Geçtiğimiz haziran ayı içerisinde Türk Sinema tarihinden bir yıldız kaydı, Güngör Özsoy. Uzun sürmüş hastalığının ardından sessiz sedasız yaşama gözlerini kapatan Güngör Özsoy’u beyaz perdeden anımsamanız olası değil çünkü o adı sinemamızla özdeş Yeşilçam’ın son derece çalışkan, başarılı set fotoğrafçısıydı.

Gazeteci Lütfü Dağtaş ile dostluğu yıllara dayalı Güngör Özsoy üzerine bir söyleşi yaptık. Söyleşiyi sizlerle paylaşırken Güngör Özsoy’u sevgiyle anıyoruz.

Sayın Dağtaş, Güngör Özsoy kimdir sorumuzla başlayalım.
Öncelikle Güngör’ü şimdiden özlediğimi belirterek sözlerime başlamak istiyorum. 3 Mayıs 1941 doğumlu Güngör, döneminin ünlü keman sanatçısı Saim Özsoy’un oğlu. 1956 yılında yitirdiği babasından öncesinde keman dersleri aldığı için o da öncelikle müzisyen. Dolayısıyla yine döneminin ünlü Küçük Çiftlik Gazinosu’nda, babasının her birisi ayrı ayrı ünlü saz sanatçıları Selahattin Pınar, Fevzi Aslangil, Yorgo Bacanos ve Şükrü Tunar’ın da aralarında olduğu müzisyenlerle sahnede çalıyor. Ki çocukluğumda, 1950’lerin sonlarında, rahmetli babamın küçük yaşta beni müdavim kıldığı bu Küçük Çiftlik Gazinosu’nda olasılıkla Güngör sahnede ama aramızdaki yaş farkından ötürü onu tanımıyor, dolayısıyla anımsamıyorum.


1960’lı yıllara gelindiğinde; Güngör, sinema ve fotoğrafçılığa ilgi duyuyor ve sahne yaşamını dolayısıyla müzisyenliğini noktalıyor. Güngör’ü 1965’te foto muhabiri (Ses, Artist mecmuaları başta olmak üzere magazin gazetelerinde çalışıyor), 1966 yılında da sinema alanında fotoğrafçı olarak görüyoruz. Yani klasik tanımıyla set fotoğrafçısı. Ben ona hep, “Yeşilçam’ın Set Fotoğrafçısı” diye seslenirdim. İlk set fotoğrafçılarını Yönetmen Ertem Eğilmez’in isteğiyle çekmiş.Şöyle anlatıyor:
Yönetmen Ertem Eğilmez, fotoğrafçı arıyorum, demiş. Güngör, diye biri var, demişler. Sevmem, demiş. Ben de seni sevmiyorum, dedim ve ekledim: Birbirimizle aşk yapacak halimiz yok ya! Ardından tam 15 yıl birlikte çalıştık.

Peki, Güngör Özsoy’u Yeşilçam’ın set Fotoğrafçısı kimliğinde başarılı kılan nedir?
Birincisi; Güngör, Yeşilçam’daki ilk düzenli set fotoğrafçısı. Daha önce bu işi görüntü yönetmenleri yapmaktaymış. Yine Güngör, yönetmenlerin kamera arkalarından çekim planlarını verdikleri anlara dikkat kesilerek kendini eğitiyor ve fotoğrafta kareleme nedir, böylelikle öğreniyor. O süreçte Güngör’ü bu konuda tam anlamıyla eğiten kişi ise Görüntü Yönetmeni Kriton İlyadis.
Şöyle söz eder bu süreçle ilgili olarak: “Sinema fotoğrafçılığı yaparken en büyük şansım bugüne kadar Türkiye’deki en iyi fotoğraf direktörlerinden olan Kriton İlyadis ile çalışmaya başlamış olmamdır. Herkesin, baba, dediği ustamdan sinema ve fotoğraf hakkında çerçeve (kadraj) yapmayı; ışık, perspektif, derinlik ve optik kanunları öğrendim. Diğer büyük şansım da dönemin en iyi sinema yönetmenleriyle çalışmamdır.”
Yeşilçam’ın Set Fotoğrafçısı Güngör Özsoy, set fotoğrafçılığı ile yetinmez ayrıca “Ustam” dediği Kriton İlyadis’in kameramanlığını da yapar.
İkincisi; Güngör, yine Yeşilçam’ın Yeşilçam olduğu dönemdeki set fotoğrafçılığı kimliğinden hareketle pek çok aktör, aktrist, yönetmen ve diğer sinema emekçilerinin fotoğraflarını çekerek müthiş bir görsel hazine oluşturmuştur. Bu, sinema tarihimiz açısından değerlendirilmesi gereken bir varsıllıktır.



