Haber/ Emine ŞEKER YALÇIN

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun çocukları korumak, yaşam koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989’da Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamasının yıldönümü olan Dünya Çocuk Hakları günü dolayısıyla konuştuğumuz İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Elçin Kılınçer Ot, “Çocuğun hakkını bilmesi elbette önemlidir, ancak çocuğun hakkını bilmesini beklemek yerine ona o hakkı teslim etmek, olması gerekendir” diye konuştu. Ot, Türkiye’de ailelerin hak kavramını bilmediğini savunarak, “Aileler Çocuk Hakları konusunda bilgi sahibi olsa, bilinçlendirilse bu denli eğitimden uzak, erken yaşta çalışan, erken yaşta evlendirilen ihmal ya da istismar edilen çocuktan bahsetmezdik” dedi.

TEMEL İHTİYAÇLAR

Elçin Kılınçer Ot, çocuk haklarının aslında ‘İnsan Hakları’ kavramının bir parçası olduğunu söyledi. Ot, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu haklar, çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunmalarını sağlayan haklarının hepsini karşılayan bir kavramdır. Çocuklar hiçbir ayrım gözetilmeksizin temel haklara eşit şekilde sahip doğarlar. Bu haklar çocukların gelişmeleri için gerekli korumayı sağlar. Toplumda birey olarak yaşamasını kolaylaştırır. Çocukları yaşama hazırlar ve yaşam koşullarını iyileştirir.”

'HAKLARINI TESLİM EDİN'

Mevzuat gereği, 18 yaşını doldurmamış her kişinin çocuk olduğuna dikkati çeken Avukat Ot, “Hatta Çocuk Koruma Kanunu daha ileri giderek kişiyi, daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmadıkça çocuk sayıyor. Türkiye’de de aileler hak kavramından çok uzaktalar. Aileler Çocuk Hakları konusunda bilgi sahibi olsa, bilinçlendirilse bu denli eğitimden uzak, erken yaşta çalışan, erken yaşta evlendirilen ihmal ya da istismar edilen çocuktan bahsetmezdik. Önemli olan çocuğun hakkını bilmesinden ziyade, çocuğa o hakkın tanınması, o haktan beklenen faydanın sağlanması için gerekli çalışmaların yapılmasıdır. Çocuğun hakkını bilmesi elbette önemlidir; ancak, çocuğun hakkını bilmesini beklemek yerine ona o hakkı teslim etmek, olması gerekendir” diye konuştu.

SÖZLEŞME BİLİNMİYOR

Avukat Elçin Kılınçer Ot, İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak hak ihlaline uğramış her çocuğun, hiçbir ayrım gözetmeksizin, örselenmeden, adalete erişmesi için var güçleri ile çalıştıklarının altını çizdi ve şöyle devam etti: “Çocuk Haklarına dair çalışmalarımız ise ağırlıkla meslektaşlarımıza yönelik olmakla okullarla da işbirliği yaparak özellikle teori ile sahadaki pratiğimizi bileştirdiğimiz çalışmalar yapmaktayız. Çocuk Hakları Günü kapsamında bu yıl da oldukça doyurucu çalışmalar yaptık, dileyenler İzmir Barosu web sayfasından yapılan konferansların kaydını izleyebilir. Ancak genel olarak çocuk hakları hakkında yapılan etkinlikleri ya da aktiviteleri yeterli bulmuyorum. Özellikle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme yeterince ve yaygın şekilde bilinmiyor. Sözleşme konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu yönde yapılacak çalışmalar tüm çocuklar için çok faydalı olacaktır düşüncesindeyim.”

'ÇOCUKLARIMIZ KORUNAMIYOR'

Türkiye'de kurumlar tarafından çocuk haklarının tam anlamıyla korunmadığını ileri süren Avukat Ot, sözlerini şöyle tamamladı: “Devlet koruması kapsamında olmasına rağmen etrafımıza baktığımızda dahi görebileceğimiz şekilde çocuklar korunamıyor. Çocuklar işçi, çocuklar eğitime uzak, çocuklar ihmal ediliyor, istismar ediliyor, erken yaşta evlendiriliyor. Çalışma alanımız olması sebebiyle yakından gördüğümüz üzere çocuklar adalete dahi erişemiyor. Ayrıca okullarda da öncelikle çocuk haklarına ilişkin temel düzenlemeler, özellikle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocukların anlayacağı şekilde yalın bir dille, oyunlarla çocuklara öğretilmeli. Çocuk Haklarının sadece çocuklara öğretilmesi yeterli olmayıp bu konuda tüm öğretmelerin ve veli ya da çocuğa bakım veren kimselerin de bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.”

