Türk savunma sanayiinin gövde gösterisine dönüşen 17. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda (IDEF 2025) tanıtılan ve bir anda tüm dikkatleri üzerine çeken GÖKHAN füzesi, hem kamuoyunda hem de uluslararası askeri çevrelerde büyük bir merak uyandırdı. TÜBİTAK SAGE imzasını taşıyan bu stratejik silah, Türkiye'nin hava muharebe doktrinini kökten değiştirme potansiyeli taşıyor. Peki, sır gibi saklanan özellikleri, üstün teknolojisi ve caydırıcı gücüyle öne çıkan GÖKHAN füzesi tam olarak nedir? Göklerdeki dengeleri nasıl değiştirecek? İşte, Türkiye'nin yeni süper silahı hakkında en çok sorulan sorular ve detaylı yanıtları...

Gökhan tam olarak nedir ve neden bu kadar önemli?

GÖKHAN füzesi, en temel tanımıyla, Türkiye'nin geliştirdiği ilk "ramjet motorlu, görüş ötesi aktif radar arayıcı başlıklı hava-hava füzesi"dir. Bu teknik tanımın arkasında ise Türk Hava Kuvvetleri için devrim niteliğinde bir kabiliyet artışı yatıyor. Bugüne kadar kullanılan geleneksel katı yakıtlı füzeler, ateşlendikten kısa bir süre sonra motorları yanıp bittiği için enerjilerini kaybeder ve menzillerinin sonlarına doğru etkinlikleri düşer. GÖKHAN'ı farklı kılan en kritik teknoloji ise ramjet motor sistemidir. Bu motor, atmosferdeki havayı kullanarak sürekli bir itki üretir, bu da füzenin neredeyse tüm uçuş rotası boyunca yüksek hızını ve manevra enerjisini korumasını sağlar. Bu özellik, hedefin ne kadar uzak veya ne kadar çevik olursa olsun, füzeye karşı bir kaçış şansı bırakmayan "Kaçış Yok Bölgesi"ni (No-Escape Zone) emsallerine göre katbekat büyütür. Kısacası GÖKHAN, sadece bir füze değil, aynı zamanda düşman uçaklarını çok uzak mesafelerden, kaçma şansı tanımadan imha edebilen yüksek teknolojili bir avcıdır. Bu yetenek, Türk pilotlarına göklerde mutlak bir üstünlük sağlama potansiyeli taşıdığı için stratejik bir öneme sahiptir.

Tnsb3S Sm P0 Gu5Sp Cc9 O Mw

Menzili neden bir devlet sırrı gibi saklanıyor?

Tanıtım yapıldığı andan itibaren en çok merak edilen konu, hiç şüphesiz GÖKHAN füzesi'nin menzil değeri oldu. Yetkililerin bu konudaki sessizliği ve soruları "Bazen milli kabiliyetlerimizi açıklamayı tercih etmeyiz" şeklinde yanıtlaması, bir gizem perdesi yarattı. Bu gizliliğin arkasında yatan temel neden, askeri stratejinin en önemli unsurlarından biri olan "caydırıcılık" ilkesidir. Bir silah sisteminin tam kapasitesinin rakip tarafından bilinmemesi, karşı tarafı her zaman en kötü senaryoya göre plan yapmaya zorlar. Bu belirsizlik, potansiyel bir çatışmada rakibin hareket alanını kısıtlayan psikolojik bir üstünlük sağlar.

Resmi bir rakam açıklanmasa da, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın "Avrupa yapımı Meteor füzesi'nin yerli muadili olacak" şeklindeki açıklaması, menzil hakkında önemli bir ipucu veriyor. Ramjet motor teknolojisine sahip Meteor füzesinin menzili, çeşitli kaynaklarda 150 kilometrenin çok üzerinde, hatta 200-300 kilometre gibi rakamlarla ifade ediliyor. Buradan hareketle, GÖKHAN'ın da Gökdoğan (yaklaşık 65-100 km) gibi mevcut görüş ötesi füzelerin menzilini katlayarak 150 kilometre ve ötesine ulaşan bir performans sergilemesi hedefleniyor. Bu menzil, Türk jetlerinin, düşman uçakları kendilerini tehdit edemeden çok uzak mesafelerden angajmana girmesi anlamına geliyor.

