TARKEM'in kurucusu Uğur Yüce, Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nı odak alan toplam 252 hektarlık alanı kapsayan, Türkiye'nin en büyük dönüşüm ve kent gelişim projesini yazarımız Dilek Gappi'ye anlattı.

2012 yılında kent değerlerini korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret A.Ş. (TARKEM) 6 yıl boyunca çalışmalarını yaptı, altyapısını hazırladı ve şimdi büyük dönüşüm için harekete geçiyor. Projenin hayata geçmesiyle
tarihi alan yepyeni bir çehreye bürünecek.

TARKEM Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce, esnafa ücretsiz destek verdiklerini, yol gösterdiklerini belirterek, “Esnaf, mal sahibi, çalışanlar, bölgede yaşayanlarla bugüne dek 8 atölye çalışması yaptık. Göreceksiniz yakında burası büyük bir cazibe merkezi olacak” diyor.



Çok şükür ki bugünleri gördüm. Üniversitemizde de ders veren aslında işdünyasının zarif, bilgi dağarcığıyla hayran bırakan bir ismiydi hocamız. Biraz da nedense kendisinden ürktüğümü hatırlıyorum. Yaş ortaya çıkmasın aradan ne kadar zaman geçtiğini söylemeyim. Çoook diyelim sadece.
Benim Uğur Hoca diye tanıdığım, işdünyasının ise daima saygı duyduğu Uğur Yüce hayatı boyunca birçok girişmin öncüsü oldu ya da içindeydi.
Ben de gazetecilikte ekonomi alanına ağırlık verince mesleğim boyunca hep karşılaştık ama hiç röportaj yapmadık, denk gelmedi. Nihayet o gün geldi. Daha da birikimli ve yine ateş parçası gibi bir zeka var karşımda.
Hocam sorularımı yanıtlıyor, son girişimi, altı yıllık mücadelesi TARKEM’i anlatıyor, ben de hayatımın en keyifli röportajlarından birini yapıyorum.

Hayatınız boyunca hep farklı girişimlerin önderi oldunuz. Şimdi son beş yıldır benzeri görülmemiş bir maceranın içine girdiniz. 116 işinsanı ya da kurumu bir araya getirerek TARKEM’e öncülük ettiniz. Hangi duygularla TARKEM’i kurdunuz?

  • Çoğul kullandığın için teşekkür ederim. Çünkü tek bir duyguya yüklenemez bu çabamız. Birinci neden; mutlaka İzmir sevgisi ama sadece o değil. Ona ilaveten kentimizin iç ve dış turizm açısından zayıf olması bir etken oldu. Enternasyonal fuarla sağlanan cazibe merkezi olma niteliğini kaybettikten sonra İzmir’e az turist gelmesi ve buna ilaveten ortaya konulan argümanlar açıkçası ağrımıza gitti. Neydi bu argümanlar? İzmir olarak merkezde sizin turiste sunulacak neyiniz var ki deniliyordu. Biz sunulacak çok şeyimiz var biliyor ama maalesef yeterince değerlendiremiyorduk. Bu değerlerin önde gelenlerinden biri de Kemeraltı ve etrafındaki tarihi alandı.


Ne kadar büyüklükte bir alandan söz ediyoruz?

  • 252 hektarlık bir alan. Yaklaşık 2 bine yakın tarihi tescilli bina var. Aynı zamanda içinde kiliseleri, camileri sinagogları ile 3 dinin de ahenk içinde uzun yıllar yaşadığı bir bölgeden bahsediyoruz. Tabii ki bir günde değil ama uzun yılların ihmali sonucunda sunulamaz bir duruma gelmiş. Bilhassa Büyükşehir Belediye Bakanı Aziz Kocaoğlu ciddi bir emek verdi, bu alanda iyi niyetli çalışmaları var. Kadifekale’de yaptığı kamulaştırmalar, bugüne kadar varlığı fark edilmeyen Agora ve çevresinin gün yüzüne çıkarılması gibi. Çocukluğum oralarda geçtiği için nostaljik vicdan borcum da var.


