Röportaj:Gökmen KÜÇÜKTAŞDEMİR
Ekonomi uzmanları, hükumet yetkililerinin aksine enflasyon oranlarının hızla yükseldiği ve işsizliğin de büyük oranlarda arttığını söylüyor. Özellikle pandeminin yıkıcı etkileri eklendiğinde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 30’lara dayandı. Tabi, TÜİK verilerinin doğru olduğunu düşünüyorsanız.
Yani üç kişiden birinin işi yok, iş bulma ümidi de...
Böyle bir durumda iş bulmanın ilk adımı olan “iş görüşmesi” her zamankinden daha önemli hale geldi. İş görüşmesine çağrılmış olmak bile büyük bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Eğer siz de iş arıyor ama bulamıyor veya iş görüşmesine çağrılmış şanslılar arasındaysanız bu haftaki röportajımızı büyük dikkatle okumanızı ve hatta küçük küçük notlar almanızı tavsiye ediyoruz.
Uzun yıllar Kariyer Doktoru ismiyle televizyon programları yapan, insan kaynakları alanında yüzlerce köşe yazısı ve “İş Görüşmelerinin 40 Zor Sorusuna 40 Mükemmel Yanıt” adlı bir kitabı ve “Meslek Seçiminde Ebeveyn Etkisi” adında bir literatür taraması bulunan Kariyer Danışmanı Ahmet Veli Olgundeniz ile sizler için sohbet ettik. Ayrıca 10 yıl boyunca Türkiye’nin ilk ve tek CV tasarım Yarışması’nı düzenleyen Olgundeniz’e biz sorduk o cevapladı.


Çok temel bir soruyla başlayalım, neden iş bulamıyoruz?
Bu konuyla ilgili soracağınız her bir soru aslında ikişer saatten bir seminer konusudur. Şöyle başlayalım: İşgücü piyasası dinamik bir yapıdır ve sürekli değişir. Artan rekabet koşulları, globalleşme artık iş gücünün farklı fonksiyonları aynı andan icra edebilecek bir yapıda olmasını istiyor. Yani işveren ihtiyaç duyduğu her bir fonksiyon için bir adam alıp maliyeti yükseltmek yerine bir iki fonksiyonu icra edecek, benim tabirimle İsviçre çakısı gibi elemanlar peşine düştü. Yani depoda çalışan birisi yeri geldiğinde, ihtiyaç olduğunda yükleme konusunda da bir şeyler yapabilsin.
Teşbihte hata olmaz; eskiden kovboy filmlerinde görürdük, kasabanın berberi aynı zamanda kasabanın dişçisiydi gibi… Sanayi devriminin getirdiği otomasyon ile birlikte insanlar sadece kendilerine tanımlanan işleri yapmaya alıştılar. Fabrikada bir bantta çalışan kişi iki metre yanındakinin ne yaptığını bilmezdi. Şimdi ise dijitalleşme, sınırların ortadan kalkması dünyayı global bir köye çevirdi. Şimdi yeniden çok fonksiyonlu olma zamanı…
Özetle “Ben sadece tanımlı işimi yaparım, başkasına da karışmam” dönemi bitti. Bu anlayışı “sırtıma angarya yüklüyorlar” gibi düşünmek yanlış. Bir tiyatro oyuncusunun oyun oynarken yeri geldiğinde şarkı söylemesi veya dans etmesi gibi düşünmek lazım. Çalşanların iş bulmak için bakış açılarını değiştirmeleri lazım.
Öte yandan işverenlerin zamanın değiştiğini çalışanların da beklentilerin arttığını görmesi gerek. Sadece kuru bir maaş verip SGK primi ödemekle olmuyor. Yan faydalar sağlamalı ve çalışan bağlılığına yatırım yapmalı.
Ayrıca iş bulamamanın bir sebebi de insanın kendini yeterince ve doğru tanımamasıdır. Mutlaka bir SWOT analizi ve kişilik testi yapmalılar. Kendinize layık gördüğünüz, imrendiğiniz veya çevrenizin size layık gördüğü ile sizin reelde sahip olduklarınız farklı olabilir. Yani buna “down to earth” denir, ayakların yere basması..
Şu soruyu kendinize sorun; “Ben firmaya ne katkı sağlayacağım da onlar bana karşılığında para verecek? Benim vereceğim bu katkı, başka herhangi biri tarafından verilemez mi ve bu katkı için ben olsam ne kadar ücret öderdim?”

EN ÖNEMLİ HATALAR
Peki iş görüşmelerinde adayların yaptığı hatalar neler? Madde madde saysanız.
1- Başvurdukları şirketi tanımıyorlar.
2- Kendilerini anlatamıyorlar.
3- Heyecan kontrolü diye bir şeyden haberleri yok.
4- Bazı niteliklerini abartıyor, bazen de gerçek dışı beyanda bulunuyorlar.
5- Göz teması kurmuyorlar.
6- Heyecanları yok. Yani işe alım uzmanı ile görüşürken karşı tarafa, o işi istediklerine dair duyguyu geçiremiyorlar.
7- Sorulara kısa cevaplar veriyorlar.

gibi uzun bir liste yapılabilir.



