Yüksek Seçim Kurulu, 2015 Kasım seçimleri için 3 Eylül 2015 tarihinde toplanarak karar aldı.

Kararın sayısı 1593.

Bu karada aynen şunlar yazılıydı:

... 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak olan 26. dönem milletvekili genel seçiminde, ceza infaz kurumunda bulunan seçmen niteliğine sahip olan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklu olanların da oy kullanabileceklerine, kurulumuzun 26/08/2015 tarih ve 2015/1541 sayılı kararıyla kabul edilen seçim takvimine göre, 29 Ekim 2015 tarihi itibariyle kesinleşecek olan tutuklu seçmen listelerine kayıtlı bulunan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklu olanların ceza infaz kurumunun bulunduğu seçim çevresinde oy kullanabileceklerine...”
Yani haklarında verilmiş ve kesinleşmiş karar olmayan tutuklulular ile taksirli suçlardan hükümlü durumunda olanlar son genel seçimlerde oy kullandı.

***

Peki, taksirli suç nedir?
Hukukçulara göre taksirli suç; “Dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik veya düzene, buyruklara ve talimata uymazlıktan doğan, istemeyerek gerçekleştirilen suç” anlamına gelir.
Daha anlaşılır bir biçimde, taksirle yaralama, taksirle ölüme sebebiyet verme, taksirle yangın çıkarma vb. gibi suçlar taksirli suçlara örnek olarak gösterilebilir.

***

Bir önceki yazımda, iktidarın 2016'nın Temmuz 15'indeki başarısız darbe kalkışmasından sonra kamudan, özel sektörden pek çok kişiyi tutukladığını, mallarına el koyduğunu, kamu görevinden uzaklaştırdığını yazdım.
Halen tutuklu olup haklarında iddianame düzenlenmiş olanların yanı sıra, tutuklu olup iddianame yazılmasını bekleyen, ya da tutuklama kararı verilmeksizin haklarında çeşitli adli kontrol kararı alınmış milyonlarca insan olduğunu biliyoruz. Yüksek Seçim Kurulu'nun 2016 Kasım seçimleri için aldığı yukarıdaki karara bakarsak, iktidarın “darbeye karıştıkları” bunun yanında “terör örgütü üyesi veya iltisaklı oldukları” gerekçesiyle tutukladığı herkes muhtemelen 2017 Nisan'ında yapılacağı öngörülen referandumda oy kullanabilecek...
Eğer Nisan 2017'ye kadar haklarındaki kararlar kesinleşmezse...

***

Peki onca tutuklu nasıl oy kullanacak?
Yine Yüksek Seçim Kurulu kararlarına göre, tutuklu bulunanlar ile taksirli suçlardan hükümlü durumunda olanlar halen bir seçim bölgesinde kayıtlı iseler, bulundukları cezaevi idaresine verecekleri dilekçe ile, bulundukları yerde kurulacak sandıkta oy kullanabilecek.
Eğer herhangi bir seçim çevresinde kayıtları yok ise, yine YSK tarafından sandık seçmen listeleri kesinleştirilene kadar bulundukları cezaevi idaresine başvurarak seçmen niteliği kazanabilecekler.
Buraya kadar hukuki bir zemini bulunan tutuklular için iktidarın oy kullandırmayacağını yine bir önceki yazımda belirtmiş ve bununla ilgili hazırlık yapılıp yapılmadığını araştıracağımı yazmıştım.
Evet, böyle bir hazırlık var...
İktidarın kimi hukukçu milletvekilleri, mevcut durumun değiştirilmesi için ne yapılabileceğini araştırıyorlar.

***

Kulislerde iki senaryo üzerinde duruluyor.
Bunlardan birincisi; hükumetin bundan önce sık sık başvurduğu yöntem olan Kanun Hükmünde Kararname. Yayınlanacak yeni bir KHK ile Milli Güvenlik Kurulu ya da iktidarca “terör örgütü” üyesi sayılan tutuklu ya da adli kontrol uygulanan herkes vatandaşlık haklarının bir bölümünden yararlandırılmayacak.
Örneğin seçme hakkı...
KHK ile mala el koyma, vatandaşlıktan çıkartma gibi yöntemler nasıl OHAL çerçevesinde mümkün ise, bazı vatandaşlık haklarının kullandırılmaması da o kadar hukukidir deniyor.
Bu yöntemin kullanılmasındaki tek olumsuzluk olarak da, böyle bir yöntemin kullanılmasının referandumda vatandaşta “nasıl bir tepki” yaratacağı.
Ya olumsuz olursa...

***

İkinci senaryoda ise, yine bir KHK ile Yüksek Seçim Kurulu'na “seçme haklarından bir bölümünün kullandırılmaması” konusunda yetki verilmesi.
Böylece iktidar, olası tepkilerin önüne geçebilmek için “tutuklulara oy kullandırtmama” işlemini YSK aracılığı ile yapacağından, siyaseten daha az zarar görecek.
Henüz tartışma aşamasında olan olasılıklara yenileri eklenebilir mi?
Çok mümkün...
Anayasa değişikliği ile ilgili kanun teklifinin TBMM'de referandum için yeterli sayı olan 330'u bularak geçmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasıyla bu konunun gündeme geleceğini düşünenlerdenim.
Ankara'da da böyle düşünen, çare arayanlar olduğunu biliyorum.
Bakalım evdeki hesap çarşıya uyacak mı?