Milyonlarca öğrencinin kaderini belirleyen Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) ardından başlayan tercih dönemi, bu yıl Türkiye'nin en iyi beyinleri için benzeri görülmemiş bir fırsatlar ve vaatler yarışına sahne oluyor. Ülkenin en köklü devlet üniversiteleri ve önde gelen vakıf kurumları, YKS'de dereceye giren "şampiyon" öğrencileri kendi bünyelerine katabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Artık sadece ücretsiz eğitim veya barınma desteği değil, birçoğu profesör maaşını aşan aylık nakit burslar, yurt dışında dil eğitimi, Silikon Vadisi gibi teknoloji merkezlerinde staj imkanları, kişisel bilgisayar ve hatta mezuniyet sonrası kendi şirketini kurma garantisi gibi baş döndürücü teklifler masaya konuluyor. Bu amansız rekabet, bir yandan başarılı ve parlak öğrenciler için eğitim hayatlarını ve geleceklerini garanti altına alan altın bir bilet sunarken, diğer yandan da Türkiye'nin en büyük kurumlarının geleceğin bilim insanlarını, mühendislerini ve liderlerini yetiştirme konusundaki kararlılığını ve vizyonunu gözler önüne seriyor.
Devletin devleri yarışta geri kalmıyor
Geçmiş yıllarda burs ve teşvik konusunda genellikle vakıf üniversitelerinin gerisinde kaldığı algısı, bu yıl tamamen yıkılmış durumda. Türkiye'nin en prestijli devlet üniversiteleri, 2025-2026 akademik yılı için sundukları imkanlarla adeta "biz de varız" diyor ve en parlak öğrencileri cezbetmek için tüm kaynaklarını seferber ediyor.
Bu yarışta en iddialı çıkışı yapan kurumlardan biri Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) oldu. YTÜ, YKS'de Türkiye genelinde ilk 100'e girerek kendisini tercih eden öğrencilere aylık tam 50 bin TL gibi rekor bir burs vereceğini açıkladı. Bu rakam, pek çok akademik personelin maaşının bile üzerinde. Üstelik paket bununla da sınırlı değil. Ücretsiz yurt imkanı, kişisel bilgisayar, kitap-kırtasiye desteği ve hediye çekleriyle birlikte bir öğrenciye sunulan toplam yıllık desteğin 515 bin TL'yi bulması, YTÜ'nün bu konudaki ciddiyetini ortaya koyuyor. Üniversite, ilk 500'e giren öğrencilere 335 bin TL, ilk 1000'e girenlere ise 245 bin TL değerinde kapsamlı bir destek paketi sunarak farklı başarı dilimlerindeki öğrencileri de unutmuyor.
Mühendislik ve teknoloji alanında Türkiye'nin lokomotifi olan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ise sunduğu paketin içeriğiyle fark yaratıyor. İTÜ, ilk 10'a giren öğrencilere tek seferlik 100 bin TL'lik bir başarı ödülünün yanı sıra, eğitim hayatları boyunca 5 yıl süreyle (yılda 9 ay) aylık 10 bin TL nakit burs sağlıyor. Ancak İTÜ'yü farklı kılan asıl unsur, öğrencilerine sunduğu gelecek vizyonu. Bu pakete dahil olan öğrencilere yurt dışında ücretsiz hazırlık eğitimi, İTÜ Teknopark'ta şirket kurma önceliği, ücretsiz konaklama ve yemek gibi imkanlar tanınarak adeta birer girişimci ve bilim insanı adayı olarak yetiştirilmelerinin önü açılıyor.
Ankara'nın ve Türkiye'nin en saygın kurumlarından Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) de "beyin avı" yarışında son derece iddialı. ODTÜ, ilk 3'e giren şampiyonlara tek seferde 150 bin TL, 4-10 arasına giren öğrencilere ise 100 bin TL'lik devasa bir başlangıç ödülü sunuyor. Aylık 12 bin TL'lik nakit bursun yanında, ücretsiz yurt, yemek, dizüstü bilgisayar gibi standart desteklere ek olarak, öğrencilerin vizyonunu açacak çok özel fırsatlar da pakete dahil. Uluslararası programlara katılım desteği ve yurt dışı stajları için gidiş-dönüş uçak biletinin karşılanması bu fırsatlardan sadece birkaçı. En çarpıcı vaat ise ilk 1000'den başvuran 10 öğrenciye Silikon Vadisi'nde staj ve ODTÜ Teknokent'te kendi şirketlerini kurma fırsatı tanınacak olması.
