Mehmet Andaç/Küresel ısınma etkilerini her geçen gün daha fazla hissettirirken, iklim krizinin yarattığı felaketler halkın da gündeminde önemli bir yer tutuyor. Artan sıcaklıklar, kuraklık, seller ve orman yangınları, doğaya zarar veren faaliyetlerin acilen durdurulması gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar, ormansızlaşmanın bu süreci tetikleyen en büyük etkenlerden biri olduğunu vurguluyor. Özellikle vahşi madencilik, taş ocakları, termik santraller ve havalimanları ormansızlaşmayı hızlandırarak karbon salımını artırıyor. İklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışları, kuraklık, ve orman yangınlarının sıklığı her geçen gün artarken; Akbelen, Kuzey Ormanları ve Kazdağları'nda milyonlarca ağacın kesilmesi, iklim krizinin geri dönülmez bir hal almasına yol açıyor. Homeros’un ‘Bin Pınarlı İda’ olarak anlattığı Kazdağları'nın yüzde 79'u ve Çanakkale'nin yüzde 91'i madencilik için ruhsatlandırılmış durumda.
Topografya Değişiyor
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, madencilik faaliyetlerinin ağaç kesimini ve karbon yutak alanlarının yok edilmesini hızlandırdığını vurguladı. Doğan, "Madencilik faaliyetleri nedeniyle orman ekosistemleri yok ediliyor. Toprak sıyrılıyor, verimli tarım alanları zarar görüyor. Böylece karbon yutak alanları ortadan kalkıyor" dedi.
42 Saniyede Eyfel Kulesi Kadar Atık!
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, son 20 yılda verilen 386 bin maden ruhsatına dikkat çekerek, madenciliğin çevresel etkilerini anlattı. Baytekin, altın madenciliğinin büyük miktarda atık ürettiğini belirterek, "Her 42 saniyede Eyfel Kulesi’nin ağırlığı kadar atık oluşuyor ve 1 gram altın için 26 ton atık ortaya çıkıyor. Bu atıklar su kaynaklarına ağır metaller bulaştırıyor" dedi.
Coğrafi İşaretli Gıdaları Tehdit Altında
Baytekin, orman ve mera yasalarının madencilik lehine değiştirildiğini vurgulayarak, “Eskiden köylü bir dal kestiğinde cezalandırılırken, şimdi madenciler yüzbinlerce ağacı yok ediyor” dedi. Bu tehdit Bayramiç Beyazı, Çanakkale Domatesi ve Biga Peynir Tatlısı gibi önemli coğrafi işaretli ürünleri tehdit ediyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Murat Türkeş
Sadece Bölgesel Değil Küresel Kirlilik
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, madencilik faaliyetlerinin iklim değişikliği üzerindeki kritik etkilerine değindi. Türkeş, ormanların, okyanuslar ve topraklarla birlikte, atmosfere salınan karbondioksiti tutan en önemli yutaklar olduğunu belirterek, ormanların yok edilmesinin yalnızca yerel değil, bölgesel iklim değişikliklerine de yol açtığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Türkeş, madenciliğin, fosil yakıt kullanımı ve hava kirliliği aracılığıyla sera gazı salınımını artırarak küresel iklim krizini tetiklediğini belirtti. Madencilikten kaynaklanan hava kirliliği, su, toprak ve hava kirleticilerini çoğaltarak, sınırları aşan küresel ölçekte hava kirliliğine yol açtığına işaret etti.
Türkeş, madencilik faaliyetlerinin sadece doğa üzerindeki etkileriyle sınırlı kalmadığını, bölgesel iklim değişikliklerine yol açtığını vurguladı. Türkeş, geniş alanlarda yapılan madenciliğin yüzey albedosunu bozarak güneş ışığının yansıma oranını değiştirdiğini, bunun da yerel atmosferde ısı dengesinin bozulmasına ve kuraklık gibi iklim değişikliklerine neden olduğunu söyledi.
2024 yılı küresel ısınma eşiğinin aşıldığı yıl olduğunu vurgulayan Türkeş, "Türkiye, giderek daha fazla sıcak hava dalgalarının etkisi altına giriyor. Özellikle Güneybatı, Batı ve İç Anadolu bölgelerinde kuraklık giderek artıyor" diyerek tarımsal üretim kaybının ve su kaynaklarının azalmasının büyük sorunlara neden olacağı konusunda uyardı.