Haber/Murat ERVİN

Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'i bir marka haline getirdiklerini ve bundan sonraki süreçte yapacakları projelerle bu markayı daha da perçinleyeceklerini aktardı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi'nin de katıldığı toplantıda kapsamlı bir İzmir değerlendirmesi yapan Başkan Soyer, cennet benzetmesi yaptı dünyanın İzmir'i tanıyacağını söyledi.

'İZMİRLİ' GELİYOR

Mart ayından bu çobanlardan aldıkları sütlere 16.5 milyon lira ödediklerini ve tamamını peynir yaptıklarını aktaran Soyer, “Peynirlerimizi yine kooperatiflerimiz üretti fakat bunları işlemek için 5 milyon liralık üretim masrafı yaptık. Toplamda 40 milyon liralık peynirimiz oldu. Yani 4 ayda tek bir kalem üzerinde 18.5 milyon liralık katma değer yaratmış olduk. Bu arada sürpriz peynirlerimiz geliyor. Çok yakında 'İzmirli' markasıyla piyasaya süreceğiz. Elde ettiğimiz bu katma değer sayesinde yüzlerce gencimize de istihdam sağladık. Bayındır'da 140 milyon yatırım maliyetiyle günde 100 ton süt işleme kapasitesine sahip 'süt işleme fabrikası' bitmek üzere ve yaz sonu açılışını yapacağız” diye konuştu. 

'KÖY ENSTİTÜSÜ'NE DÖNÜŞ

Tarımda genç istihdamının azaldığı bir dönemde Bademler Köyü'ne İzmir Tarım Lisesi ile İzmir Tarım Teknolojileri Üniversitesi'ni kuracaklarını vurgulayan Soyer, “Yüzde 100 burslu eğitim verecek olan okulumuz 2023-24 eğitim yılında açılmasını hedefliyoruz. Bademler Tarım Lisesi, yeni nesil Köy Enstitüleri'nin Türkiye'deki ilk kapsamlı örneği olacak” ifadelerini kullandı. 

KOKUYA 'MASTER PLAN'

İzmir’de bir süredir tartışılan koku konusuna da değinen Soyer şöyle konuştu: “Körfezin ne yazık ki halen kirli olmasının 3 ana nedenini belirledik: Birincisi, İzmir’in yağmur suyu ayrıştırma altyapısının eksik ve Kanalizasyon ile yağmursuyu hatlarının birleşik sisteme sahip olması. İkincisi, tüm İzmir’in arıtmasını yapması beklenen oldukça eskimiş Büyük Kanal Projesi’ndeki tasarım hataları. Son olarak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun Körfez’in en dar noktalarından birine deşarj ediliyor olması. Bunları tespit ettikten sonra 3 ayaklı bilimsel bir yol haritası oluşturduk. Birinci ayak, kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarını ayırmak. İkinci ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nin ve çamur döküm sahasının rehabilitasyonu. Üçüncü ve son ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan binlerce metreküp tatlı suyun çıkış noktasını iç Körfez’den orta Körfez’e taşımak ve iç körfezin sığlaşmasını engellemek. Dere ağızlarındaki 50 santime kadar varan sığlaşmayı ortadan kaldırıp tüm zorluğuna rağmen caddeleri kazarak İzmir’e çağdaş bir yağmur suyu altyapısı kazandırmalıyız. Yani kapıdan bacadan giren kirliliği durdurarak Körfez’e lağım akmasını engellemeliyiz. Bunu tamamladığımızda yağmur suları Körfez’e, kanalizasyon suları ise kendi kapalı sistemi içinde doğrudan arıtma tesislerimize ulaşacak. Yağmur suyu hatlarımızın yapımı ve dere temizliği çalışmalarımızla Körfez’in tüm kirlilik kaynakları sıfırlanacak. İzmir’deki kokunun ana sorunlarından biri arıtmadan çıkan çamurun 20 yıldır Çiğli Arıtma’nın çevresinde depolanmasıydı. İzmir tarihinde ilk defa arıtma çamurunu Körfez kenarında değil Manisa’da lisanslı bir tesiste depolamaya başladık. Çevre Mühendisleri Odası başta olmak üzere ilgili uzman kuruluşlar ve akademisyenler ile 'koku master planı' oluşturmak üzere bir araya getiriyoruz.”

