Ege'nin saklı incisi İzmir Karaburun, sadece el değmemiş koyları ve doğal güzellikleriyle değil, suyun altındaki büyüleyici dünyasıyla da adından söz ettiriyor.
Türkiye'nin dört bir yanından ve dünyadan dalış tutkunlarını kendine çeken ilçe, zengin deniz canlısı popülasyonu ve keşfedilmeyi bekleyen batıklarıyla adeta bir su altı cenneti konumunda.
Özellikle batık dalışı meraklıları için vazgeçilmez bir adres haline gelen bölge, deniz tabanında yatan iki tarihi gemiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir macera vaat ediyor.
Bu yapay resifler, sadece turizme değil, aynı zamanda bölgenin hassas deniz ekosisteminin korunmasına da hizmet ediyor.
İki eski dost: denizlerin yeni sakinleri "9 Eylül" ve "Alaybey"
Karaburun açıklarında, mavi derinliklerde sessizce yatan "9 Eylül" ve "Alaybey" adlı iki emektar gemi, bölgenin en önemli dalış noktalarını oluşturuyor.
Yıllarca denizlerde hizmet verdikten sonra görevlerini tamamlayarak kontrollü bir şekilde batırılan bu gemiler, zamanla üzerlerini kaplayan mercanlar ve sayısız deniz canlısıyla adeta yaşayan birer müzeye dönüşmüş durumda.
Dalışseverler, bu devasa metal gövdelerin etrafında süzülürken hem tarihe tanıklık ediyor hem de Akdeniz'in zengin biyoçeşitliliğini yakından gözlemleme fırsatı buluyor.
Gemilerin kaptan köşkleri, güverteleri ve koridorları, bugünlerde orfozlar, akya sürüleri, barakudalar ve sayısız küçük balık türü için güvenli bir yuva haline gelmiş durumda.
Yasa dışı avcılığa karşı çelikten kalkan
Bu batıklar, sundukları görsel şölenin yanı sıra çok daha önemli bir misyonu da üstleniyor: yasa dışı balıkçılığın önlenmesi.
Özellikle "trol" olarak bilinen ve deniz tabanını tarayarak ekosisteme büyük zarar veren avlanma yöntemine karşı bu batıklar, doğal bir engel teşkil ediyor.
Trol ağlarının gemilerin engebeli yapısına takılma riski, yasa dışı avcıları bölgeden uzak tutarak deniz çayırlarının, balık yuvalarının ve diğer hassas habitatların korunmasına yardımcı oluyor.
Böylece, turizm amacıyla batırılan bu gemiler, aynı zamanda bölgenin denizel zenginliğinin gelecek nesillere aktarılması için adeta birer koruyucu kalkan görevi görüyor.
Akdeniz'in renkli sakinleri Karaburun'da buluşuyor
Karaburun'un su altı dünyası, sadece batıklarıyla değil, ev sahipliği yaptığı inanılmaz canlı çeşitliliğiyle de büyülüyor.
Bölge, Akdeniz foku gibi nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerden, avcı kimlikleriyle bilinen akyalar, sinaritler ve barakudalara kadar geniş bir yelpazede canlıya yaşam alanı sunuyor.
Renkli papağan balıkları, meraklı mürenler, kamuflaj ustası ahtapotlar ve binlerce küçük balıktan oluşan sürüler, dalış yapanlara adeta bir görsel şölen yaşatıyor.
Özellikle fotoğraf ve video çekimi yapan su altı meraklıları için Karaburun, her dalışta farklı bir hikaye ve farklı bir kare yakalama imkânı sunan eşsiz bir plato niteliğinde.
Bölgenin korunmuş doğası ve temiz suları, bu zenginliğin devamlılığı için hayati bir önem taşıyor.