Başkan Kocaoğlu işdünyasına çağrı yaptı sanırım.

  • Evet Başkanın işdünyasına sürekli çağrı yapması etkili oldu. Başkan bize bunu yıllarca söyledi. Bir binayı alıp restore etmekle bu bölgelerin modernleştirilmesi mümkün değildi. Nasıl yapalım diye araştırmalara başladık. Dünyadaki organizasyonları araştırdık.


Araştırmalar uzun sürdü…

  • Evet çünkü olmazsa olmazlarımız vardı. Bir; özel sektör, kamu birlikteliği yaratılmalıydı ve özel sektör ağırlıkta olmalıydı. Ayrıca mutlaka stratejik planlar yapmak gerekiyordu. Washington Pensilvanya Avenue’nun stratejik planlarını hazırlamak 20 yıl sürmüş. Ve bu çalışma üzerinde toplumsal bir mutabakat sağlaması çok önemliydi. Bu Barcelona, Amsterdam için de geçerli.


Aslında bir old town (eski şehir) projesi mi oluşturdunuz?

  • Evet bu aslında tam bir old town projesi. Hatta bu bir Eski Şehir projesi. Tabii burada Büyükşehir belediyesinin de bir takım hassasiyetleri dikkate alındı. Toplumsal mutabakat sağlanmalıydı. Yıkıp, kamulaştırmayı değil, yerinde ve üstünde iyileştirmeyi hedefledik. Amacımız mevcut dokuyu korumak daha iyiye taşımak oldu. Ve bunu mümkün olduğu kadar uzlaşmacı ve katılımcı bir anlayışla ele aldık.


TARKEM sanırım Türkiye’de ilk ve tek model…

  • Evet. Türkiye’de ya illa vakıf olacaksınız ya da şirket. Hayır efendim, işte vakıf şirket de olabiliyor. Bir kere devlet veya siyasi bir yönetimin zorlamasıyla değil tümüyle gönüllülük esasıyla hareket eden bir şirketiz. Önce özel sektör bir araya geldi, sonra aramıza kamu katıldı. Şu an 116 ortağımız var. Bugün ortaklarımızın yüzde 36’sı kamudan. Ayrıca bilhassa belirtmek isterim ki; hiçbir şekilde siyasetle işimiz yok. Siyasi ayrımcılığa karşıyız. Oluşturulması kolay bir yapı değil. Kolayı zaten herkes yapıyor. Bizim geldiğimiz yaşta ve tecrübede, birlikte yola çıktığımız arkadaşlarımın hepsi belirli bir olgunluk ve doyum seviyesini aşmış insanlar. Hepsi bu kente gönül vermişler.


[caption id="attachment_136205" align="alignnone" width="800"]uguryuce-dilekgappi-tarkem TARKEM Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce yazarımız Dilek Gappi'ye proje detaylarını anlattı.[/caption]

Ortakların size güven duymaları da önemli tabii.

  • Mühim bir faktör ama tek başına yetmez. Konunun ne kadar doğru ve yerinde olduğu düşünülmese bugüne gelemezdik. Mesela Selçuk Yaşar aradı dedi ki, “Hayatımda hiç kimse ile ortak olmadım ama beni ortak alırsan çok sevinirim. İkincisi Bülent Eczacıbaşı aradı beni, bizim aslında köklerimiz bölgeye dayanıyor diyerek beni de ortak alır mısın dedi. Aslında incelendiği zaman görülecek ki, hiçbir siyasi ideolojik yanı olmayan ortak paydası İzmir olan insanlarız biz.


Aranızda büyük müteahhitler de var. Tespit ettiğiniz yerler hızla gelişecek bölgeler, sağından solundan yer toplayan olmadı mı?

  • Aradan 5 sene geçti. Artan fırsatları gördükleri halde kazanç elde edeyim gözüyle bakan tek ortağımız olmadı. Tek toplu iğne alınmadı.


Biraz da sizden çekiniyorlardır hocam...