'DÜNYANIN EN BÜYÜK FUARI'

İzmir'in turizm projelerini de anlatan Tunç Soyer, “Hedefimiz 2024 yılında İzmir’i, nitelikli turistin tercih ettiği ve kişi başına düşen turist harcamasının her geçen yıl arttığı bir kent haline getirmek. Yılın 12 ayı 30 ilçemizde turizm vizyonumuzla İzmir’e gelen turist sayısını 4 milyona çıkarmak için çalışıyoruz. Dünyanın en büyük kruvaziyer fuarını 2024’de İzmir’de düzenleyeceğiz. Dahası, yıllar sonra ilk defa bu yaz İzmir’den Selanik ve Midilli seferleri başlıyor. Alsancak - Midilli seferini yapan ilk İzDeniz gemimiz seferlerine başladı. Geçtiğimiz yıl içerisinde Tarihi Liman Kenti başlığıyla İzmir’in kalbi Kemeraltı, Kadifekale ve Basmane bölgesini UNESCO Dünya Mirası geçici listesine dahil etmeyi başardık. Şimdi hedefimiz Efes ve Bergama’dan sonra Kemeraltı’nı şehrimizin üçüncü UNESCO Dünya Mirası olarak Türkiye’ye kazandıracağız. Bunun yanında, dünya flamingo nüfusunun yüzde 10'unun yaşadığı İzmir Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası unvanını alması için gerekli yasal süreci başlattık. Birgi ve kıyılarımızdaki Ceneviz Kaleleri’nin UNESCO hazırlık süreçleri de devam ediyor” ifadelerini kullandı.

NARLIDERE METROSU'NDA 'İLK 3 AY' SÜRPRİZİ

İzmir’i demir ağlarla ördüklerini kaydeden Tunç Soyer şöyle konuştu: “Narlıdere metro tüneli kazısını tamamladık ve 5 yeni güzergahta daha yeni metro yatırımları başlattık. Çiğli Tramvayı da yapım aşamasında. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Narlıdere Metrosu ve Çiğli Tramvayı’nı hizmete almış olacağız. Narlıdere metrosunda önümüzdeki yılın ilk 3 ayında deneme seferlerinin başlamasını planlıyoruz. Ayrıca 28 kilometrelik Karabağlar Gaziemir Metrosu, 27.5 kilometrelik Otogar Kemalpaşa Metrosu ve 5 kilometre uzunluğundaki Örnekköy Yeni Girne Tramvay Hattı İzmir’e kazandıracağımız yeni güzergahlar. Buca Metrosu’nun yapım hazırlıklarına başladık. Buca Metrosu, Türkiye tarihinde bir belediyenin kendi kaynakları ile yaptığı en büyük yatırım ve İzmir tarihinin en büyük projesi. Buca Metrosu her gün 400 bin İzmirliyi taşıyacak. Buca metrosu tamamlandığında otobüsleri çekeceğimiz için belediyemiz yılda 48 milyon Euro tasarruf edecek.” 

'BİZ DE EK BÜÇE YAPACAĞIZ'

Artan enflasyon karşısında hükümetin mali dengeyi korumak adına ek bütçe çıkardığının hatırlatılması üzerine Başkan Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de ek bütçe çalışması yaptığını kaydetti.
 Soyer, “Her evde yangın var ama emin olun büyükşehirdeki yangın daha büyük. Enflasyondan döviz kurlarındaki oynamalardan tabi ki olumsuz etkileniyoruz. Kurdaki her yükselişten ciddi bir şekilde etkileniyoruz. Mutlaka ek bütçe çalışması yapıyoruz tabi ki, yenilemek zorundayız. Belirsizlik ve ekonomiye güven kaybı, yatırımcıyı işletmeciyi son derece tedirgin ediyor. Bu da belediye olarak hizmet üretmemizin önünde ciddi engel. Her anlamda olumsuz etkiliyoruz. Aşmaya muktedir kurumsal bir yapımız var o nedenle 3A kredi notunu taşımaya devam ediyor. İzmirlilerin içi rahat olsun, İBB tüm bu sorunları aşmaya muktedir” dedi.



