Röportaj / Sinan Keskin

KOAH dünyada ölüme sebeb olan hastalıklar arasında hızla liderliğe ilerliyor. KOAH'a en fazla sigara ve diğer tütün ürünleri sebebiyet veriyor. Gençler arasında son yıllarda çok hızlı yayılan nargile kullanımı da önümüzdeki yıllarda KOAH'a sebebiyet verecek risk faktörleri arasında birinci sırada sayılacak gibi görünüyor. Hastalar genellikle KOAH olduğunu fark edemiyor. Hastanelere astım olabileceği şikeyeti ile başvuranların bir kısmı aslında KOAH olduğu gerçeği ile yüzleşiyor.

Akciğerin ağrı hissi olmaması nedeniyle birinci ve ikinci seviyedeki semptomları anlaşılmayan bu nedenle oldukça sisnsi bir hastalık olarak tanımlayabileceğimiz KOAH'ı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Şenay Çitim ile konuştuk. Belirtileri nedir? Tedavisi mümkün mü? Alınması gereken önlemler nelerdir?

Şenay hanım öncelikle KOAH'ın ne olduğunu anlatır mısınız?

KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı) akciğerlerden tıkanmış hava akışına neden olan kronik inflamatuar bir akciğer hastalığıdır. Semptomlar nefes alma zorluğu, öksürük, mukus (balgam) üretimi ve hırıltıyı içerir. Bu, çoğu zaman sigara dumanından kaynaklanan tahriş edici gazlara veya partiküllü maddelere uzun süre maruz kalmadan kaynaklanır. KOAH'lı kişiler kalp hastalığı, akciğer kanseri ve çeşitli başka durumlar geliştirme riski altındadırlar.

Ağırlıklı hangi yaş grubunda görülüyor?

Genellikle 40 yaşın üzerindeki erkeklerde sık görülüyor. Ama önceden erkeklerde sık görülürken artık kadınlarda da artış göstermeye başladı. Kadınlarda eskiden sigara kullanımı azken şimdi artmaya başladı. Bir de insanların yaşam süresi uzadığı için KOAH görülme sıklığı da arttı. Yani yaşlı popülasyonu fazla olduğu için KOAH'ın ve diğer hastalıkların görülme sıklığı da artıyor.

KOAH gelecek için nasıl bir tehdit oluşturuyor?

Son yıllarda dünyada KOAH 4. ölüm sebebi olarak görülürken 2020 yılında 3. ölüm sebebi olacağı öngörülüyor. Çünkü eskiden biomes dediğimiz ev tipi organik atıkların yakılmasına ve sigara kullanımına bağlı KOAH görülürken şuanda artık sık sık çevresel ve mesleki etkenler sebebiyle KOAH ortaya çıkıyor. Her ne kadar önlem alırsak alalım sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımının da çok yüksek oranda artması nedeniyle ileriki zamanlarda KOAH'lı hasta sayısının hızla artmasını bekliyoruz.

Tedavisi mümkün mü?

Kısmen geri dönüşümlü bir hastalık. Ama bizim için önemli olan önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olması. Kronik bir hastalık olduğu için hastaların mutlaka ilaçlarını ömür boyu kullanmaları gerektiğinin farkına varmaları gerekiyor. Hastalara ilaç tedavisine başladıktan sonra semptomlar azaldığında, nefes darlıkları geçtiğinde, balgam miktarları azalınca ilaçlarını bırakıyorlar. Sonra bir enfeksiyon, üşütme durumunda hastalık atağa geçtiğinde bize başvuruyorlar.

Hastalığın amfizem evresinde ise geriye dönüşü olmuyor. Bu evrede hava kesecikleri iflas etmiş oluyor. Ve hava kesecikleri iflas ettikten sonra yenilenmiyor. Ama kronik broşit tiplerinde, havayollarındaki daralma daha kolay çözümlenebiliyor.

KOAH'ın çevresel ve mesleki etkenler nedeniyle artış gösterdiğini söylediniz? Bunu biraz açar mısınız?