  • Çekiniyorlarsa isabet. Ayrıca ortaklarımıza iki sözleşme imzalattık. Biri ortaklık, diğeri etik değerler sözleşmesi. Bu da Türkiye’de ilk ve tek. Çok ortaklı bir şirket olmamıza rağmen ne huzur hakkı ne temettü var. Hala bir harcırah yönetmeliğimiz yok. Kar payı da dağıtmayı düşünmüyoruz.


Ama sonuçta ticari bir şirketsiniz.

  • Tabii sonuçta burası Hilali Ahmer bir kuruluş da değil. Tarkem’i 2 yıl sonra halka açılacağız. Yapacağımız tüm alımlar, çalışmalar şirketin değerini artıracak. Para kazanmak amacıyla girenler de istediği zaman hisselerini satabilecek.


Evet gelelim bugün geldiğiniz noktaya. Aslında TARKEM ilk kurulduğunda bir yeri satın alarak emsaller oluşturmanızı beklemiştim. Ama siz öyle yapmadınız.

  • Planlama çok uzun sürdü. Türkiye örneklerini inceledik, bize uymadığını gördük. Batı örneklerine baktık.


5 yıl geçti, peki şimdi nasıl bir çalışma var karşımızda?

  • Kemeraltı ve tarihi bölge için. Alanı 19 alt bölgeye ayırdık. Her biri kendi içinde gruplanıyor. Örneğin konut alt bölgesi, perakende bölgesi, toptancı bölgesi gibi ayrımlar içeriyor. Tam merkezinde yer alan Agora’nın karşısında yer alan Havralar bölgesi dediğimiz bölge var. En canlı olması icap ederken, maalesef en ölü bölgelerden biri.


Havra Bölgesi için özel bir çalışma yapacak mısınız?

  • Havra’nın hemen sağ ve sol bölgeleri incelendiğinde atıl, kullanılmayan yapılar ortaya çıkıyor. Tümüyle koruma amaçlı imar planına aykırı yapılar. Dolayısıyla binaları başka amaçla kullanmak gayri mümkün. Bunun için kurula gittiğinizde size önce bu kaçak yapıları sonlandırın diyor. Bu bölgenin yüzde 26’sı tamamen boş. Oysa burası gizli bir hazine. Dünyada bir benzeri daha olmayan birbirine yakın hatta iç içe geçmiş havralar var. Yaklaşık 1 kilometrekare içinde 9 havra, 2 dini yapı bulunuyor. Her biri 200-300 senelik.


Nasıl değerlendireceksiniz?

  • Burası Yahudi Müzesi’ne dönüştürülürse inanılmaz bir cazibe merkezi olacağı aşikar. Şimdi cemaat fon arayışı içerisinde. İkinci gizli hazine ise 1600’lü yıllarda Yahudi cemaatinden çıkıp peygamberliğini ilan etmiş olan Sebatay Sevi’nin Agora’nın içindeki restore edilen evi. Her ne kadar mevcut Yahudi cemaati bundan çok hoşlanmıyor olsa da burası restore edildikten sonra pazarlamak için mükemmel bir fırsat. Ayrı bir çekim noktası. Zamanı gelince hepsini kullanacağız.


Cazibe merkezleri geliyor yani…

  • Evet, batılılar ‘Hot Point’ diyorlar, biz akapuntur diyoruz. Öyle yerler seçiyoruz ki cazibe dalga dalga yayılıyor. Sıcak nokta tanımına elimizde güzel bir örnek var; Kızlarağası Hanı. Restore edildikten sonra yakın çevrenin de görünümü düzeldi.


Öncelikle ele alacağınız alanlar hangileri?

  • Müthiş büyük bir bölgeden söz ediyoruz. Tüm sıcak noktaları teyit ettik. Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve Dokuz Eylül Üniversiteleri’nden tecrübeli isimlerle çalıştık. Şimdi sıcak nokta felsefesi doğrultusunda hareket ediyoruz.


Evet stratejik planlar hazırlandı, ardından harekete geçilecek sıcak bölgeler tespit edildi, sonra?