Türkiye'nin en yüksek puanlı öğrencilerinin rüyalarını süsleyen Boğaziçi Üniversitesi ise daha mütevazı ama yine de oldukça cazip tekliflerle öne çıkıyor. YKS'de ilk 3'e giren öğrencilere 120 bin TL'lik tek seferlik ödül ve aylık 18 bin TL'yi bulan (9 ay boyunca) burs imkanı sunan Boğaziçi, bu öğrencilere yurt, yemek, kitap ve spor salonu gibi destekleri de ücretsiz sağlıyor. Başarı sıralamasına göre 11-100 arasındaki öğrencilere 12 bin TL burs verilirken, ilk 1000'deki tüm Boğaziçililere yurt garantisi sunuluyor.
Vakıf cephesinde rekabet daha da kızıştı
Vakıf üniversiteleri ise yıllardır sürdürdükleri "en iyileri çekme" stratejisini bu yıl daha da agresif bir noktaya taşıyor. Tam burslu (%100) eğitimin artık standart bir uygulama haline geldiği vakıf cephesinde, rekabet nakit destekler, yurt dışı imkanları ve sosyal olanaklar üzerinden yürüyor.
Koç Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi gibi Türkiye'nin en köklü vakıf kurumları, başarıya dayalı olarak %25'ten başlayıp %100'e varan oranlarda eğitim ücreti muafiyeti sağlıyor. Bu üniversiteler, öğrencilerin sadece akademik olarak değil, sosyal ve kültürel olarak da donanımlı bireyler olarak yetişmesini hedefleyen kampüs olanaklarıyla öne çıkıyor. Ancak bu bursların genellikle sadece eğitim harcını kapsadığı, barınma ve yaşam giderlerinin ek bir maliyet oluşturabileceği de adayların dikkat etmesi gereken bir nokta olarak belirtiliyor.
Bazı vakıf üniversiteleri ise çıtayı çok daha yükseğe koyuyor. Örneğin, İstanbul Medipol Üniversitesi, YKS'de ilk 100'e giren öğrencilere 40 bin TL'lik nakit ödül, ücretsiz yurt ve yemek imkanının yanı sıra, küresel rekabette bir adım öne geçmelerini sağlayacak çok özel bir fırsat sunuyor: Amerika Birleşik Devletleri'nde ücretsiz dil eğitimi. Benzer şekilde Yeditepe Üniversitesi, ilk 100'e giren öğrencilere aylık 15 bin TL nakit destek sağlarken, Hasan Kalyoncu Üniversitesi 10 bin TL, KTO Karatay Üniversitesi ise 3 bin TL'lik aylık burslarla başarılı öğrencileri kendi bünyelerine çekmeye çalışıyor.
Paketler sadece nakitten ibaret değil: gelecek vaat ediliyor
Üniversitelerin sunduğu bu cömert paketler, sadece öğrencilerin eğitim hayatları boyunca maddi sıkıntı çekmemesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda onlara paha biçilmez bir gelecek yatırımı sunuyor. Tekliflerin detaylarına bakıldığında, üniversitelerin artık sadece birer eğitim kurumu değil, aynı zamanda birer "kariyer inkübatörü" gibi çalıştığı görülüyor. Öğrencilere sunulan Teknopark'ta şirket kurma önceliği, onları daha öğrenciyken birer girişimciye dönüştürmeyi hedefliyor. Silikon Vadisi gibi teknoloji merkezlerinde sunulan staj imkanları, küresel bir vizyon kazanmalarını ve uluslararası bir network oluşturmalarını sağlıyor. Yurt dışında sunulan dil eğitimi ve uluslararası programlara katılım destekleri ise onları birer dünya vatandaşı olarak yetiştirme amacını taşıyor.
Bu durum, üniversitelerin en değerli kaynağının, yani "parlak beyinlerin" farkında olduğunu ve bu kaynağı elde tutmak, geliştirmek ve ülkeye kazandırmak için ciddi bir strateji yürüttüğünü gösteriyor. Artan beyin göçü tartışmalarının ortasında, Türkiye'nin en iyi üniversitelerinin kendi şampiyonlarına bu denli sahip çıkması, ülkenin geleceği adına atılmış en önemli ve umut verici adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Tercih yapacak olan başarılı öğrenciler için ise bu tatlı rekabet, sadece en iyi eğitimi alacakları kurumu değil, aynı zamanda geleceklerini en parlak şekilde inşa edecekleri yuvayı seçme fırsatı anlamına geliyor.