Endonezya'ya rekor KAAN satışı
Endonezya'ya rekor KAAN satışı
İçeriği Görüntüle

688378Ace25E42C8919A4Ff9

Türkiye'nin en güçlü füzesi Gökhan mı olacak?

Bu soruya net bir cevap vermek için "en güçlü" kavramını doğru tanımlamak gerekiyor. Eğer "en güçlü" ile kastedilen, hava muharebelerinde en uzun menzilli ve en ölümcül silah ise, evet, GÖKHAN füzesi envantere girdiğinde Türk Hava Kuvvetleri'nin sahip olduğu en güçlü hava-hava füzesi olacak. Ancak Türk savunma sanayii, farklı amaçlara hizmet eden çok sayıda güçlü füze sistemine sahip. Örneğin, karadan karaya hedefler için geliştirilen TAYFUN balistik füzesi, yüzlerce kilometre ötedeki stratejik hedefleri vurabilme kapasitesiyle kendi sınıfının en güçlüsüdür. Benzer şekilde, ROKETSAN tarafından geliştirilen SOM ve ÇAKIR gibi seyir füzeleri, düşük irtifadan radara yakalanmadan uçarak yüksek korunaklı hedefleri imha etme yeteneğiyle öne çıkar. Dolayısıyla GÖKHAN, hava hakimiyetini sağlamak üzere tasarlanmış, kendi alanında Türkiye'nin en güçlü silahı olarak tanımlanmalıdır. Her bir füze, yapbozun farklı bir parçasını tamamlayarak Türkiye'nin çok katmanlı caydırıcılık mimarisini oluşturmaktadır.

Dünyanın en iyileriyle nerede duruyor?

GÖKHAN füzesi, sahip olduğu ramjet motor teknolojisi sayesinde, geliştirme süreci tamamlandığında dünyanın en seçkin hava-hava füzeleri liginde yerini alacak. Bu ligin zirvesinde, GÖKHAN'ın da sıkça karşılaştırıldığı Avrupa ortak yapımı MBDA Meteor füzesi bulunuyor. Her iki füze de benzer bir itki sistemi kullanarak geleneksel füzeler karşısında ezici bir üstünlük sağlıyor. Bu teknolojinin dışında, dünyanın en yaygın görüş ötesi füzesi olan Amerikan yapımı AIM-120 AMRAAM'in en güncel versiyonları ve Rusların özellikle stratejik bombardıman uçaklarına karşı geliştirdiği ultra uzun menzilli R-37M gibi füzeler de bu sınıfın diğer önemli oyuncuları. Ancak GÖKHAN ve Meteor'u farklı kılan, sadece uzun menzilleri değil, menzilin son noktasında bile korudukları yüksek kinetik enerji sayesinde hedefin kaçışını imkânsız hale getirmeleridir. Bu nedenle GÖKHAN, doğrudan dünyanın en iyi bir veya iki hava-hava füzesinden biri olma hedefiyle geliştirilmektedir.

Projede son durum ne, envantere ne zaman girecek?

IDEF 2025'teki tanıtım, GÖKHAN füzesi projesinde tasarım ve ilk prototip aşamalarının başarıyla tamamlandığını ve artık test aşamasına geçildiğini gösteriyor. Son durum itibarıyla, projenin bir sonraki adımı, 2025 yılı içinde başlaması planlanan yer ve uçuş testleridir. Bu süreç oldukça kapsamlıdır ve genellikle birkaç aşamadan oluşur. İlk olarak füzenin yer testleri, ardından savaş uçağına takılarak uçuş uyumluluğunu ölçen "taşıma ve salan testleri" gerçekleştirilir. Son ve en kritik aşama ise füzenin milli savaş uçağı KAAN ve F-16 gibi platformlardan gerçek hedeflere karşı ateşleneceği "canlı atış testleri" olacaktır.

