Medine direnişinde Fahrettin Paşa’nın şifre subayı; Kadri Bey’dir.
Arkadaşlarıyla beraber açlıktan ölme pahasına direnen (hani çekirgeleri bile yemişlerdi) 
Kadri Bey, Kurtuluş Savaşı’mızın ardından da ülkemizin değişik bölgelerinde olarak binbaşı olarak görev yapmıştır.
1937 yılında Kadri Binbaşı Ankara’dayken oğlu Altan da Çankaya İlkokulu'nda öğrencidir.
Altan’ın en yakın arkadaşı da Saffet’tir.
Her sabah Saffet ile buluşmakta, okula beraber gitmektedirler.
İki kafadengi okula giderken hep güzergahtaki küçük bir tepeye çıkarlar. Bu tepe de Çankaya Köşkü’nden kentin merkezine uzanan yola bakardı.

C8089Af8 E7E0 441B 80Cf 4Da4A941E33E

**
Gazi Mustafa Kemal Paşa da, o yolu sıkıntısını derdini anlatmak için kaldırımda kendini bekleyen vatandaşlarla birlikte onlarla konuşa konuşa yürümektedir. 
İki çocuk; Altan ve Saffet her sabah tam tepenin önünden geçerken Atatürk’ü başlarıyla selâmlarlar.
Altan, yine bir sabah okula gitmek için Saffet’in kapısını çalar ama arkadaşı o gün hastadır, yoldaşlık yapamayacaktır.
Altan, okul yolunda yalnız yürürken gözü tepeye ilişir; kararlıdır. 
Yanında Saffetı olmasa da Atatürk’ü selamlamak için o tepeye tek başına çıkacaktır. 

Ca41E1Dc Bfa7 4D6E A0Ed 4A711891C680

**
Her gün o yolda ahalinin meselelerini dinleyerek maiyetine not aldıran Büyük Önder, o gün de tepenin önünden geçerken küçük Altan koşarak gelir ve başını hızla öne eğerek selâmını verir. 
Atatürk sorar;
“Çocuk, bugün yalnızsın. Sarı yok mu Sarı?” 
Kadri Bey’in oğlu kafasını kaldırır, Paşa ile göz göze gelir.
İlk kezdir bu göz göze geliş.
İçtenlikle gülümser, cevabı verir; “Saffet bugün hasta Paşam, yarın!”
(Vatansever- Serkan Esen -Yüzyılın Lideri ve Yüce Milletinin Bağımsızlık Hikayeleri-İZYAKO Yayınları 2025)

**

O gün Atatürk’le ilk kez göz göze kalan çocuk; tiyatro ve sinemamızın simgelerinden...
Mizah ve çizgi ustası... Gazeteci yazar, çizgi romanlar üreten...
TRT’ye programlar hazırlayan...
Müzikallerde rol alan... Radyonun radyo olduğu zamanlarda hep aranılan... “Mahalle Muhtarlığı” da yapmış...
Ve çok iyi Galatasaraylı ALTAN ERBULAK’tır!

**
Erbulak, ülkemize gelen dünyanın en ünlü sirkinde çocukların karşısına palyaço olarak çıkmıştır.
Sayısız çocuk piyeslerinde sahne almış, nice çocuğu hayatında ilk kez tiyatroyla buluşturmuştur...
"Can Dostu" Metin Serezli ile “Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosu’’nu kurmuştur...
‘’Vatan’’, ‘’Akşam’’, ‘’Tef’’, ‘’Akbaba’’, ‘’Fırt’’, ‘’Gırgır’’, ‘’Milliyet’’; yazdığı/çizdiği
dergi ve gazetelerdir...
“Hürmüz’le Cafer”; en ünlü karikatür tiplemesidir... Orhan Boran’ın 60’lı yıllarda yayımladığı ve kendi radyo karakterlerine dayandırdığı
çizgi roman "Yuki’'yi de o resimlemiştir...
Türkiye’de Yavru ile Katip (002 filmleri olarak da bilinirler)
olarak tanınan İtalyan filmlerindeki ‘’Katip’’i seslendirmiştir...
‘’Sensin İnsan’’ isimli anı kitabı da vardır. 

**

Devam ediyoruz;
Teknoloji tutkunudur
Altan Erbulak...
BBC’den “kameraman belgesi” bile almıştır..
“Faks” ile çalıştığı gazeteye “ilk kez karikatür” gönderen sanatçıdır…
Çalışma masasının arkasında duvara ‘’Paslanacağımıza yıpranalım’’ yazdırmıştır!.
‘’İnsana dair herşeyi anlayan bir insandır!’’
Cihan Demirci’ye göre, ‘’Komik karikatürü sevdiren’’, Güngör Kabakçıoğlu’na göre de ‘’Karikatürün Mozart’’ıdır!

**
80’li yılların hemen başında Milliyet İzmir Bürosu’nda tanıdığım...
‘’Atiiii’’ diye seslenen, ‘’Abem’’in ağzına çok yakıştığı  37 yıl önce yitirdiğimiz
Altan Erbulak’tır anlatmaya çalıştığımız...
"Silahı Tiyatro, Karikatür, Mizah; Tiyatrosu, Karikatürü, Mizahı Silahtı" Altan Abi'nin...
“Öleceğine 24 saatin kaldığını bilsen ne yapardın?” sorusuna; “Saatimi satardım” diye cevap verendir Büyük Usta...