'ÇUKUR'DAN KURTARACAĞIZ'

Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, Basmane Çukuru ile ilgili son durum hakkındaki soruyu da yanıtladı. Soyer, “Çok çalıştık. TMSF başkanına 4 kere gittim. Defalarca bir araya geldik. Birçok şeyi müzakere ettik. Ama aynı Hilton Oteli'nin durumu gibi bunun da çözümüne çok az kaldı. Bu çıbanbaşını bu şehirden kurtarıyoruz. Kurtardıktan sonra da ne yapılacağına İzmirliler ile beraber karar veririz" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN EN UZUN KORİDORU

İzmir’in gençlerinin internete ücretsiz ulaşması için 22.5 kilometre uzunluğunda, Türkiye’nin en büyük ücretsiz internet koridorunu kurduklarının altını çizen Soyer, “Sekiz noktada başlayan WizmirNET, kablosuz ve ücretsiz internet projemizi 30 ilçede, 78 park ve meydan, 20 vapur, 7 iskele, 60 otobüs hattı, 17 metro istasyonu, 41 tramvay, 78 köy ve 23 aktarma merkezi olmak üzere üç yılda 324 noktaya çıkardık. İzmir genelindeki internet hizmetimizden her ay üç milyon vatandaşımız faydalanıyor. Yine geçtiğimiz sonbaharda okulları açıldığı halde açıkta kalan 440 öğrencimize kalacak yer sağlamıştık. Şimdi 835 kişilik bir yurt daha kurmaya başladık” diye konuştu. 

4.7 MİLYON TURİST GELECEK

Yeşildere bölgesinde yapılacak olan EXPO 2026 için de önemli açıklamalarda bulunan Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin ilk büyük yeşil dönüşüm projesini gerçekleştirmemize vesile olacak EXPO 2026 ile yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 4 milyon 700 bin ziyaretçiyi İzmir’de ağırlamayı hedefliyoruz. Expo 2026 İzmir’in uluslararası alanda bilinirliğini artırdığı gibi Dünya Expo’suna giden süreçte de İzmir’e yol gösterecek. Dahası, İzmir yarım asırlık kanayan yarasını, Yeşildere sorununu çözecek. Diğer bir önemli organizasyon ise yine İzmir Enternasyonal Fuarına paralel olarak Eylül ayında düzenleyeceğimiz Terra Madre Anadolu gastronomi fuarı. Terra Madre Anadolu’da, Türkiye’nin dört bir yanındaki küçük üreticileri dünya gastronomi piyasasıyla buluşturacağız; onların doğrudan ihracatçı olmalarına katkı sağlayacağız.”

5 BİN BİNAYA 5 BİN DEPO

Yeşil Altyapı stratejisi sayesinde kentin dışına itilen doğayı tekrar kentin içine dahil ettiklerinin altını çizen Soyer, “Türkiye’de ilk kez uygulanan “Sünger Şehir” yaklaşımıyla şehri daha da çok betonla kaplamak yerine doğa esaslı çözümler üretiyoruz. İlk etapta 5 bin binaya 5 bin yağmursuyu deposu kurmayı ve İzmir’in hane ölçeğinde yağmur suyu tutma kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. İzmir’i doğayla uyumlu hale getirmek için hane ölçeğinde de çalışıyoruz. İzDönüşüm projemiz ile çöp kavramına son veriyoruz. Çünkü çöpü bir ham madde olarak ekonomiye ve doğamıza yeniden kazandırıyoruz” ifadelerini kullandı. 

