Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Yüncü, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Her 5 kişiden biri herhangi bir dönemde depresif atak geçirebilir, anksiyete bozuklukları ya da şizofrenik bozukluklar yaşayabilir. Gençlerin incinebilirliği ve hastalıktan etkilenebilirliği yüksek olduğu için ergenlik ve gençlik dönemlerinde onlara hassasiyetle yaklaşmamız gerekiyor" dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Yüncü, modern ve gelişen dünyada bireyin bir bütün olarak değerlendirilmesinin ve makineden farkının ortaya konulmasının gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:

"Ruh dediğimiz olgu farklı anlamlar ifade edebilir fakat bizim tanımladığımız şekliyle, kişinin bedensel ve ruhsal olarak iyi olması durumuna ‘sağlıklı’ olmak diyebiliyoruz. Ruh sağlığı önemli olmakla beraber aslında kişinin ruh sağlığı yerinde olsa bile sosyal beceri ve kişilik özelliklerini iyi kullanması da ruh sağlığı tanımı içerisindedir. Toplum geneline baktığımız zaman herhangi bir bireyde ruhsal sağlık problemi olma ihtimali yüzde 20’nin üzerinde. Her 5 kişiden biri herhangi bir dönemde depresif atak geçirebilir, anksiyete bozuklukları ya da şizofrenik bozukluklar yaşayabilir. Her yaşın kendine ait birtakım ruhsal hastalıkları olabilir, yaş ilerlemesiyle dikkat bozukluğu ve şizofreni depresif bozukluğu görülebilir."

Prof. Dr. Yüncü, gençlerin incinebilirliği ve hastalıktan etkilenebilirliği yüksek olduğu için ergenlik ve gençlik dönemlerinde hassasiyetle yaklaşmak gerektiğine dikkat çekerek, şöyle dedi:

"Gelişen teknoloji ile insan ilişkilerinin ve ebeveyn ilişkilerinin farklılaşması, toplum içerisinde aile tanımının değişmesi ve yeniden tanımlanıyor olması ruh sağlığı ile ilgili sıkıntıların ön plana çıkmasına sebep olur. Artık günümüzde ruh sağlığı bozuk insanlar diye bir kavramdan bahsetmek çok da gerçekçi değildir. Ruh sağlığı hastalığının tanısı ne olursa olsun bu kişilerin de kesinlikle toplum içinde insanlarla bir arada yaşama hakkı vardır. İnsanlara eşit fırsatlar yaratmak, eşit eğitim hakkını vermek, ekonomik ve sosyal beceri açısından bireyleri güçlendirmek aslında ruh sağlığını koruyucu uygulamalardır. Gençlerin incinebilirliği ve hastalıktan etkilenebilirliği yüksek olduğu için ergenlik ve gençlik dönemlerinde onlara hassasiyetle yaklaşmamız gerekiyor. Gençlere yeni fırsatlar yaratarak, kendine ait bireysel niteliklerini ön plana çıkararak toplum içerisinde yer almalarını sağlamamız gerekiyor." (DHA)