0X0 Hipersonik Tayfun Fuzesi Dengeleri Degistirecek Roketsan Ilk Kez Tanitti Iste 6 Yeni Sistem Ve Ozellikleri 1753257423454

"GÖKHAN füzesi ne zaman envantere girecek?" sorusunun net cevabı, bu zorlu test sürecinin başarısına bağlıdır. Bu karmaşıklıktaki bir silah sisteminin test, kalifikasyon ve seri üretime geçiş süreci genellikle birkaç yıl alır. Testlerin planlandığı gibi başarıyla ilerlemesi durumunda, GÖKHAN'ın 2020'li yılların sonlarına doğru seri üretime geçerek Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesi beklenmektedir. Bu takvim, aynı zamanda milli savaş uçağı KAAN'ın da hizmete giriş takvimiyle paralellik göstermekte olup, Türkiye'nin ilk milli savaş uçağının, ilk görev yıllarından itibaren en güçlü milli hava-hava füzesiyle donatılması hedeflenmektedir.

Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki milli teknoloji hamlesi, 17. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF 2025'te tarihi bir dönüm noktasına daha ulaştı. Yüzlerce yerli ve yabancı firmanın en yeni ürünlerini sergilediği fuara, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen ve Türkiye'nin göklerdeki egemenlik mücadelesinde yeni bir sayfa açacak olan GÖKHAN füzesi damgasını vurdu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın katılımıyla düzenlenen görkemli bir törenle sır perdesi kalkan füze, Türkiye'nin ilk ramjet motorlu hava-hava füzesi olma özelliğiyle tüm dikkatleri üzerine çekti. Bu gelişme, sadece yeni bir mühimmatın envantere girmesi değil, aynı zamanda Türk mühendisliğinin ulaştığı zirveyi ve ülkenin stratejik bağımsızlık yolundaki sarsılmaz iradesini de simgeliyor.

Sır perdesi aralandı, Gökhan sahneye çıktı

IDEF 2025 fuar alanında günlerdir merakla beklenen an, bakanların katılımıyla gerçekleşti. TÜBİTAK SAGE standında, üzeri örtülü bir şekilde bekletilen GÖKHAN füzesinin örtüsü, alkışlar eşliğinde kaldırıldığında, Türk savunma sanayiinin geldiği son nokta tüm görkemiyle gözler önüne serildi. Gelişmiş aerodinamik yapısı ve heybetli duruşuyla ziyaretçilerden tam not alan füze, Türk mühendislerinin yıllardır süren yoğun ve gizli çalışmasının somut bir ürünü olarak tarihe geçti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın ev sahipliğinde gerçekleşen tanıtım, Gökdoğan ve Bozdoğan füzeleriyle hava-hava füzeleri alanında önemli bir tecrübe kazanan Türkiye'nin, bu alanda artık en üst lige oynadığının resmi ilanı oldu. GÖKHAN, sadece bir silah sistemi değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknolojik derinliğini ve kendi göbeğini kesme kararlılığını gösteren bir güç sembolü olarak fuardaki yerini aldı.

Göklerdeki dengeleri değiştirecek teknoloji: Ramjet motoru

GÖKHAN füzesini sınıfındaki diğer füzelerden ayıran ve onu gerçek bir "oyun değiştirici" yapan en kritik özellik, sahip olduğu ramjet motor teknolojisi. Geleneksel katı yakıtlı roket motorları, yakıtı ateşlendiği andan itibaren kısa bir süre içinde yanarak tükenir ve füze bu ilk itkinin ardından enerjisini kaybederek süzülmeye başlar. Bu durum, füzenin menzilinin sonlarına doğru manevra kabiliyetini ve hızını ciddi şekilde düşürür. Ramjet motoru ise bu kuralı tamamen yıkıyor. Hareketli parçası olmayan bu dâhiyane motor, süpersonik hızlarda havayı ön kısmındaki bir koniden alıp sıkıştırıyor ve bu sıkıştırılmış havayı yakıtla birleştirerek sürekli bir yanma ve itki gücü sağlıyor. Bu sayede GÖKHAN, uçuşunun neredeyse tamamı boyunca yüksek hızını (hipersonik, yani sesten 5 kat ve daha hızlı) ve enerjisini koruyabiliyor. Bu durum, hedefin kaçış ihtimalini ortadan kaldıran "No-Escape Zone" (Kaçış Yok Bölgesi) olarak adlandırılan alanı muazzam ölçüde genişletiyor ve GÖKHAN'ı kendi sınıfının en ölümcül silahlarından biri haline getiriyor.