İş görüşmelerinde adayları zorlayan en kritik sorular hangileridir?
Öncelikle iş görüşmesinde kimse size laf olsun diye bir şeyler sormaz. Her bir soruya itinalı yanıt vermek gerekir. Örneğin; “Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?” Bu bir açılış sorusudur ve sorulma amacı adayın kendini ifade edebilme ve belagatini görmektir. Türkçeyi nasıl kullanıyor, genel kültürü ne durumda, sosyal ilişkileri nasılmış vb. Bu adaya ileride şirketi temsil görevi verilebilir mi diye araştırırız. Diksiyonu iyi olan, kendini güçlü ifade edebilen ve sunum eğitimi almış kişiler burada fark yaratacaktır.
Bir başka soruda; “Eski işinizden neden ayrıldınız?” Tabi ki gerçekleri söylemek önemlidir ancak bu yanıtı veririken eski işvereniniz hakkında olumsuz konuşmamaya çalışın, eski iş arkadaşlarınızı kötülemeyin… “Eski iş yerimde beni çekemiyorlardı, hased ettiler, iftira attılar” gibi değil de “kişisel ve mesleki gelişimimi daha fazla destekleyecek bir kurum arayışı içindeydim, ayrıca eşimin görevi nedeniyle taşınmak zorunda kaldık” gibi… Tabi siz kendi gerçekleriniz ile yanıtlayacaksınız. Yalan söylemeyin sakın.
Son iş yerinizde ne kadar alıyordunuz ve bizden beklentiniz ne diye sorulursa?
Elbette eski maaşınızı doğru söyleyeceksiniz. Biraz fazla söyleyeyim diye düşünmeyin. Unutmayın öğrenebilirler bunu. Böyle durumlarda ben bir skala belirtilmesi taraftarıyım. Yani sektör ortalaması içinde, mesela 4-6 bin arası bir rakam vermek gerekir. Yani son sözü onlara bırakın. İstediğiniz ücreti alamıyorsanız ek ödemeler veya aile yardımları gibi konuları gündeme getirebilirsiniz.
Giyim kuşam nasıl olacak?
Eğer mümkünse görüşmeye gitmeden önce firmaya gidin ve şirket çalışanlarının nasıl giyindiğine dikkat edin. Ona paralel bir giyim tarzı benimseyin. Çok şık veya çok rahat bir tarzınız olmasın. Belki orada çalışanların giyimine göre bi tık daha iyi ama iki tık değil.

'BİZ SİZİ ARARIZ'
İkna edici iletişim nasıl olmalı?
Bu konuyla ilgili saatler süren eğitimler veriyoruz.
Belki bir iki ipucu..
Anında olumlu etki yaratmanın ilk adımı gülümsemektir. Köpekleri ve yunusları neden severiz? Ayrıca görüşmeye gittiğiniz şirket hakkında o kadar bilgili olun ve heyecanınızı gösterin ki işe alım uzmanı size reddedemesin.
İş görüşmesini klasik olarak “Biz sizi ararız” şeklinde bitiriyorlar. Sonra da evde haftalarca merakla bekliyoruz.
Şöyle yapabilirsiniz, yanıt vermelerinin ne kadar süreceğini ve süreçle ilgili bilgi almak için kendilerini arayıp arayamayacağınızı sorabilirsiniz.


Adaylar soru sormayacak mı?
Günümüzde iş görüşmeleri işverenin adayı sorgulaması şeklinde gerçekleşiyor. Bir İK elemanı veya bizzat patronun kendisi adaya bin bir türlü soru yöneltip, sunduğu belgeleri inceleyip bir karara varmaya çalışıyor.
Çaresizlik içinde kabul ettiğiniz bir iş zaman içinde sizin için cehenneme dönüşebilir ve kendinizi bir anda istifanın eşiğinde bulabilirsiniz.
Öte yandan görüştüğünüz adayın soru sormasına, pozisyonu ve iş yerini sorgulamasına izin vermiyor veya bu olanağı tanımıyorsanız sizin de işiniz zor. Bu durumda seçtiğiniz adayın istikrarlı bir çalışan olması için dua etmekten başka şansınız kalmaz.
Doğru bir seçim için adayın işin kendisine uygun olup olmadığını sorgulamasına izin vermeli, hatta bunu ısrarla teşvik etmelisiniz.
Son olarak iş arayanlara tavsiyeleriniz var mı?
En çok ihtiyacınız olan şey moraldir. Size pozitif katkıda bulunmayan insanlarla bir arada bulunmayın. Çevrenizi aktif bir şekilde kullanın. Zorluklar sizi yıldırmasın. Red cevabı almak dünyanın sonu değildir. Bu konuda bir uzmandan yardım almak akıllıca olacaktır. Daha fazla bilgi ve detay için arkadaşlar kariyerdoktoru.com.tr adresine bakabilirler.

SİZ DE SORUN
Adaylar iş görüşmesi sırasında ne tür sorular sormalılar? İşte sizin için derlediğim birkaç örnek:
- Bu pozisyonda başarılı olabilmek için adayın ne tür özelliklere sahip olması gerekiyor?
- Şu an iş yerinizdeki en başarı çalışanın özellikleri neler?
- İş ortamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
- Önerilen bu pozisyonun zorlukları neler?
- Bu pozisyonda çalışan bir kişinin normal bir iş günü nasıl geçer?
- Buradaki yönetim tarzı nedir?
- İş arkadaşlarınızla nasıl bir şekilde iletişim kurarsınız?
- Bu görüşmenin bundan sonraki aşamaları ne olacak gibi….