  • İlk olarak Tevfik Paşa Konağı’nı satın aldık. Çevresi iyileştirildiğinde Hatuniye’ye çok olumlu etkisi olacağını düşünüyoruz. Burası butik otel olacak. Yanında bir parsel daha satın aldık. Belediye de arkada 3 parsel satın aldı. Belediye ile prensip anlaşması yaptık. Hepsini bir bütün olarak ele alıp dikkat çeken bir konaklama tesisi zinciri haline getireceğiz. İşletmesini de biz yapacağız. Ardından Agora’nın köşesindeki Yahudi aile evi anlamına gelen Mavi Kortejo’yu satın aldık.


Kortejo nasıl kullanılacak?

  • Hostel şeklinde düzenleyeceğiz. Ardından Havra sokağına girer girmez karşımıza çıkan Akın Pasajı’nı da 20 yıllığına kiraladık. Burası aslında şaraphane. Kapısının üzerinde kocaman bir üzüm salkımı var. Egeli şarap üreticilerinin mallarını sergileme, satma alanı olarak düşünüyoruz. Kendi orjinal kimliğine döndürmek istiyoruz. Çok güzel bir bina haline getireceğiz. Ayrıca Kestelli yokuşunda birden fazla projemiz var.


Üst üste projeler geliyor…

  • Evet. Türkiye’nin ilk özel ana ve ilkokulu Yusuf Rıza’yı da satın aldık. Düşünün o dönemde servisle öğrenci getiren, öğlen yemeği ve kaliteli eğitim veren bir okuldan söz ediyoruz. Tevfik Saraçoğlu, Adnan Menderes’in mezun oldukları okul. Hemen arkasındaki 442 sokakta baştan sona korunması icap eden binalarla dolu. Biz burada 2 bina satın aldık. O iki binayı kullanılır hale getirsek diğer binaların cazibe merkezi haline getirileceğini öngörüyoruz. Bunlar gibi üzerinde çalıştığımız pek çok yer var. Aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi’nin de üzerinde çalıştığı yerler var.


Çakışmıyor musunuz?

  • Çakışırsak birleşiyor, uzlaşıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi yüzde 30 payla en büyük ortağımız. Bu arada Vilayetle de fevkalade uyumluyuz. Vilayet ve Büyükşehir Belediyemiz lutfetti, 2 icra 1 üst kuruluna TARKEM olarak katılıyoruz. Emniyet güçlerimiz de bize yardımcı oluyor. Bir gecede 134 torbacı topladılar. Kemeraltı’nın asayiş sorunu gözle görülür şekilde azaldı.


Peki ilk hangi proje tamamlanacak?

  • Bu tür gayrimenkul işlerinin arkasında genellikle spekülatörler olur. O yüzden çok lokasyon vermek istemiyoruz çünkü kullanılabilir.


Daha ne kadar yeni yerler alacaksınız?

  • 5 tapu aldık, 3 büyük sözleşmemiz var. Bir kısmı projelendirildi. Bir kısmının belediye ve kurul izinleri alındı.


Tam hedefinize ulaşmak için ne kadarlık bir süre gerekli?

  • İç ve dış turisti tümüyle bu bölgeye çekmek, bölgede hatırı sayırı bir değişimi yaşamak için önümüzde 15 yıl var.


Varsayalım ben Kemeraltı‘nda bir esnafım. TARKEM’e müracaat etmem şart mı?

  • Esnaf zaten bize ne yapayım diye soruyor. Örneğin Arap Han’ın mülk sahipleri bir şirket kurmuşlar ve kendi gayrimenkullerini sermaye olarak koymuşlardı. Şirket satılıktı. Randevu aldım. Nasıl bir rakam teklif edeceksiniz diye sordular. ‘Yalvarıyorum satmayın’ demek için geldim dedim. Hayretler içinde kaldılar. Bu bölgeler inanılmaz değer kazanacak diye ekledim. Şimdi gayrimenkul sahipleri yolumu kesip teşekkür ediyor. Biz esnafa şunu söylüyoruz; kendin iyileştireceksen olanağın varsa yap.


Kime göre yapacağım rönavasyonu? Kendi zevkime göre mi?

