Türkiye Komünist Partisi (TKP), Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleriyle ilgili kararını yazılı bir açıklama ile duyurdu. Sol partilerin seçimlerde bir araya gelmesi yönündeki girişimlerinin beklenen sonuçları vermediğine dikkat çekilen açıklamada, TKP'nin kendi adaylarıyla milletvekilliği seçimlerine katılacağı, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceği belirtildi.

Açıklamada, "Emek ve Özgürlük İttifakı'nda yer alan iki sol parti, TKP'nin kendi ilkeleriyle bağımsız bir seçim ittifakı içinde güçlerini birleştirme çağrısını olumlu karşılamalarına rağmen, çok farklı temellere sahip olan Emek ve Özgürlük İttifakı'nda kalmayı tercih etmişlerdir. TKP bu tercihe saygı duymaktadır, ancak katılmamaktadır" denildi.

Partinin açıklamasında, TKP'nin kendi adaylarıyla milletvekilliği seçimlerine bir seçim ittifakının ötesinde bir anlam taşıyan Sosyalist Güç Birliği ittifakıyla birlikte gireceği belirtildi. Aynı tarihte gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise TKP, Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verilmesi çağrısı yaparak, bu oyun Erdoğan'a karşı verildiğine ve geniş halk kesimlerine "sizi anlıyoruz, duygunuzu paylaşıyoruz" mesajını taşıdığına vurgu yapıldı.

Ayrıca, Cumhurbaşkanı adayı konusunda Sosyalist Güç Birliği içinde bir anlayış birliği yaratılamadığı bilgisi de açıklamada paylaşıldı.

TKP, tarafından yapılan açıklama:

Türkiye Komünist Partisi, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak milletvekili seçimleri için tüm devrimci, sosyalist ve komünist güçlerin bir araya gelerek anti-emperyalist, laik değerleri savunan ve yerli-yabancı sermayeye karşı net bir tutum alan bir seçim ittifakı oluşturması gerektiğini vurgulamıştır. Parti, bu doğrultuda çalışmalarını hızlandırmış ve farklı kesimlerle temaslarını sürdürmektedir.

Açıklamada, kamuoyunda geniş bir destek gören çağrının karşılık bulması halinde, solun sandığa yansıtmayı başaramadığı bir enerjinin ortaya çıkacağı ve seçim barajını zorlama şansının elde edileceği belirtilmiştir. Bu adımın, seçim sonrasında emekçi halkın karşılaşacağı zorlu dönemde son derece değerli olacağı da vurgulanmıştır.

"SOL PARTİLERİN BİR ARAYA GELMESİ GİRİŞİMLERİ İSTENEN SONUCU VERMEDİ"

Ne yazık ki, tüm sol partilerin bir seçim ittifakında birleşmesi konusundaki çabalar istenilen sonucu vermedi. Emek ve Özgürlük İttifakı'nda yer alan iki sol parti, kendi ilkeleriyle bağımsız bir seçim ittifakı oluşturma çağrımıza olumlu yanıt vermesine rağmen, farklı temelleri nedeniyle Emek ve Özgürlük İttifakı'nda kalmayı ve TKP'yi de o ittifaka katılmaya çağırmayı tercih ettiler. Biz TKP olarak bu tercihe saygı duyuyoruz ancak seçimlerde solun emekçi halk karakterini, anti-emperyalizmi Amerikancılığın karşısına, laikliği de tarikat ve cemaat yapılanmalarının karşısına çıkararak bu ilkeleri her tür hesabın üstünde tutması gerektiğini düşünüyoruz.

Seçimlere kendi adlarıyla katılmayan Emek ve Özgürlük İttifakı'ndaki diğer sol güçlere başarılar diliyoruz.

"TKP KILIÇDAROĞLU'NA OY VERİLMESİ ÇAĞRISI YAPMAKTADIR"

Türkiye Komünist Partisi, milletvekili seçimlerinde Sosyalist Güç Birliği ittifakıyla birlikte kendi adı ve adaylarıyla yarışacak. Parti, tüm seçim çevrelerinde aday gösterecek ve seçim sürecindeki propaganda ve örgütlenme çalışmalarıyla komünist hareketin tarihsel bir sıçrama yapması için mümkün olan her şeyi yapacaktır. Aynı tarihte gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Türkiye Komünist Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verilmesi çağrısı yapmaktadır.

Parti, uzun bir süredir, sosyalistlerin kendi ortak adaylarını çıkararak halkın seçeneksiz bırakılmaması gerektiğini savunmaktadır. Ancak, Sosyalist Güç Birliği içinde, Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesinin önüne geçecek bir aday çalışması konusunda ortak bir anlayış oluşamamıştır. Parti, bu nedenle esneklikle sürdürülecek bir aday çalışmasıyla seçimleri kazanmak için mücadele edecektir.

"PARTİMİZİN MİLLET İTTİFAKI İLE BİR PAZARLIĞA GİRME GÜNDEMİ OLAMAZ"

Türkiye Komünist Partisi, Millet İttifakı ve Altılı Masa hakkındaki görüşlerini kamuoyuna detaylı bir şekilde açıklamıştır. Partimiz, bu ittifakı düzen muhalefeti olarak adlandırmaktadır ve dünya görüşü ve bileşim bakımından AKP zihniyetiyle uyumlu olduğunu düşünmektedir. Millet İttifakı, yerli ve yabancı sermayenin desteğini arkasına alan, laiklik ve Cumhuriyet değerlerini yalnızca sözde savunan, dünyaya NATO perspektifiyle bakan bir oluşumdur. Bu nedenle, TKP'nin böyle bir oluşuma destek vermesi mümkün değildir. Partimiz, Millet İttifakı'nı sola çekmek, ilişkilenmek veya pazarlık yapmak gibi bir gündemi de asla olmayacaktır.

