Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri eğitim gördüğü Askeri İdadi’nin de bulunduğu Makedonya’nın ikinci büyük şehri Manastır, Konak Belediyesi ile kardeş oluyor.İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Birol Özkardeşler: Bu kardeşliği bayram gibi kutlayacağız.

Röportaj / Engin YAVUZ

Resmi olmayan araştırmalara göre İzmir’de yıllar öncesinden bu kente göç etmeye başlamış yaklaşık 850 bin Mekadonya göçmeni Türk yaşıyor. Göçmenler arasındaki kaynaşmayı ve dayanışmayı artırmak için çaba gösteren 6 dernek var İzmir’de. Bu derneklerden İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Başkanı Birol Özkardeşler ile Gazete 9 Eylül için görüştük.


Bize kendinizi tanıtır mısınız?


İzmir 1971 doğumluyum. İşletme fakültesi mezunuyum. Babam Makedonya Köprülü’den, annem İştipli… Ailem buraya 1955 yılında göç etmişler. Ben ailemin Türkiye’de doğan ilk ferdiyim. Eşim de bir yanıyla Çerkes bir yanıyla muhacir. Yıllardan beri Gültepe’de yaşıyorum. Ticaretle uğraşıyorum bu muhasebecilik yapıyorum.

Bu dernek ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?


İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni 2006 yılında kurduk. Adnan Yetişkin kurucu dernek başkanımızdır. Ben 2016 yılında derneğin başkanlığına seçildim. Derneğimizin yönetim kurulu Ömer Güler, Birsen Özgün, Burak Onbaşılar, Hülya Yetişkin, Ayten Erak, Kenan Öder, Semra Savcı, Ayhan Bayraktar, Sakıp Orçun Songelen ve Abidin Kaygusuz’dan oluşuyor. Yönetim kurulu olarak hep birlikte Makedonya göçmeni kardeşlerimiz için daha fazla ne yapabiliriz, bunun çabası içindeyiz. İzmir’de Makedonya göçmenleri tarafından farklı semtlerde kurulan 6 dernek ve dernekler platformu var. Onlarla dayanışma içinde kardeşlerimiz için, İzmir için ne yapabileceksek yapıyoruz. Şirinyer’den, Buca’dan, Gültepe’den, Çamdibi’nden İzmir’in her yerinden üyemiz var. 650 üyemiz var, yeni başvurularla birlikte yakında 700 üyeye ulaşacağız. Bilimsel bir araştırmanın sonucu değil ama bildiğimiz kadarıyla İzmir’de yaklaşık 850 bin Makedonya göçmeni yaşıyor.


Makedonya göçmenleri arasında dayanışmayı artırmak için dernek olarak neler yapıyorsunuz?


Gerçekleştirdiğimiz bütün faaliyetlerimiz kısa zamanda geleneksel hale geliyor. Son olarak geçen yıl Mayıs ayında Konak Belediyesi ile işbirliği yaparak Gültepe Rumeli Şenliği’ni düzenledik. Bu şenliğe yaklaşık 6 bin kişi katıldı. Müzik ağırlıklı bir şenlikti. Makedonya’dan da konuklarımız geldi. Bizim müzik gruplarının da katıldığı bir şenlikti, büyük ilgi gördü.

Makedonya göçmeni kadınların çok lezzetli yemekler yaptığını biliyorum…


Bu amaçla geleneksel hale gelen yemek yarışmalarını düzenliyoruz. Makedonya yemeklerinin lezzetlerini iyi bilenler geliyor. İzmir Lokantacılar Odası’ndan da destek alıyoruz. Genellikle etli yemekler yapılıyor. Konak Belediyesi’nin Gültepe Semt Merkezi’nde düzenlediğimiz yemek yarışmalarına katılan ev kadınlarımıza ödüller veriyoruz. Derneğimize küçük katkılar sağlamak için İzmir ve yakın çevresinde geziler düzenleme başladık. Son olarak üyelerimizle birlikte Ödemiş Birgi, Bozdağ ve Gölcük’e gezi düzenledik. Geziye katılanlar sembolik de olsa derneğimize bir katkıda bulundular. Ömer Güler hocamızın da desteğiyle gençlerimize yönelik folklor kursları veriyoruz ve Makedonya Türkleri’nin halk oyunlarını geleceğe taşıyoruz.


KİMSEYE YÜK OLMAYIZ


Makedonya göçmenleri İzmir’de hangi sektörlerde çalışıyorlar?


Kardeşlerimiz tütün işletmelerinde, incir işletmelerinde, fabrikalarda çalışıyorlar. Sigortaları, güvenceleri olsun yeter. Yapıcıdırlar, çalışkandırlar, bütün güçlerini çalıştıkları işyeri için harcarlar. Biz de dernek olarak yalnızca kardeşlerimize değil, derdi olan herkesin derdine çare olmaya çalışıyoruz. İnsan olması yeter bizim için. İster resmi, ister özel, isterse sağlık problemi olsun çözümü için ellerimizden geleni yaparız. Biz İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği olarak devletten hiçbir şey beklemeyiz. Kültürümüzde yoktur zaten. Ne sorunumuz varsa kendi kendimize, kimseye yük olmamaya çalışarak çözeriz. Ülkesini seven insanlarız. Bizim için devlet kapısına gidip bir şey istemek zordur. Bu yüzden cebimizde para olmasa da öyle idare ederiz, kimseden yardım istemeyiz, kendi yağımızla kavruluruz. Bu konuda aramızda dayanışma vardır, herkes birbirinin yardımına koşar… Makedonya göçmenleri kesinlikle halinden şikayet etmez, eğer dernek olarak biz duyarsak kendilerine mutlaka yardımcı oluruz.