  • Hayır zaten yürürlükte koruma amaçlı bir imar planı var. Mevzuat var. Biz esnafa bir de şunu söylüyoruz. Bize gelsinler, 1 kuruş istemiyoruz. Elimizden gelen desteği veriyoruz. Birlikte çalıştığımız mimarların zevkine de hakikatten hayranım.


Büyükşehir Belediyesi büyük ortağımız diyorsunuz ama Kemeraltı’nın tam orta noktasına yeni balıkhali yapıldı. Son zamanlarda yapılan tek yeni yapı. Farklı bir mimarisi var. Ortağınız sizin fikrinizi almadı mı?

  • Yorum yok.


Kısa bir yanıt oldu. Peki İzmir'in yılardır konuştuğu mega müze bu alana yakışmaz mı?

  • Kadifekale’nin altına doğru antik amfi tiyatronun izi var. Burası İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Arkeopark olarak işaretlendi. Oraya bizim düşündüğümüz tarz bir müze yapılacak. Batı Anadolu Medeniyetleri Müzesi demek belki daha doğru.


Yeni ortaklar alacak mısınız?

  • Kasım ayında genel kurulumuz var, çalışmalarımızı sunacak hem de sermaye artırımına gideceğiz. Belki de bir kereye mahsus başka kişileri de nominal değer üzerinden ortak alabileceğiz.


Kemeraltı’nı değersizleştiren yönlerden biri de geceleri hiçbir noktanın açık olmaması…

  • Zaten bu alanlar geceleri yaşamıyorsa hiç yaşamıyor demektir. Ama bunun için buranın güvenliğini aydınlatmasını, altyapsını yapmanız lazım. Büyükşehir Belediyesi şu anda muazzam bir kuşaklama kanalı inşa ediyor. Yağmur suları bu kanallarda toplanacak. Cephe düzenlemeleri, tentelerle ilgili çalışmalar çok yakında başlayacak. Tüm kablolar yeraltına alınacak. Bunların hepsinin projeleri hazır.


Mesala tenteler konusunda TARKEM sözsahibi olacak mı?

  • Zamanında olduk. Esnafın görüşleri dikkate alınarak tasarım oluşturuldu. Büyükşehir adına atölye çalışmaları yapıldı.


Atölye çalışmalarını siz mi yapıyorsunuz?

  • Esnaf, mal sahibi, çalışanlar yaşayanlar bölgenin özelliğine göre 8 atölye çalışması yaptık. 2018 sonuna kadar 20 atölyeye ulaşacak, tüm yaşayanların nabzını tutmaya devam edeceğiz.


O zaman Kemeraltı harekatı başlıyor diyebiliriz…

  • Evet başlıyor ancak her şeyi biz yapacağız diye hiçbir iddiamız yok. Göreceksiniz yakında burası büyük bir cazibe merkezi olmaya başlayacak. Tüm mesele baştan kuralları doğru koymakta. Vahşi kapitalizm zihniyetiyle yaklaşmamakta.


Uğur Hocam, TARKEM’i anlatırken gözleriniz ışıldıyor…

  • Fevkalade mutluyum. Eğer karınca kararınca nacizane bir katkım olursa mutluluğum katlanır. 20 yıldır özel nedenlerle para kazanılacak projelerden çekildim. İş hayatımı çoktan belli bir noktaya getirmişim. Kendimi hakikatten bu kente borçlu hissediyorum. Ölmeden önce içimi rahat hissettirecek bir proje TARKEM.