'EŞİT FAYDALANAMIYORLAR'

Psikolog Sibel Hunla Zengin, dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi birçok hakka sahip olduğunu söyledi, her çocuğun 18 yaşına kadar bu haklardan yararlanabildiğine vurgu yaptı. Zengin, “Bir çocuğun hayata geldikten sonra en temel hakkı eğitim hakkıdır. Ama maalesef coğrafya farkı, aile yapısı ve ailenin ekonomik geliri gibi sebepler ile çocuklarımız eşit olarak eğitim hakkından yararlanamıyor. Bu nedenler ile bu sorunlar içinde olan çocuğun ne yazık ki eğitim hakkı elinden alınmış oluyor. Bir diğer temel haklardan barınma ve sağlık hakkı ise yine genel olarak aynı sebeplerden dolayı çocuklarımız bu haklarından da eşit olarak yararlanamıyor” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM EVDE BAŞLAR

Gelişmiş ülkelerde ailelerin çocuklarının hakları hakkında daha geniş bilgiye sahip olduklarını da belirten Psikolog Zengin, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ise ailelerin konu hakkında çok da bilgi sahibi olmadıklarının altını çizdi. Zengin, şunları söyledi: “Bu haklar hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmayan aileler mutlaka kendilerini konu hakkında yetiştirip çocuk sahibi olmalılar. Çünkü aileler çocukların haklarını bilmiyorsa eğer maalesef bu çocuklarımız daha çok mağduriyet yaşıyor.”

KİMİN AYIBI?

Çocuk hakları konusunun yeteri kadar gündemde olmadığını belirten Psikolog Zengin, ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’ hakkında da birçok insanın habersiz olduğunu bildirdi. Zengin, “Toplum olarak mutlaka bu hakları araştırıp öğrenmemiz gerekiyor. Aksi takdirde mağdur olan, sömürüye açık olan ve istismara uğrayan yine bizim çocuklarımız oluyor. Örneğin; son zamanlarda hemen hemen her gün haberlerde çocuk istismarı haberleri görüyoruz. Bu ayıp o olayı yaşayan çocuğun mu yoksa toplumun mu? Toplum bu haberleri gördükçe yaşanan olayları maalesef normalleştiriyor. Yaşanan olayların üstü tabii ki kapatılmasın ama neden yaşandığı mutlaka gerekli kurumlar tarafından araştırılsın. Araştırılsın ki çocuklarımız bu olaylara maruz kalmasın. Çocuklarımız travma yaşamasın, ruhsal durumları bozulmasın” dedi.

10 ayda 160 çocuk istismara uğradı

CHP İstanbul Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Sezgin Tanrıkulu da 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü Raporu yayınladı. Tanrıkulu’nun hazırladığı rapora göre, 2021 yılının ilk on ayında en az 27 çocuk öldürüldü, 12-18 yaş aralığında bin 170 çocuk tutuklandı ve 426 çocukta hükümlü olarak cezaevlerinde bulunuyor. Tanrıkulu, raporunda UNICEF verilerine de yer vererek, dünyada aşırı yoksulluk sınırı içinde 862 milyon kişinin olduğunu, bunların 385 milyonunun ise çocuk olduğunu dile getirdi. Tanrıkulu, raporunda ayrıca şu bilgilere yer verdi: “Girls Not Brides verilerine göre 650 milyon kadın ve kız çocuğu 18 yaş altı evliliğe zorlandı. Her yıl 12 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlendiriliyor. Mülteciler Derneği verilerine göre, Türkiye’de kayıtlı yaklaşık 4 milyon mültecinin 1 milyon 764 bin 863’nü (yüzde 47.4) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. ILO verilerine göre, dünyada 152 milyon çocuk işçi var. Her 10 çocuktan 7’si ağır ve tehlikeli işlerde çalışıyor. Bianet’in ‘Erkek Şiddeti Çetelesi’ne göre de 2021 yılının ilk on ayında en az 160 çocuk, erkeklerin cinsel istismarına uğradı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2022 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, koruyucu aile yanında kalan çocuk sayısının 19 yılda 16 kat arttığını söyledi. TÜİK verileri 2014-2017 yılları arasında 7 bin 466’ı erkek, 51 bin 818’i kız olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını gösteriyor. İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonunun Raporuna (2019) göre, son 16 yılda 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Raporda, cinsel suçların yüzde 46’nın çocuklara karşı işlendiği belirtildi. Son 17 yılda cinsel istismar suçlarında azalma olsaydı, söz konusu veriler erişme kapatılır mıydı? TÜİK verileri 2014-2017 yılları arasında 7 bin 466’ı erkek 51 bin 818’i kız olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını gösteriyor.”