Meteor'a yerli rakip: Menzili sır gibi saklanıyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, tanıtım öncesinde yaptığı açıklamada, GÖKHAN projesinin hedefini net bir şekilde ortaya koydu: "Avrupa yapımı Meteor füzesi'nin yerli muadili olacak şekilde GÖKHAN'ın menzilini uzatmak için çalışma yapıyoruz." Bu ifade, projenin vizyonunu anlamak için kilit bir öneme sahip. MBDA tarafından geliştirilen Meteor füzesi, ramjet motor teknolojisi sayesinde bugün Batı dünyasının en gelişmiş ve uzun menzilli hava-hava füzesi olarak kabul ediliyor. Türkiye'nin GÖKHAN ile bu lige doğrudan rakip olması, küresel güç dengeleri açısından büyük bir anlam taşıyor. Tanıtım sırasında füzenin menzilinin neden açıklanmadığı sorulduğunda ise Bakan Kacır'ın cevabı, projenin stratejik önemini bir kez daha vurguladı: "Bazen yerli ve milli kabiliyetlerimizi duyurmayı tercih etmeyiz." Bu gizlilik, potansiyel rakipler için bir belirsizlik unsuru yaratarak GÖKHAN'ın caydırıcılık etkisini daha da artırıyor.

Kimler kullanacak? Güç çarpanı olacak platformlar

Bir füzenin etkinliği, ancak onu taşıyan platformun kabiliyetleriyle birleştiğinde zirveye ulaşır. GÖKHAN füzesi, Türk Hava Kuvvetleri'nin bugün ve gelecekte kullanacağı en kritik platformlara entegre edilecek şekilde tasarlandı. Bu platformların başında, Türkiye'nin en büyük teknoloji projesi olan 5. nesil milli muharip uçak KAAN geliyor. GÖKHAN, KAAN'ın görünmezlik özelliğini, gelişmiş sensörlerini ve manevra kabiliyetini tamamlayarak onu göklerin gerçek bir avcısına dönüştürecek. Bunun yanı sıra, Türk Hava Kuvvetleri'nin bel kemiği olan F-16'lar (Özgür projesiyle modernize edilenler dahil), jet eğitim ve hafif taarruz uçağı Hürjet ve Baykar tarafından geliştirilen insansız savaş uçağı KIZILELMA da GÖKHAN'ı kullanabilecek. Bu geniş entegrasyon yelpazesi, Türkiye'nin tüm hava unsurlarına, görüş ötesi mesafelerde benzeri görülmemiş bir vuruş üstünlüğü kazandıracak.

Gökdoğan ve Bozdoğan'dan Gökhan'a uzanan yolculuk

GÖKHAN, bir gecede ortaya çıkmış bir mucize değil; yıllardır devam eden sabırlı bir çalışmanın, birikimin ve milli bir vizyonun ürünü. TÜBİTAK SAGE tarafından daha önce geliştirilen ve testleri başarıyla tamamlanan görüş içi hava-hava füzesi Bozdoğan ve görüş ötesi hava-hava füzesi Gökdoğan, bu yolda atılan en önemli adımlardı. Bu projelerle kazanılan tecrübe, Türkiye'ye kendi hava-hava füzelerini tasarlama, geliştirme ve üretme yeteneği kazandırdı. GÖKHAN, bu birikimin üzerine inşa edilen ve teknolojik çıtayı en üst seviyeye taşıyan bir proje oldu. Bakan Kacır'ın belirttiği gibi, Bozdoğan ve Gökdoğan ile önemli kabiliyetler kazanılmıştı ancak GÖKHAN, çok daha ileri bir menzil ve öldürücülükle bu başarıyı taçlandıracak. Bu yıl testlerine başlanması planlanan füzenin harp başlığı gibi kritik bileşenlerinde ise Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) ve ASFAT gibi Türk savunma sanayii devlerinin de kabiliyetlerinden yararlanılacak olması, projenin tam bir milli seferberlik ruhuyla yürütüldüğünü gösteriyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