Yılbaşı kutlamalarından ardından sabahları genellikle başağrısı ve halsizlik, en hafif
Şikayetler olarak ortaya çıkarsa da, çoğunlukla kutlamalarda yenilen yiyecek miktarı ve alınan içeceklere bağlı olarak daha ciddi sağlık problemleri de görülebilir.
Genel bir yorgunluk hissi, şişkinlik, hazımsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı
ve ishal gibi.
Bu ve buna benzer şikâyetler, yılbaşı kutlamaları sonrası ortaya çıkan genel yakınmalardır ve yılbaşı sofralarında aşırı tüketilen yiyecekler ve alınan alkol nedeni ile gelişir. Yılbaşı kutlamaları sonrası sağlık sorunları yaşamamak için anahtar kelime ölçülülük olacaktır. Çünkü dikkatli ve ölçülü bir diyet yeni yılın ilk gününde karşılaşacağınız mide-bağırsak problemlerini minimalize edecektir.
Öncelikle gün içinde kahvaltı ve öğle yemeği öğünleri çok zengin bir akşam yemeği uğruna feda edilmemelidir. Çünkü hızlı ve aşırı tüketilen yiyecekler mide boşluğunda anormal bir baskıya yol açacak dolaylı olarak diyaframı yükseltip kalp ve diğer organları etkileyip
sıkışma hissi ve tansiyon yüksekliğine neden olabilecektir.
Meze ve ordövr tabağında yoğurt ve sebze ağırlıklı doğal ürünler az miktarda tercih edilmeli, bilinmeyen ya da daha önce alışılmamış yiyecekler besin alerji riskini bertaraf etmek amacı ile tüketilmemelidir.
Salam ve pastırma gibi yüksek kalorili ya da pilav ve makarna gibi yüksek karbonhidrat içeren yiyecekler az yenilmelidir. Kızartmalardan kaçınılması, su tüketiminin arttırılması, kırmızı et yerine beyaz et ve balık tercih edilmesi, tatlı sonrası mümkünse yatış saatinden önceki 2 saat su dışında yiyecek alımının kesilmesi yerinde olacaktır..
Ülkemizde saf alkol tüketimi kişi başına 1 litreyi çoktan aştı ama yılbaşı gibi özel günlerde bu tüketim pik yapmakta…
Yılbaşında alkol alırken, aç karnına almamaya dikkat edilmeli, yüksek alkol oranlı viski, votka ve rakı yerine daha düşük alkol oranlı bira ve şarap tercih edilmeli, 2-3 kadeh dışında aşırı alkol alımı yanlışına düşülmemelidir. Eğlenilen yer ve tüketilen alkolün güvenilir olmaması ve kaçak içkilerin tüketilmesi ölümcül sonuçlara yol açması nedeni ile çok dikkatli olunması gereken ayrıntılardır.
Normalde, alkollü içecekler etil alkol içerir ve alınma miktarına göre duygusal değişiklikler, yüzde kızarma, koordinasyon azalması, bulantı-kusmadan komaya kadar giden tıbbi durum bozukluklarına yol açar, ancak kaçak içki diye adlandırılan ve metil alkol kullanılarak üretilen içki tüketimi çok toksik olup kalıcı körlükten böbrek yetmezliği ve ölüme kadar geri dönüşümü olmayan hasarlara neden olur.
Genel olarak diyabeti, kalp, böbrek ve karaciğer hastalığı olanlar ile hamilelerin alkol almaması ve uyguladıkları diyete ve tedaviye kesintisiz devam etmeleri gereklidir.
Ertesi gün hafif bir kahvaltı, mümkünse açık havada yapılacak gezintiler ve gün boyunca alınacak sulu ve haşlama tarzı sebze diyeti, vücudun hızla normale gelmesinde yardımcı olacaktır.
Tüm okuyucularımızın yeni yılını kutlar, sağlıklar dilerim.