Güngör Özsoy’un yayımlanmış albümü var mı?
İstanbul merkezli Dönence Yayıncılık’tan Ekim 2007’de çıkmış, “Yeşilçam’da 50 Yıl” diye bir albümü var. Beni Güngör ile yıllar önce tanıştıran Dönence’nin kurucusu, editörü arkadaşım Kemal Özdemir’dir. Tanıştıktan kısa süre sonra arşivine tanık olduğumda Kemal’in başının etini yiye yiye bu albümün yayımlanmasında, yani çorbanın tuzunda, katkım olmasından son derece mutluyum. Başkaca bir şey ne yazık ki yok.
Bir de gazeteci arkadaşlarım Abdurrahman Antakyalı ve Tolga Adanalı’nın kurdukları Depo Photos diye bir fotoğraf arşivi var. Onları Güngör ile zamanında tanıştırdım, hazineyi taradılar, Depo Photos’un arşivine kattılar.
Son zamanlarda yine Kemal’in, “Güngör’ün fotoğraflarından bir sergi açalım” diyerek başını ağrıtıyordum ki, onu yitirdik. O da çok istiyordu.
Fakat ısrarlıyım bu sergiyi kesinlikle açacağız.



Güngör Özsoy’un Yeşilçam set fotoğraflarını taradığımızda kimleri görürüz?
Yönetmenlerle başlayayım: Ertem Eğilmez (ki unutulmaz Hababam Sınıfı dizisinden bizi gülümseten kareler hep Güngör’ündür), aynı zamanda aktör olan Kartal Tibet, Çetin Karamanbey, Metin Erksan, Karaoğlan’ın Yönetmeni Suat Yalaz, Memduh Ün, Lütfi Akad, Tunç Başaran, Arşivir Alyanak, aynı zamanda aktör Yılmaz Güney diye liste uzar.
Aktör ve aktristlere gelince: Ayhan Işık, Fatma Girik, Türkan Şoray, Eşref Kolçak, Göksel Arsoy, Ediz Hun, Münir Özkul, Selda Alkor, Tarık Akan, Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Şener Şen, Ayşen Gruda, Adile Naşit, Hale Soygazi, Sadri Alışık, Nükhet Duru, Suna Pekuysal, Öztürk Serengil, Neriman Köksal, Reha Yurdakul, Önder Somer, Danyal Topatan, Hayati Hamzaoğlu ve nicesi. Biz İzmirlilerin hemşehrisi Gönül Yazar’ın öylesine güzel fotoğraflarını çekmiştir ki hepsi tablo değerindedir ayrıca.

Bir de Güngör Özsoy’u, “Mavi İstanbul”un yaratıcısı olarak biliyoruz.
Doğrudur. Güngör bir tarihlerde, İstanbul’un silueti henüz talancılar tarafından bozulmamışken sabah güneş doğmadan yollara düşer, minarelere çıkar İstanbul’un gökyüzünün maviliğindeki güzelliklerini çekerdi. Bundan büyük keyif alırdı. Hatta Ressam Devrim Erbil, son yıllarda onun çektiği bu Mavi İstanbul fotoğraflarından hareketle çok büyük boyutlarda tablolar yapıyor. Böylesine üretken bir addı Güngör.

Yeşilçam

Güngör Özsoy’un gözünden Yeşilçam fotoğrafları sergisi hoş olacaktır.
Aynen ben de böyle düşünüyorum. Onun set fotoğrafları, dediğim gibi, bir dönem Yeşilçam’ının görsel tanıklığıdır. Güngör Özsoy, bu bakımdan Yeşilçam’ın mücevheridir. Bu konuda arkadaşım Kemal Özdemir ile çabalarımız sürecek.
Güngör Özsoy’un, o anlaşılması hayli zor hızlı konuşmasıyla bize yanıt verdiğini duyar gibiyim: “Zahmet ettiniz ama iyi de yaptınız arkadaşlar, sağ olun!”