[caption id="attachment_136207" align="alignnone" width="800"] Birinci Alt Bölge: Agora,  İkinci Alt Bölge: Havralar, Üçüncü Alt Bölge: Kemeraltı Caddesi ve Hanlar, Dördüncü Alt Bölge: Fevzipaşa Bulvarı, Beşinci Alt Bölge: Oteller Bölgesi, Altıncı Alt Bölge: Kestelli, Yedinci Alt Bölge: Konak, Sekizinci Alt Bölge: Bahribaba, Dokuzuncu Alt Bölge: Değirmendağı, Onuncu Alt Bölge: Altınyol - Damlacık, Onbirinci Alt Bölge: Anafartalar Caddesi 2. Etap, Onikinci Alt Bölge: Ayavukala Kilisesi Çevresi, Onüçüncü Alt Bölge: 1.Halka Konut Dokusu, OndördüncüAlt Bölge: 2.Halka Konut Dokusu, Onbeşinci Alt Bölge: Kuzey Yamaç GeceKondu Alanı, OnaltıncıAlt Bölge: Kadifekale – Antik Tiyatro Alanı, OnyedinciAlt Bölge: Güney Yamaç Heyelan Alanı, Onsekizinci Alt Bölge: İkiÇeşmelik – EşrefPaşa Caddesi
Ondokuzuncu Alt Bölge: Anafartalar Caddesi’ndeki Çalışmalar[/caption]

Projede neler var?


Proje kapsamında 252 hektarlık alan 19 alt bölgeye ayrıldı. Her biri kendi içinde gruplanıyor. Örneğin konut alt bölgesi, perakende bölgesi, toptancı bölgesi gibi ayrımlar içeriyor. Tarihi tescilli binalar aslına uygun restore edilecek. Tarihi çarşı geceleri de yaşanabilir bir cazibe merkezi haline gelecek. Oteller, çok amaçlı kültür sanat binaları, çeşitli müzeler, galeriler yapılacak. Turizm için çekim noktaları oluşturulacak. Eski Şehir (old town) konseptine uygun olarak esnafın katılımcı olması sağlanacak.

https://youtu.be/todgwOzUm2k

İNSAN DOKUSU SÜREKLİ YENİLENİYOR


Türkiye’de konunun nerede uzmanı varsa görüştüklerini anlatıyor TARKEM yetkilileri. İstanbul’dan Prof. Dr. Murat Günenç ve ekibiyle de çalışmışlar. Ortaya çıkan rapor şaşırtıcı bilgiler içermiş. Mesala o güne kadar Kemeraltı esnafının yerleşik bir yapısı olduğu ileri sürülürken tersi ortaya çıkıyor. Ayrıca tarihi bölge esnafının başka çaresi olmadığı, çok ucuz olduğu için Kemeraltı’nı tercih ettiği saptanıyor. Yaklaşık 4 yılda bir doku yenileniyor. Fırsatını bulan buradan kaçıyor. Bir zamanlar burada göçle gelen Doğulu vatandaşlarımız varken şimdi Suriyeli Senegalli vatandaşlarımız yaşıyor. Rapor değişimlere karşı lokal bir direnişin de sözkonusu olmadığını ortaya koyuyor.

NEDEN SADECE 116 BİNA?


İstanbul’da Fransız sokağı olarak bilinen alanı hayata geçiren bir işadamı Basmane civarında da 116 bina satın aldı. 2006 yılından beri buranın düzenlenmesi için bekliyor Uğur Yüce’ye bu düzenlemenin gündemlerinde olup olmadığını soruyorum. Yüce; “Belediyenin çevre düzenlemesi ile birlikte bu evleri de restore etmesini bekliyorlar. Başkan Kocaoğlu ise haklı olarak, 'Ben bir binayı alayım yıkayım yeni bir şey koyayım. Neden sadece 116 binayı restore edeyim” diyor. İşdünyasının kamudan beklemeden bu tür çalışmaları yapması gerektiğine inanıyorum” diyor.

NELER SATIN ALINDI, NE OLACAK?


Tevfik Paşa Konağı: Yandaki parsellerle birlikte butik otel olacak.
Mavi Kortejo: Yurtdışından gelen gençlerin konaklayacağı Hostel şeklinde düzenlenecek.
Akın Pasajı: Egeli şarap üreticilerinin mallarını sergileme, satma alanı olacak. Orjinal kimliğine sadık kalarak düzenlenecek.
Yusuf Rıza İlkokulu: Tasarım Geliştirme Merkezi olarak restore edilecek.
442 Sokak: Tarihi binalar bölgesi olarak düzenlenecek. Evler asıllarına uygun olarak korunacak.