1930’lu yıllar ve sonrasında kimin büyük büyük dedesi ya da ninesi alınteriyle, binbir emekle, nasırlı ellerle emekli olmuşsa ihtimal İzmir’in o eski tütün fabrikalarında çalışmıştır.

O iki büklüm vücutlar, yoksulluğun kıskacında onbinlerce tütün sarmıştır.

O yıllarda ağırlıklı, pamuk, üzüm, tütün gibi işletmeler vardır ve bilhassa tütün şehrin merkezini çevreleyen işletmelerle en popüler iş bulma yeridir.

Cumhuriyet dönemine kadar yabancı tüccar ve çalışanların ağırlıklı olduğu sigara üretimi 1923 sonrası yavaş yavaş Türkler'e geçmeye başlar.

Alsancak sigara fabrikasının çoğu kadın olmak üzere 450 çalışanı vardır o zamanlar. Fabrikanın üretimi 30’lu yıllarda 2.000 ton/yıl, 40’larda 3000-4000 ton dolaylarında seyrederken 1950’li yıllarda 8 bin tona çıkar. Cumhuriyetin başlangıcında İzmir’de varlığı saptanan üç Amerikan (Biri Alston) bir İsviçre şirketi (Herman), bir Avusturya Rejisi’ne ait olan Austro Türk Tütün ile Bulgarların ‘Bulgar Tütün Şirketi’ adlı şirketi en büyük sigara işletmeleridir.

Austo Türk’ten bugüne

Hani şimdilerde buldozerlerle yıkılan Kalearkası semtinde kentin 70 yıllık tanığı Austro-Türk’te çalışan şanslıdır.

Kent sanayi geçmişinin simgesi o binalar Avusturyalı mimarlar tarafından depo olarak tasarlanmıştır.

Sonrasında boşalan tütün depoları özellikle yüksek rant beklentilerinin gözdesi olur. Satın alan aynı alana ne kentin geçmişine, ne merkezin siluetine uymayan gökdelen projelerini dikmeye koyulur.

Austro Türk depolarını satın alan Zorlu Holding de bir süredir buraya Zorlu Konak Residence" projesini yaşama geçirmeye çalışıyor.

45 katlı, 250 metre yüksekliğindeki gökdelen 46 kat ve 210 metre yüksekliğindeki Ege Perla ile 45 kat ve 200 metre yüksekliğindeki Folkart Towers'ı geride bırakarak İzmir'in en yüksek binası unvanını eline alacak, gökdelenin yüksekliği 186 metre rakımlı Kadifekale’yle yarışacak.

Gökdelen projesinin onaylanması için 1/5000'lik nazım imar planları birkaç kez değiştirilirken, son olarak geçen yıl, bölgeyi de içine alan imar planı geçmiş dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından tekrar onaylandı. Onaylanmasının ardından Konak Belediyesi de ruhsat işlemlerini tamamladı. Mimarlar Odası tekrar dava açtı.

Yıkım başladı

Ancak çalışmalar gösteriyor ki, firma yasal süreç devam ederken,  hızlı hareket ederek projeyi hayata geçirmeye çalışıyor.

İşte şimdi bu kentin geleceğini düşünen, siluetinde söz hakkı olduğuna inanan, projenin yaratacağı sıkıntılara katlanacak İzmirliler’in bu süreci dikkatle izlemesi gerekiyor.

Ya şimdi itiraz edilecek, ya da iş işten geçmiş olacak.

Bu bölge İzmir’in ‘eski şehir’ diye adlandırılan kent merkezinin tam ortası. Dört yanı tarihi bölgelerle dolu. Zaten bir kısmı tümüyle kaybedilmiş durumda. Şimdi ya kalana sahip çıkılacak ya da İzmir’in tarihini tümüyle unutup bugün İstanbulluların bile tartıştığı Zorlu AVM gibi heyula bir binaya sahip olacağız.

Kent gelişimlerine, yatırımlara karşı duran biri olmadım. Bilakis birçok ekonomik ve toplumsal sorunun derininde yapılamayan yatırımların payı olduğunu bilirim. Ancak, planlı, kente ve çevreye zarar vermeyen, tek kazananın yatırımcı olmadığı yatırımlardan yanayım.

Siz gidip Paris’in, Floransa’nın, Madrid’in orta yerine ‘old town’ olarak bilinen bölgeye kent

Siluetinin ortasına hançer gibi bir bina ölseniz dikemezsiniz.  Hele böyle yoğunlukta bir yapıyı kaldırıp kaldırmayacağına dair hiçbir etüt yapılmamışken... etkileyecek.
Evet İzmirliler söz sizde, ya şimdi konuşacaksınız ya da.....

Bu iddia çok ağır

Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubesi geçen hafta bomba bir açıklama yaptı. Oda belki de tarihinde ilk kez asansör periyodik kontrollerine ilişkin protokollerin CHP’li bir milletvekili ve CHP Genel Merkezi tarafından başka bir şirkete pazarlanmaya çalışıldığını iddia etti.

İktidar bir süredir demokratik kitle örgütlerinin, odaların yetki alanlarını, gelir kazandırıcı faaliyetlerini kısıtlamaya çalışıyor, TMOBB’a bağlı odalardan zaman zaman şikayetler geliyordu ama muhalefete yönelik bu iddia vahim. Şimdilik bu kadarını yazalım ve bu konunun İzmir’de yalnız bir milletvekili ile sınırlı kalmayacağını, birçok belediyeyi de işin içine katacağını söyleyelim yeter, sonrası zaten epey süre konuşulacaktır.