İyi giyimli, genç bir adamdı…

Ama işi hırsızlıktı.

Uzun bir izleme süresinden sonra, gözüne kestirdiği konutlara giriyordu.

Bir gün yine iş üstündeydi.

Hesabı şaşmış, evin sahibi ile karısı erken dönmüşlerdi.

Hırsız efendi yakalanmıştı aslında.

Ev sahibi iş üstündeki hırsıza seslendi; “Nooluyor laaan” dedi, üstüne yürüdü…

Arsen Lüpen hiç istifini bozmadı.

Evin kadınına döndü; “Lan kocan gelecekse beni niye çağırdın?” dedi.

Koca buz kesti, başladı karısını dövmeye.

Kadın şaşkınlıkla yumrukları yerken, hırsız Arsen Lüpen, tıpış tıpış uzaklaştı alandan…

Aylarca süren boşanma davasından sonra adam zor ikna oldu.

Hırsızlık vakası dava dosyasında ayrıntı olarak kaldı…

O gün bugün, bu gerçek olaydan ötürü; “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.”

Sokak dili ve edebiyatımıza giren önemli sözlerden biri oldu…

Yer Urla…

Başkanlarımız, vekillerimiz, CHP’li bilumum bazı zevat toplandı.

Amaçları belliydi. “Kayyum atanmamalı, meclis çalışmalı, kendi içinden de başkanını seçmeli.”

Vallahi doğru…

Hatta bir ara “Gölge meclis kurma” fikrine kadar gelmiş toplantı…

E, bu da doğru…

Ama konunun ana başlığı aslında “Burak Oğuz’a destek.”

Kimse bu kişinin FETÖ’cü olduğuna peşinen hüküm vermemeli.

Doğrudur…

İngilizlerin derin bir atasözü vardır kardeşim;

“-Sonuç?”

Sonuçta; CHP’li bir belediye Başkanı FETÖ’den tutukludur.

Neden herhangi bir ilçe belediye başkanı değil misal?

Kalabalığın arasında, Seyit Torun var.

CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı…

Bu belediye başkan adayları seçilirken etkin olan isimlerden.

Esiyor gürlüyor Sayın Torun…

Oysa Seyit Torun, Burak Oğuz hakkında, seçilmeden önceki itirazlara, dedikodulara, “FETÖ’cü bu arkadaş” diyenlere kulak tıkayanların başında değil miydi?

1-Başkan bu FETÖ iddiaları sana gelmiş miydi? Gelmemiş miydi? (Geldiğini biliyorum kıvırmayalım)

2-Partinin falanca yerdeki organizasyonunun kılına tüyüne kadar girişen sen, bir adayını niye en ince ayrıntısına kadar araştırmadın?

3-O kadar güzel konuştun da niye “Burak Oğuz FETÖ’cü değildir” demedin?

4-CHP’nin anlı şanlı isimleri, Kemal Karataş, Hasan Karabağ gibi isimler partiden sopayla kovulurken, gelip neden bir istihbarat yapmadın?

5-Dikili’nin bir önceki Belediye Başkanı Mustafa Tosun’u son dakikaya kadar neden savundun?

Ezcümle… Konu: Burak Oğuz ve kayyum…

Konuşulan ne?

“Demokrasi gelsin, meclis kapatılmasın, meclis kendi başkanını kendi seçsin.”

Buna anca şunu derler;

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır…

EL DOÇENT

Selman Öğüt. Kendisi doçent.

Bir zamanlar “Medya maymunu” diye bir tabir vardı.

Kimileri, kim çağırsa giden, her ekrandan ceee, yapan tiplerdi.

Ne zaman bu adamı görsem bu tanımlama aklıma geliyor.

Yanlışlıkla Haber Türk’te denk geldim.

Bir bağırış bir çağırış gazeteci İsmail Saymaz ile kavga halindeydi.

Lafın arasında yakaladım.

“Kemalistler ezanı Türkçe okuttu” diye bağırıyordu.

Bu kafaları düzeltmek, düzenlemek, aydınlatmak zor.

Bre doçent bey;

Evet, Türkçe okuttu Kemalistler ezanı.

