Dünyanın, tütün içiminden kurtularak dumansız hava sahası olmasından tek bir sektör rahatsız olacaktır: Sigara endüstrisi.

Dünya Sağlık Örgütü uzmanları, gezegende 1 milyar sigara tüketicisi olduğunu ve her yıl 7 milyonu aşkın sigaraya bağlı ölüm görüldüğünü vurguluyor. Sadece Türkiye’de sayı 110 bin. Dünyada en çok ölüm nedeni olan 8 hastalığın 6’sı da sigara ile ilişkili. Düşünün her gün 6 milyar insan günde bir dolar sigara için para harcıyor ,neden olduğu hastalıklar ve bunlarla mücadele için harcanan paralar ve dolaylı iş kayıpları da düşünüldüğünde karşımızda trilyon dolarlık bir endüstri var.

Her yıl, 9 Şubat dünyada sigaraya karşı farkındalık oluşturmak ve kullananların sigarayı bırakma kararı almalarını teşvik etmek amacı ile ‘Dünya Sigarayı Bırakma Günü’ olarak kurgulandı. Sigara, toksik (zehirli) bir bitki olan tütünün kağıt ile sarılması sonucu

elde edilir ve içinde 3 bini aşkın tanımlanmış zararlı madde barındırır.

Bunlar katran, nikotin, karbon monoksit, aseton, arsenik, siyanür ve naftalin gibi öldürücü ve/veya kronik zehirlenmeye yol açan toksik moleküllerdir.

Bireysel ve toplumsal hasarı gözönüne alındığında, sigara için, ‘asrın vebası’ nitelemesi hiç de yanlış olmayacaktır. Sırf ülkemizi ele aldığımızda, yasal kısıtlamalara rağmen hali hazırda 17.000.000 olarak tahmin edilen sigara içicisinin günde bir paket olarak ortalama tüketimi düşünüldüğünde ayda 500 milyon ve yılda 6 milyar dolar sigara paketi alım ücreti ödemelerinin üzerine sigara nedenli kronik akciğer, kalp ve damar hastalıkları ile kanser tedavileri için yapılan harcamaları eklediğimizde 10 milyar doların üzerinde bir maliyet çıkmaktadır.

Bunda bireysel dramlara dair sosyal maliyet hesaplamaları dahil değildir.

İnsanlığın tütün ile tanışması, zenginlik ve altın ihtirası ile Amerika’ya ayak basan

Columbus sonrasında gerçekleşmiştir. Tütün tarımının 8000 yıl önce Amerika kıtasında başladığı, zamanla yerel grup ve kültürlerde, dini tören ve ritüellerde, önce yaprakları sararak daha sonraları ufalayarak kullandıkları, Maya ve İnka uygarlıklarında da varolduğu bilinmektedir. Avrupalı denizcilere ikram edilen tütünü yerliler ‘tobacos’olarak isimlendiriyorlardı.

İronik olarak, sigaranın ilk zararını, Columbus’un ilk seferinde yer alan Rodrigo de Jerez isimli denizci, Avrupa’ya dönüşünde kullandığı tütün ve ağzından çıkan dumanlar yüzünden dehşete düşen halkın kendisini kiliseye şikayet etmesi üzerine ‘içinde şeytan var’diye ölümle cezalandırılarak görmüştür!

Sonuç olarak, 16. yüzyılda, Avrupa’da tütünün endüstriel ekimi başlamış, tüm kıtaya yayılımı da Fransa’nın Portekiz elçisi Jean Nicot sayesinde olmuştur. Nikotin diye isimlendirilmesi de bu kişinin adına izafetendir.

Kendini ispat etme,arkadaş baskısı, otoriteye karşı durma psikolojisi, özenti ya da

gösteriş gibi masum nedenli başlayan sigara içme eyleminin altında tütün tröstlerince

yapılan milyarlarca dolarlık harcamaların varlığı unutulmamalıdır. Gelişmiş ülkelerdeki çok sıkı yasal kısıtlamalar nedeni ile ticari çalışmalarını Kıta Afrikası ve uzak Asya odaklı hale getiren sigara firmaları, maalesef buradaki az gelişmiş ülke insanlarının yarıdan fazlasını sigara içicisi yapmıştır. WHO raporlarına göre artık, dünyada 1.5 milyarı aktif, kalanı pasif içici olmak üzere 3. 8 milyar insan(total Dünya popülasyonunun %55’i) sigaranın olumsuz etkilerini bünyelerinde hissetmekte, her yıl 7.000.000 insan bu yüzden ölmektedir.

Ülkemizde,her yıl 250.000 vatandaşımız sigara nedenli ölüm ve/veya kronik hastalıklar ile karşı karşıya kalmaktadır. Akciğer kanserinin yüzde 90’nından sigara sorumludur ve ne yazık ki her yıl 40 bine yakın insan, akciğer kanseri tanısı almaktadır

Türkiye’de, artık sigaraya başlama yaşı 9’lara düştü ve son 5 yılda 7 milyonu aşkın genç İnsanımız sigaraya başladı. 4207 sayılı tütün mamullerinin zararlarının önlenmesine dair kanun her ne kadar ülkemiz için milat olsa da, kanunun tüm olarak katı bir şekilde uygulanması ve hatta daha radikal tedbir ve yasal düzenlemelerin getirilmesi bir zorunluluktur.