'AZ KALDI; BÖYLE GİTMEZ'

Başkan Soyer, İçişleri Bakanlığı'ndan izin almadan yabancı ülke temsilcilikleriyle görüşülemeyeceğine yönelik alınan kararı da eleştirdi. Soyer, “Biz devlet memuruyuz. Emir demiri kesiyor. Bu yasak anlaşılır bir şey değil. Şehir diplomasisi diye bir şey var. Şehirlerin birbirleriyle kurdukları ilişkiler var. Tüm bu ilişkileri merkezi hükümet üzerinden sürdüremezsiniz. Bugüne kadar on yıllardır sürdürülen şehir diplomasisini neden yok ediyorsunuz? Kendi yerel yönetimine bu kadar güvensizlik olur mu? Biz bu devletin görevlisiyiz, memuruyuz. Örneğin dün Bulgaristan’ın Kırcaali’den büyükelçi geldi, ne tür işbirlikleri yaparız; nasıl bir turizm potansiyeli yaratabiliriz diye konuştuk. Bürokrat izin vermiyor diye konuşacak mıyız? Anlaşılır gibi değil. Ama az kaldı, bu böyle devam etmez” yanıtını verdi.


 

'PANSUMAN YAPIYORUZ'

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi'nin, kenti çeperlerinde uyuşturucunun büyük bir sorun olduğunu ve bunun için neler yapmayı planladıklarına dair soruya da yanıt veren Soyer, “Uyuşturucu meselesi sistem yani rejim, düzen meselesi. Hepimizin içini parçalayan bir tablo. Biz olsa olsa pansuman yapıyoruz, yarayı sarıyoruz, acıyı hafifletmeye çalışıyoruz. Bu bölgelerde 7 havuz yapıp, 10 bin çocuğa yüzme öğretiyoruz. Yoksulluk ve yoksunluk uyuşturucuyu büyüten etki yaratıyor. O nedenle biz onları daha çok sporla, kitapla, sanatla, kültürle buluşturmaya çalışıyoruz. Sonuç aldığımız yerler var. Ailelerle konuştuğumuz zaman bunların müjdesi yüreğimize su serpiyor. Böyle şeyler var ama bunlar deniz yıldızı misali kurtarıyorsunuz. Ama geride binler, on binler var. Maalesef sistem değişmedikçe yani refahı adil bir şekilde paylaşan bir sistem kurulmadıkça bu maalesef büyümeye devam edecek” diye konuştu.

'GAZETECİ SORGULAYAMIYOR'

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin aslında bir sonuç olduğunu belirterek, “Bu siyasi yaklaşımın bir sonucu. Bizler gerçekleri yazmak için büyük bir savaş içerisindeyiz. Gazetecilik kamu adına sorgulamaktadır, sorgulayabiliyor muyuz? Hayır. Bizden  ne yazık ki 'halkla ilişkiler' yapmamızı istiyorlar. Doğru habercilik için doğru durmamız gerekiyor. Biz İzmir basınının tekrar eski gücüne kavuşup bunu her yerde göstereceğine eminiz. Yerel basınımızın güçlü olması için çaba harcamalıyız. Biz artık güçlü olmak zorundayız” dedi.



'YÜKSELİŞ SÜRECEK'

Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Murat Demircan, ekonomi politikalarında dünya geneline göre farklı tutum sergilenmesinin ardından Türkiye’de enflasyon rakamlarının baş döndürücü bir yükselişe geçtiğini söyledi. Demircan şunları aktardı: “Tüketici fiyatlarındaki artış TÜİK verilerine göre yüzde 78’e ulaştı. Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 160 seviyelerini gördü. Üretici fiyatlarındaki artış, tüketici fiyatlarındaki artışın önümüzdeki aylarda devam edeceğinin ip uçlarını veriyor. Yüksek enflasyonun Hazine ve Maliye Bakanına göre Aralık'a, Cumhurbaşkanına göreyse Şubat ve Mart'a kadar devam edeceği anlaşılıyor.”