Bunun aksine, TKP, AKP iktidarının ilk gününden bu yana toplumu uyarmaya ve AKP'nin demokrasi ve özgürlük söylemlerinin arkasındaki gerçekleri açığa çıkarmaya çalışmıştır. Aynı şekilde, Millet İttifakı'nın gerçeklerini açıklamaya ve bütün olarak sermaye düzeni karşısında konumlanmaya devam edecektir.

TKP, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun ve AKP'nin 20 yıllık iktidarının yarattığı karanlık ve yıkımın boyutlarını iyi anlamaktadır. Bu karanlık ve yıkım, toplumun geniş kesimlerinde yıllardır devam eden bir öfkeye neden olmuştur ve bu öfke Gezi Direnişi gibi hareketlerde doruğa ulaşmıştır. Ancak bu öfke, AKP'nin iktidarını ve mevcut düzeni sorgulayan bir karakter kazanamamıştır. Zaman içinde, toplumsal tepkiler, sermaye sınıfı ve emperyalist ülkeler tarafından istismar edilerek örgütlü bir halk hareketi karakterinden uzaklaştırılmış ve seçim sandığına sıkıştırılmıştır. Bu da örgütsüz toplumsal kesimlerin AKP iktidarının sürmesiyle birlikte karamsarlığa sürüklenmesine ve insanların ülkelerinden umudu kaybetmesine neden olmuştur.

Bugün gelinen noktada, toplumun önemli bir kesiminde 'Erdoğan döneminin sonlanması' tek mesele haline gelmiştir ve TKP'nin ve diğer devrimci güçlerin AKP iktidarından kaynaklanmayan sorunlarla ilgili uyarıları sınırlı bir etki yaratmıştır. Türkiye için tek kurtuluş yolu, komünizmin güçlü bir seçenek haline gelmesi ve ülkemizde Cumhuriyetçi, aydınlanmacı, yurtsever bir silkinişin yaşanabilmesi için Erdoğan döneminin bir an önce sonlanması gerekmektedir. Erdoğan döneminin sona ermesi, bugün çözüm olarak görülen Millet İttifakı'nın sorunları daha da derinleştireceğinin halkımız tarafından da fark edilmesi için zorunlu hale gelmiştir.

"PARTİMİZ AKP'NİN SEÇİMLERDEN YENİLGİYLE ÇIKMASI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPACAK"

Partimiz, seçim sürecinde Türkiye'nin son 20 yılında AKP iktidarının yarattığı yıkımın ve karanlığın boyutlarını halka anlatacak ve bunun kaynağının AKP'nin politikaları ve yürüttüğü siyasi söylemleri olduğunu vurgulayacaktır. Ayrıca, Türkiye'nin AKP döneminden kurtulması gerektiğini açıklayacak ve bu sürecin sadece gerçek bir siyasal taraflaşmanın önünü açmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'deki işçilerin, kadınların, gençlerin iradesinin de ortaya çıkmasına vesile olacağını belirtecektir. TKP, AKP Türkiyesi'ni kabullenilmemesi ve yerleşiklik kazanmaması konusunda belirleyici olmuş bir güç olarak bu iradenin güçlü, tutarlı ve vazgeçilemez bir parçasıdır.

AKP'nin seçimlerde yenilgiye uğraması, Türkiye toplumundaki laik, özgürlükçü ve yurtsever duyarlılıkların yanı sıra emeğin direncinin de etkisiyle gerçekleşecektir. Bu seçim yenilgisi, AKP'nin destekçileri tarafından Millet İttifakı'nın bir başarısı olarak görülebilir ancak asıl zayıflatan güç, Türkiye toplumunun AKP'nin politikalarına karşı gösterdiği tepkilerdir. Bu tepkiler, TKP'nin de içinde yer aldığı özgürlükçü ve yurtsever hareketler tarafından desteklenmektedir ve AKP'nin sonlanması için mücadele eden tüm güçlerin ortak amacıdır.

"ERDOĞAN'I VE AKP'Yİ YOLLAYACAĞIZ"

Erdoğan ve AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği nokta, halkın büyük bir bölümü tarafından kabul edilemez hale gelmiştir. Bu nedenle, Erdoğan'ın gitmesi ve ülkenin daha demokratik bir yönetimle yönetilmesi için mücadelemize devam etmeliyiz. Millet İttifakı'nın adayı Kılıçdaroğlu'na verilecek oylar, bir destek veya beklenti olarak değil, Erdoğan'a karşı verilen bir tepki olarak görülmelidir. Bu oylar, Erdoğan'ın gitmesine odaklanmış geniş halk kesimlerine "Sizi anlıyoruz, duygunuzu paylaşıyoruz" mesajını iletmek için kullanılmalıdır.

Milletvekili seçimlerinde TKP'ye verilecek oylar, hem Erdoğan sonrası Türkiye'nin aynı zihniyetin başka isimlerle devam etmesine güçlü bir itiraz, hem de yüz binlerce kişinin eşitliğin, refahın, bolluğun, aydınlığın, özgürlük ve adaletin hüküm sürdüğü yaşanabilir bir Türkiye için güçlerini birleştirmesi anlamına gelir. Bu oylar, Sosyalist bir Türkiye için verilen bir taahhüttür ve yüksek bir ideale olan inancın bir ifadesidir.

Editör: Utku Çelik