık alanlarında, işlem yapılacak kişiye 1 metreden yakın temasta bulunacak kişiler maske, yüz koruyucu/gözlük kullanmalıdır. Kuliste damlacık bulaşmasını arttırabileceğinden yüksek sesle konuşulmamalıdır”

Dr. Hasan Alpay Pandemi sürecinde sektörün ayakta kalabilmesi açısından setlerin Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi yönetmeliği çerçevesinde etmesinin risk oluşturmayacağının da altını çizdi.