Kendilerini “Endüstriyel tüketim çılgınlığına karşı, yeni bir şey satın almayan, yıllardır bit pazarlarından giyinen iki mülkiyetsiz” diye tanımlayan Sinem Can ve Murat Asilcan, Urla Bademler Köyü'nde imece kültürünü yaşatıyor.

Dört yıl önce İstanbul'da yetimler için bir aşevi açan Sinem Can ile Murat Asilcan şimdilerde Urla Bademler Köyü'nde kurdukları sıra dışı yerleşkede ihtiyaç sahibi çocuklara ve sokak hayvanlarına gönüllülerin de desteği ile yardım eli uzatıyor. “Dezavantajlı çocuklara her şeyin ücretsiz olduğu bir dünya hayal ettik ve bunu minimal de olsa hayata geçirdik diyen” ikili, şimdiye kadar 18 köyde kütüphane oluşturdu.
Ütopik yolculuğunuz ne zaman başladı? Amacınız neydi?
Ben Bilgi Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü mezunuyum. Murat ressam. İkimiz de yıllarca sahaflık yaptık. Ancak meskenlerimiz için hiç çalışmadık.. Biz endüstriyel tüketim çılgınlığına karşı duran, yeni bir şey satın almayan, yıllarca geri dönüşümden, bit pazarlarından giyinen iki mülkiyetsisiz. Kendimizden yola çıkarak, ”Sizin fazlalıklarınız, dezavantajlı çocukların dünyasında birer hazinedir” dedik. Dezavantajlı çocuklara her şeyin ücretsiz olduğu bir düş hayal ettik ve bunu gerçekten minimal de olsa yaşama geçirdik. Dört yıl önce İstanbul'da “Ütopya Çocuk Aşevi”ni açtık.
İnsanoğlunun bilinçsiz çılgın tüketiminden ve israfından kurtardığımız 2. el kitap, oyuncak, kırtasiye toplayarak, içersinde rantın ve paranın geçmediği temiz ve sömürüsüz bir iyilik kültürünün yeşermesine çalıştık. Gezici ' Ütopya Çocuk Atatürk Kütüphaneleri' ile köylere ulaştık.
İstanbul'da başlayan serüveninizin devamı için neden Urla Bademler Köyü'nü tercih ettiniz?
Yüze yakın köy gezdik. Bademler Köyü'nde okuma yazma oranı Türkiye ortalamasının üzerinde. Türkiye'nin ilk köy tiyatrosu, ilk çocuk oyuncakları müzesi burada kurulmuş. İlklerin köyü oluşu bizi bu köyde proje geliştirmeye sevk etti....

Kurduğunuz yerleşkeyi nasıl tanıtırsınız?
Köy kahvaltısı veren ve köy pansiyonculuğu yapan ticari bir yerleşke olmasına rağmen, bünyesinde çocuklar, hayvanlar ve doğa yararına kar amacı gütmeyen sivil sosyal sorumluluk projesi barındırıyor. Bu proje kapsamında bir kitap toplama istasyonumuz var. Ziyaretimize gelenler ikinci el kitap, kırtasiye, oyuncak getiriyorlar. Köy kahvaltısı yaparak bağışta bulunuyorlar. Bu istasyonda toplanan geri dönüşüm eşyalarından köy çocukları ücretsiz yararlanıyor. Bize gelenler mama toplama istasyonumuza kedi ve köpekler için mama bırakıyor. Bizler de bu sayade canlarımızı besliyoruz, barınaklara destek oluyoruz. Yerleşkemiz dönem dönem yurtiçi ve yurtdışından kısa süreli gönüllü kabul ederek köy çocuklarına ücretsiz İngilizce, drama, resim, basketbol, tiyatro, müzik, pandomim, yoga dersleri veriyor.
Sponsorlarınız var mı, finans kaynağınız nedir?
Sponsorumuz hiç olmadı, sadece bizi gönülden destekleyen yurt içinden ve yurtdışından binlerce ailemiz var. Ütopyacı yerleşkemiz ekonomik sürdürülebilirliğini verdiği köy kahvaltısı, çay ve kahveden kazanıyor. Bize misafir olanlar, iyilik Müzemizi ziyarete gelirken 2.el kitap, oyuncak ve kırtasiye malzemeleri getiriyorlar. Ya da kargo ile yolluyorlar. Köy çocuklarına yapılan bağışlarla dönen bir sistem bu.
Ebeveynler çocuklarını yerleşkenize neden getirmeli?
Çocuklar karşılıksız iyilik için yola çıkan bizleri tanısın, kendilerine örnek alsınlar istiyoruz. Kılavuzluk yapıyoruz.
'Ütopyalar Güzeldir- Ütopias Are Beautiful' adıyla Türkçe- İngilizce yayınlanacak bir kitap hazırlıyorsunuz. Ne anlatacak bu kitap.
Kar amacı gütmeyen bir kitap bu ve tüm gelirini köy çocuklarına bağışladık. “Karşılıksız iyilikler mümkün” diyerek yola çıktığımız serüveni anlattığımız kitabımızı gelecek nesillere bir miras olarak bırakacağız. Bizlerden sonra iyilik için yola çıkacak ütopyacı gençlere bir ilham kaynağı olmasını düşünüyoruz... Önümüze çıkan engelleri aşma mücadelemizi anlatıyoruz. Ütopyacılara bir başucu kitabı..