Kömür madenlerinde çalışanlarda kömür işçisi pnömokonyozu ile beraber ortaya çıkabiliyor. Öte yandan çalışma ortamında kimyasal, toksik ve partiküllü maddelere maruz kalan kişilerde, özellikle sanayi bölgelerinde ve fabrikalarda çalışan kişilerde KOAH görüyoruz. Kuaförlerde astım olarak başlayan meslek hastalığı eğer çalışma ortamının zemini temiz tutulmazsa ve sigara içmeye devam ederlerse yavaş yavaş KOAH'a dönüşüyor.

İnsanlar KOAH olduklarını kabullenmiyorlar sanırım.

Genellikle KOAH'ın adını bile duymak istemiyorlar. Çünkü onlara çok korkutucu geliyor. Bize baş vuran hastaların çoğu 'bende astım varmış' diye geliyor. Bazılarında gerçekten astım, alerjik astım ya da genetik bir astım yatkınlığı var. Ancak bu hastalar sigara içerek mevcut astım hastalığının özelliklerinin yanı sıra 40'lı yaşlarından itibaren KOAH özelliklerini de taşımaya başlıyor. Bu iki hastalık bir arada olduğu için de buna yeni bir tabir kullanıyoruz. Astım KOAH birlikteliği yani overlap sendromu. O hastalar astım gibi artık geriye dönülebilir bir hastalığa sahip olmuyorlar. KOAH belirtilerini de taşıdıkları için tedavilerine KOAH ilaçlarını da ekliyoruz.

KOAH'ın belirtileri nelerdir? KOAH olup olmadığımızı anlayabilir miyiz?

Akciğer çok sinsi bir organ olduğu için hastalığını çok fark ettirmez. KOAH 4 evreli bir hastalıktır. Ama 1. ve 2. evre hastalar pek başvurmazlar. Genellikle orta ve ağır evredeki hastalar geliyor. İlk başlarda öksürük ve balgam miktarında artış oluyor ama hasta sigara içtiği için bunu ya sigaraya ya da işyerindeki tozlu ortama bağlıyor. Hastalık ileriki dönemlerde nefes darlığı ile kendini göstermeye başladığı zaman akciğerdeki rahatsızlık kendini belli ediyor. Hasta nefes darlığı hissettiği zaman doktora başvuruyor ama hastalığın evresi de 3'e hatta 4'e geçmiş oluyor. Akciğerdeki nodülleri hep takip etmek zorunda kalıyoruz. Akciğer zarının ağrı duyusu varken akciğerin kendisinin ağrı duyusu yoktur. O nedenle akciğer hastalık diğer organlar gibi ağrı belirtileriyle gelmiyor. Ancak akciğer zarına yaklaşan bir durum olduğu zaman, zature, su toplama gibi, şiddetli ağrıyla başvururlar. Ama KOAH'da doğrudan bir ağrıya bağlı başvuru olmuyor.

Nasıl bir tedavi uygulanıyor?

