26 Haziran Birleşmiş Milletlerce, dünyada, Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakcılığı ile Mücadale

Günü olarak kabul edilmiştir. Bilindiği gibi, uyuşturucu, toplumların sadece bugününü değil yarınını da karartan, bunu da genç kuşakları hedef alarak yapan, çok katmanlı tıbbi ve sosyolojik bir sorun halindedir. Bireyin ruhunda ve devamla fiziki bünyesinde açtığı yaralar bir tarafa toplum bütününde yaptığı kalıcı tahribatlarla asayiş sorunlarından ekonomik ve sosyal problemlere kadar çok geniş spektrumda zararlar vermektedir. Ayrıca, ülkemizle ilişkili terör örgütlerinin bir finans aracı olarak uyuşturucu ticareti yaptıkları ve vatanımızın jeostratejik açıdan tranfer ülkesi olmaktan çıkıp hedef pazar haline geldiği de bilinen bir tespittir. Sentetik uyuşturucular konusunda neredeyse

hergün gazetelerde rutin haberler okumaktayız.

BM uyuşturucu ve suç ile mücadele ofisi (UNODC) verilerine göre dünya genelinde 250 milyona

ulaşan uyuşturucu kullanıcısı sözkonusu. Ülkemizde resmi rakamlar bu sayıyı 1.5 milyon olarak

veriyor ki bu üç yıl öncesine göre yüzde 520 artışa tekabül etmektedir. Bu rakamın 160 binini “bağımlı” tanısı almış vatandaşlarımız oluşturmakta. Ülkemizde yaklaşık her yıl da 6100 bağımlı hayatını kaybediyor. Dolayısı ile bağımlıların ancak yüzde 10’u tedavi imkanı bulabiliyor. Ülkemizde, bu konu ile ilgili 13 ilimizde devlet ve üniversite hastaneleri olarak toplam yatak kapasitesi 544 . Maalesef 22 AMATEM Merkezi'nin sadece 4’ü yatarak tedavi imkanı sağlıyor. Görüldüğü üzere tedavi merkez sayısı yetersiz. Özel hastaneler içinde de 4 servis bu hizmete yardımcı olmaya çalışmakta.

Toplam olarak örneğin 2016 yılı içinde 155 bin 99’u ayaktan 51 bin 214’ü de yatarak olmak üzere 160 bin 313 vatandaşımız tedavi oldu. Bu vatandaşların en küçüğü 13 en büyüğü ise 65 yaşında idi. Bu kişilerin yüzde 65’i ilkokul mezunu olup, yüzde 90.86’sı işsiz ya da düzenli bir işi olmayan kişilerdir. Yüzde 52.26’sı da öğrenci olarak kayıtlara geçmiştir.Tedavi için ikinci yada üçüncü başvuru sayısı da 550’lerin üzerindedir. Önceki yıl Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 686 operasyon yapılmış olup 1300’ü torbacı olmak üzere 2740 şüpheli yakalanmıştır. 6 bin 382 kg uyuşturucu, 1 milyon 178 bin 805 adet hap ele geçirilmiştir.

Uyuşturucu sadece ülkemizin sorunu değil, küresel bir problemdir.

Genel olarak, satın alma kolaylığı nedeni ile alkol tüketimi çok biliniyor olsa da esrar, kokain, LSD ve son yılların güncel maddesi bonsai gibi maddeler ile diğer uyuşturucu ve keyif verici ilaçların

illegal kullanımı ve toplumda yaygınlığı giderek artmaktadır.

Uyuşturucu maddelerden içindeki narkotik-psikotrop preparatlardan afyon ve esrar gibi maddelerin ağrı dindirici ve uyuşturucu olarak kullanılması, milattan önce 16. yüzyıla kadar tarihlenebilmektedir. Sümer ve Asur tabletlerinde ve kabartmalarında bu maddeler görülebilmektedir. Antik Yunan döneminde afyon bitkisi eski Yunan rüya tanrısı Murpheus’un sembolü idi. Kokain ise, insanlığa, Peru yerlilerinden kötü bir mirastır. Yerliler için Koka yaprağı çiğneyerek dinç olmaya çalışmak yaygın bir kültür idi. Tüm bunlara, modern çağlarda sentetik uyuşturucular (sentetik kannabinoid türevi gibi) eklenmiştir.

Uyuşturucu kullanımı eğilimini tetiklenmesinde en büyük etken, aile yapısı ve sosyal etkileşimlerde problemler olarak görülmektedir. Örneğin ailesinde bir şekilde huzursuzluk ve sorun olan gençlerin yüzde 54’ü sigara, yüzde 37.5’u alkol ve yüzde 6.8’i esrar kullanmaktadır. Toplumumuzda öncelik,

gençlik gibi risk gruplarının korunması ve yasal düzenlemeler, kontrol ve denetlemeler ile yukarıdaki oranların aşağıya çekilmesidir. Medya desteği ve kampanyalar ile bu etki kuvvetlendirilmelidir.

Nihayetinde büyük, genç ve dinamik nüfus yapısı ile Türkiye, uyuşturucu kartellerinin hedefinde

yer almakta ve her geçen gün toplumumuz adına tehlike büyümektedir. Başta gençlerimiz olmak

üzere tüm toplum gruplarının korunması için daha sıkı yasal düzenlemeler ile kontrol ve denetim

mekanizmalarının oluşturulması öncelik arz etmektedir. Bu konuda devletimizin yaptığı 2018-2023

uyuşturucu ile mücadele ulusal strateji belgesi ve eylem planı önemli bir kılavuz olacaktır.