Sadece çocuklara değil, sokaktaki canlara da dokunuyorsunuz... Onlar için neler yapıyorsunuz?
Bizim için çocuklar- sokak canları ve doğa bütünün bir parçasıdır.. Sokak canları için yerleşkemizin içersinde bir “Mama Toplama İstasyonu”var. Her hafta topladığımız mamalarla sokak canlarını beslemeye çıkıyoruz.. Fazla mamalarımızı da barınaklara gönderiyoruz.
Şimdiye kadar 18 köye kütüphane kurdunuz, hedefiniz 81... Bu kütüphaneler nasıl oluştu?
“Ütopya Çocuk Atatürk Kütüphaneleri” insanların bizi ziyaret ederken getirdikleri 2. el kitap, oyuncak ve kırtasiye malzemeleri bırakması ve gönüllü desteğiyle oluşuyor.. Sürdürülebilir geri dönüşüm sayesinde köy okullarına kütüphane kazandırıyoruz.Oyun odaları kurulmasına vesile oluyoruz.
Gönüllüler size nasıl destek olabilir?
Gönüllüler evlerinde çocuklarına ait çeşitli eşyaları bizlere getirebilir, kargo ile gönderebilir. Aynı şekilde kedi ve köpekler için de mama yardımı yapabilir.
Engellere takıldığınız oluyor mu?
Tabi.... Her zaman her yerde başarıyı, iyiliği ve güzelliği hazmedemeyen, gönül gözü kapalı, iyilik karşıtı bir kaç kötü adam çıkacaktır...Yaşadığımız köyde de Bademler'in dayanışmacı, kadim imece kültürü ile hiç bağdaşmayan biri çıkmıştı. Maalesef onun gibiler her yerde var. Ama bu bizleri doğru bildiğimiz yoldan alıkoyamayacaktır..
Kar amacı gütmediğinizi söylüyorsunuz, geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
Ticari kaygı duymuyoruz. Evimiz aracımız yok. İki gezginiz. “Yeryüzü evimiz- Yıldızlar battaniyemiz" diyenleriz. Gelecek kaygımız hiç yok. Geçimimizi alınteri ile verdiğimiz kahvaltı çay ve kahveden kazanıyoruz. Kira, elektrik su vb. ödüyoruz. Karnımız doyarsa şükür... Doymazsa amenna... Dağ başında da bir ticari yerleşke açsak da asla kar amacı gütmüyoruz. Önce “İyilik, insanlık ve Ütopya” diyoruz. Sonrasında Kozmoz'un o güzel enerjisi bize binlerce güzel kalpli insanları getirtiyor.. Ve ütopyalar kalpten kalbe büyüyor.
Geleceğe dair hayaliniz-hayalleriniz neler?
Hafif bir sırt çantamız var her zaman hazırda.. Kaplumbağa misali... Gelecek kaygımız hiç olmadı. Örnegin Murat tam bir mülkiyetsiz. SSK'sı hiç olmadı ama İstanbul'da yetimler için açtığımız çocuk aş evimiz oldu çok şükür. Endüstriyel tüketime ve yeniyi satın almaya karşıyız. Kartvizitimiz de olmadı hiç bir zaman. Geleceğe dair tek hayalimiz var. Bir karavanla yollara düşüp sonsuza kadar köylere kütüphane kazandırmak...
Günümüz dünyasında iyilik ve güzellik her zaman kazanıyor mu?
İnançla, sabırla ve cesaretle yola çıkarsanız evet... Kaybedecek hiç bir şeyiniz yok ama kazanacak koskoca bir ütopyanız var..