KOAH tedavisine ilk olarak sigarayı bırakarak başlanır. Hastaların yaptığı en büyük hatalardan biri ilaç tedavisi başlanmasına rağmen halen sigara içmeye devam etmeleridir. Sigara içerken ilaç tedavilerinden fayda sağlanamaz, hastalık hızla ilerler, enfeksiyon riski artar. KOAH hastaları ilaçlarını düzenli olarak kullanmalılar. İlaçlar hava yollarındaki kas spazmını, iltihabı, ödemi azaltarak hastaların semptomlarını azaltırken, hava yolları ve hava keseciklerindeki (alveol) kalıcı hasarı geri döndürülemiyor. KOAH hastalarının alması gereken önlemlerden biri de alt solunum yolu enfeksiyon riskini ve atakları azaltmayı sağlayan grip ve zatüre aşılarının zamanında yapılmasıdır. Beslenmeye dikkat edilmesi, obeziteden kaçınılması, az ve sık beslenme, yağdan zengin özellikle karbonhidrattan fakir beslenmek çok önemlidir. KOAH hastalarında nefes darlığını arttıran en önemli faktörlerden biri sekresyonun (balgamın) atılamamasıdır. Bunun için hastalar bol sıvı almalı, havayollarını temizleme tekniklerini öğrenmeliler. Bazı durumlarda sekresyonun koyulaşıp tıkaç olarak bronşları tıkaması ve bronş ilerisindeki alveollerin havalanamaması nedeniyle o alanlarda sönmeler oluşması hastalarda nefes darlığını arttırır. Bu hastalarda PEP (pozitif ekspiratuvar basınç) terapi uygulanabilir. Hem havayollarında titreşimle balgamın kolay atılmasını sağlar hem de yan taraftan açık havayolundan kollateral -yan yol ile birbirine bağlantılı hava keseciklerinde basıncı arttırarak sönmüş alveollerin açılıp solunum işine katılmasını sağlayarak hastaların semptomlarını azaltır. Son yıllarda oldukça çok sorulan seçilmiş hastalarda özellikle kronik bronşit ön planda olan hastalarda uygulanan rezektör balon bronkoplasti yöntemidir. Genel anestezi altında, bronkoskopi ile havayollarına girilerek balgam tıkaçları temizlenir, balon etrafında bulunan örgü şeklinde kılıf ile bronş mukozası kazınarak hem balgam üreten goblet hücreleri sayıca azaltılır hem de artan kas tabakası nedeniyle daralan havayolu genişletilmiş olur. Böylece hastaların nefes darlığı azalır, balgam miktarı ve visikozitesi normale döner, akciğer kapasitesi artar. Amfizemin yoğun olduğu hastalarda ise balon yöntemi yerine şeçilmiş hastalarda; akıllı sarmal teller (spiral coil) ile çalışmayan amfizem alanları büzüştürülerek sağlam akciğer alanlarının genişlemesi ve daha iyi çalışması sağlanır. Yine bazı seçilmiş hastalarda akciğer hacim azaltıcı cerrahiden fayda görebilirler.

KOAH hastalarının egzersiz yapmaları da çok önemli sanırım.

KOAH hastaları nefes darlığındaki artış nedeniyle egzersiz yapmaktan kaçınıyorlar. Ancak egzersiz olmaması, solunum, kol ve bacak kaslarında güçsüzlüğe neden olur. Kas güçsüzlüğü ve nefes darlığında giderek artış hastaları eve bağımlı hale getirir. Bu mevcut durum hastalarda anksiyete ve depresyonu arttırır. O nedenle hastalardaki bu kısır döngünün kırılması için pulmoner rehabilitasyon çok önemlidir. Yaklaşık 8-10 hafta, haftada 3 gün, solunum egzersizleri, nefes teknikleri, kol-bacak egzersizleri, yürüme, bisiklete binme olarak hastaya uygun program düzenlenir. Pulmoner rehabilitasyon programına katılamayan hastalara önerim giderek artan süre ve hızda en az 20 dakika ile başlanılan düzenli yürüyüştür. Çünkü KOAH'ta egzersiz, nefes darlığını azaltır, efor kapasitesini arttırır, yaşam kalitesi artar, hastalıkla yaşamayı öğrenmeyi ve tedaviye uyumu arttırır.

Kış aylarında kendini gösteriyor

Alerjik astım gibi belirli bir mevsimsel özelliği yok. Ama kış aylarında, özellikle soğuk havalarda, ilaçlarla beraber kontrol altındaysa, hastaların üşütmesi ve enfeksiyon kapmasıyla atağa geçiyor. Kışın daha fazla atak görüyoruz. Yazın enfeksiyon riski az olduğu için atak sayıları da az oluyor.

Liderlik akciğer kanserinde!

Akciğer kanseri her zamanki gibi çok hızlı artıyor. Sigara akciğer kanserinin birinci sebebi. Ancak son yıllarda sigara içmeyen Asyalı kadınlarda görülen adenokarsinom tipi kanserde ciddi bir artış var. Genç yaşlarda bu hastalıktan tedavi görmeye başlayan hastalarda artış başladı.