2018 yılı için neler hedefliyorsunuz, Makedonya göçmenlerini daha da kaynaştırmak için neler yapacaksınız?


Bu yıl ilk atalarımızın, dedelerimizin yaşadığı 80 bin nüfuslu Manastır’ın (Bitola) İzmir’de bir kardeş belediyesi olacak. Bu kentin en büyük belediyelerinden biriyle kardeşlik anlaşmasını yakın zamanda gerçekleştireceğiz. Manastır’da Ekim ayında seçimler yapıldı ve 40 yaşındaki matematik öğretmeni Nataşa Petrovska Belediye Başkanı seçildi. Kendisi İzmir’i çok seviyor. Sanırım bu kardeşlik en çok belediye başkanımızı memnun edecek. Daha önce de Rosoman Balçova Belediyesi ile, Demirkapı Dikili Belediyesi ile, Demirhisar Balçova Belediyesi ile Kavadarci Kemalpaşa Belediyesi ile kardeş olmuştu. Belediyelerimiz kardeş belediyelerden yardım beklemiyorlar. Bazen teknik destek alıyorlar. Son olarak olarak Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya Makedonya ziyaretinde elektrik direklerine takılan ucuz ve pratik yanmayan çöp torbalı sistemin kardeş belediyede kullanılmasını önermişti. Hemen uygulandı ve çok da güzel oldu. Kardeş belediyelerle genel olarak kültürel işbirliğimiz var. Geçenlerde Makedonya’da maddi durumu iyi olmayan gençlerimizi İzmir’de ağırladık, kentin önemli yerlerini gezdirdik. Her 23 Nisan’da Makedonya’dan çocuklarımız İzmir’e geliyor, folklor ekipleri geliyor. Makedonyalı kardeşlerimiz bizim kadar iyi Türkçe konuşurlar ama orada Türkçe kitap yok temel eserler yok. Ömer Seyfettin’i de Yahya Kemal Beyatlı’yı da okusunlar istiyoruz. Onlar okusun da bir kitap bağış kampanyası düzenlemek de hedeflerimiz arasında.

YATIRIM YAPSINLAR


Başka ne gibi etkinlikler planlıyorsunuz?


Geleneksel hale gelen Rumeli Şenliği, folklor çalışmalarımız, sık sık düzenlediğimiz sabah kahvaltılarımız bu yıl da sürecek. Şubat ayında yine bir kaynaşma yemeği düzenleyeceğiz. Ayrıca yalnızca kadınlarımızın katılacağı salonda düzenlenecek bir kaynaşma etkinliğimiz de olacak. Gültepe’de Üretici Kadınlar Kooperatifi kurmak için ilk adımlarımızı attık. Makedonyalı kadınların el işleri rakipsizdir. İlk önce bu konuda kadınlarımızı eğiteceğiz, ardından pazarlama ve satış desteği vereceğiz. Yemek kursları düzenleyeceğiz. Şimdiye kadar 13 kez yemek yarışması düzenledik. Bu yıl Mart ayında 14’üncüsünü düzenleyeceğiz. Ayrıca halkımızın Makedonca öğrenmesi için bir dil kursu düzenlemeyi de düşünüyoruz. En büyük hedeflerimizden biri de İzmirli işadamlarının Makedonya’da yatırım yapmalarını sağlamak. Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Odası yetkilileriyle görüşmelerimiz sürüyor. Yakında her iki tarafın bir ticaret buluşmasında bir araya geleceği bir toplantı için hazırlıklarımız sürüyor. Her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında düzenlediğimiz Hıdrellez Şenlikleri’ni de unutmamak gerek. Bu etkinlik de Makedonya göçmenlerini kaynaştırıyor. Müzik grupları eşliğinde hoşça vakit geçiriyorlar. Makedonya göçmenlerinin kendi müzik grupları var. Sakoband, Gültepe Rumeli Terapi ve Güven Kardeşler, her etkinlikle Makedon müziğini İzmir’e taşıyorlar. Bu yıl ayrıca Makedonya ve Selanik’i kapsayacak dört günlük bir gezi düzenlemek için de girişimlerimiz var. Bütün Makedonya göçmeni kardeşlerimizi bu geziye katılmaya davet ediyoruz.


Manastır (Bitola)


Makedonya’nın ikinci büyük şehri. Osmanlı döneminde, şehrin çevresinde “manastır” kalıntıları bulunduğu için, şehre “Manastır” ismi verildi. 1912 yılına kadar, Osmanlının 3’ncü ordusunun üslendiği bir yerdi. Tüm Rumeli bu şehirden yönetiliyordu. Balkan savaşı ve sonunda, şehir Osmanlının elinden çıktı. Aynı dönemde, şehirde 900 dükkan, 70 mescit ve cami bulunduğu, 3000’e yakın konutta yaşayan binlerce insan olduğu resmi kayıtlarda yazılı. Atatürk’ün okuduğu, Manastır Askeri İdadisi de aynı dönemde açıldı ve 1895 yılında, Atatürk, burada eğitim gördü. Osmanlı dönemindeki tüm devrimci hareketlerin çıkış noktası ve liderliği, buradan yürütüldü. 33 yıl süresince Osmanlı devletini yöneten, Sultan II. Abdülhamit’e karşı yönetilen muhalefet hareketleri, burada şekillendirildi. 1908 yılındaki II. Meşrutiyet hareketinin temelleri burada atıldı.