Niye korktun?

Allah Türkçe bilmez mi?

Niye korktun?

Halk uyanacak, ne söylendiğini anlayacak diye mi?

Niye korktun?

Arapça köfteci reklamı broşürünü artık muska yapıp saklamazlar diye mi?

Niye korktun?

Yaslandığın kitle senden ve senin gibilerden vazgeçer diye mi?

Kemalizm kadar taş düşecek bir gün kafanıza…

HUTBEDE YARDIM

Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbesinde SMS yoluyla para istedi.

Hutbede özetle şöyle dendi, “Dünyanın dört bir yanındaki yetimlere ulaşmak mahsun gönülleri mutlu etmek için İyilik olsun” falan filan…

İşte bunun için 5601’e 10 TL yollayın…

“Cenab-ı hak yaptığınız iyiliği makbul etsin”

Kim kontrol eder bu toplanan parayı?

5601 kimdir?

Ülkede insanların hakları, Suriyelilere dağıtılmış.

Hastane kapılarında sürünen annelerim, dedelerim, babalarım var.

Şu kış günü, evindeki hastayı, hastanelere yollayamayan var.

İlaç bulamayan, iş bulamayan, yemin ediyorum aş bulamayan var…

Kimin bu diyanet hemşerim?

Kim bu 5601?

Kim soracak hesabını bu toplanan paraların?

Bu ne kendini dünyaya beğendirme çabası?

Dünyayı kurtarmaya kalkıyorsun da kendi insanlarını gözün neden görmüyor?

Ha bilgiyi nereden aldın?

Cuma ya gittim oradan aldım.

Allahın evini niyeti garip ve çarpık düşüncelere teslim edecek halimiz yok.

Elbet düzelecektir de; Atatürk’ün kurduğu tek bir şeye karşıyım.

Diyanet…

O da acilen kapatılsın…

İşte bu kadar…

***

“Hala mı gol yok be?”

Vallahi kimin taraftarıydı hatırlamıyorum.

Yer Alsancak stadı.

Zaten gak desen sahadakiler duyuyor.

Gallavi, borazan sesiyle,

Hakem başlama vuruşu için düdüğü çalar çalmaz bağırırdı…

“Hala mı gol yok be”

Neden andım?

Belediye Başkanları hala;

“Şöyle olacaaaaak, böyle olacaaaakk!”

Diye atıp tutuyorlar…

Hemşerim…

Az sıkarsak 1 yıl bitmek üzere…

Ne olacak?

Anladım bi b.k olmayacak…

Soruyorum;

9 ay oldu.

Adam olacak çocuk her yerinden belli olur.

Bir hareket yok, hala “Cak cuk cek”

Ne olacak hocam?

Ne olacak?

Hayatın boyunca seçilmedin bu makama, ne olacak? Ne zaman olacak?

“Cak-cuk-cek” deme saati bitti…

Anlaşıldı hala gol yok… Olacağı da yok.

Hadi git kumda oyna, beni de oynatma burada…

FETHİ SEKİN...

Hayatım bu kentte geçti.

Yapı itibariyle şöyleyim: Kıl…

Eyvallahsız…

Mükemmeliyetçi.

Bir tek sana eyvallah ettim yiğidim…

Yattığın yer nur dolsun…

Allah senden razı olsun.

Yakın çağın yiğidisin.

Ayırmam, kardeşim gibisin.

Bak bir yıl daha doldu…

Rahat uyu kardeşim.

İzmir sana minnet, saygı, sevgi dolu…

GEREKSİZ BİLGİ...

Köpek ve kediler de sağlak veya solak olabilir…

Gerekli bilgi

Vücudunuz aynı anda adrenalin, dopamin, oxytocin ve vasopressin hormonlarını salgılarsa bir ayıya bile aşık olabilirsiniz… O kadar aşk romanı okumaya, arabesk dinlemeye, dizi izleyip kahrolmaya, ah edip kendini bıçaklamaya (!) değmez yani. Bu da bir biyolojik tepkime yani.

Deli Ziya: “Baktın olmuyor, tak kulaklığı uyu”