Sonunda listeler açıklandı.
Kendine yer bulan da var,
Yer bulamayıp evine dönen de...
Şimdilik isyan yok...
Meclis'i olağanüstü toplamaya çalışan yok.
Bunlar iyiye işaret...

Seçim için yazacak yazı çok.
Ama arada da gülmek gerekli.
O yüzden seçim şenliği başlarken,
Gelin birlikte gülelim...

***


Parti başkanı ve başkan yardımcısı,
Oylarını attıktan sonra deniz kıyısında güzel bir yemek yerler.
Bir şişe de rakıyı devirir,
Kamp çadırında ertesi günün hayalleri ile uykuya dalarlar.
Birkaç saat sonra parti başkanı uyanır
Yanındaki yardımcısını dürtükler:
- Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle...
Yardımcı cevap verir:
“Milyonlarca yıldız görüyorum”
Parti başkanı sorar:
- Bu sana neyi gösteriyor?
Yardımcısı, uyku mahmurluğu ile
Yalakalık arası bir modda,
Başkanının güzel şeyler duymak isteyeceğini düşünerek cevap verir:
“Efendim gökyüzünde partimizin burcunun,
Yüzlerce yıldızda parıldadığını görüyorum.
Pazartesi bizim yüzlerce belediye başkanımız olacak” der.
Lider, yardımcısını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
- Ulan körmüsün? Çadırımızı araklamışlar görmüyor musun?

***


Madem gülmek hoşumuza gitti,
Devam edelim...
Bir anekdot...
21 Temmuz 1946 seçimleri arifesi.
Açık oy, gizli sayım ucubeli seçimler öncesidir.
İsmet Paşa, pırpırlı küçük uçakla seçim gezilerinden birine gitmektedirler.
Yanına meşhur hatip Osman Bölükbaşı'nı da almıştır.
Amacı ezeli muhalifi DP'li Bölükbaşı'nı biraz yumuşatmaktır.
Uçakta o zamanlar 7 yaşında olan Erdal İnönü de vardır.
Uçak Eskişehir taraflarında alçaktan uçmaktadır.
Aşağıdaki patates tarlasında çalışan köylüler gözükmektedir.
Erdal İnönü, köylüleri görünce babasına
“Bunlar kim, neler yapıyorlar orada?” diye sorar.
İnönü:
- Onlar köylü. Ekin ekerler, ekinler büyür, onları bize satarlar,
Biz de onlara bunun karşılığında para veririz,
Onlar da parayı alınca çok sevinirler demiş.
Küçük Erdal, bunu duyunca babasından para istemiş.
İsmet İnönü:
- Oğlum bende bozuk yok, Osman amcandan iste demiş.
Küçük Erdal, bunu üzerine Osman Bölükbaşı'nın yanına gidip:
“Osman Amca, bozuk para verir misin?” demiş.
Osman Bölükbaşı:
- Oğlum parayı ne yapacaksın? diye sormuş.
Küçük Erdal:
“Sevinsinler diye köylülere atacağım” demiş.
Bölükbaşı, taşı gediğine koymak için iyi fırsat yakalamıştır.
İsmet Paşa'nın da duyabilmesi için sesini yükselterek:
- Evladım, üç beş kuruş atıp sadece aşağıdaki köylüleri sevindireceğine,
Babanı uçaktan atalım da bütün millet sevinsin...
İnönü ise, o sırada tebessümünü gizlemek için dışarı bakmaktadır.