Röportaj/ Sinan KESKİN

Korona virüs salgını süreci birçok sektörü olumsuz etkilese de bazı sektörler bu süreçte çok hızlı bir büyüme trendine girdi. Bu sektörlerin başında da e-ticaret geliyor. E-ticaret bu dönemde birkaç yıl içinde ulaşabileceği büyüme hacmine birkaç ay içinde ulaştı. Öte yandan geçmiş yıllarda internetten satın almayı pek düşünmediğimiz sebze-meyve ve temel gıda ürünlerini de artık sipariş verir duruma geldik. Türkiye'de e-ticaretin lokomotifi şirketler portföylerine market alışverişlerini de dahil etti. Bu yeni alışveriş deneyimi ile birlikte A'dan Z'ye isterseniz koltuğunuzdan kalkmadan satın alabiliyorsunuz. Hepsiexpress Bölge Operasyon Sorumlusu Serdar Kasap ile korona virüs salgının e-ticarete etkilerini konuştuk.

Öncelikle kısaca Serdar Kasap'ı tanıyabilir miyiz? Nasıl bir eğitim aldınız? İş hayatına ne zaman girdiniz? Hangi sektörlerde çalıştınız? E-Ticaret sektörü ile ne zaman tanıştınız? Sektörün hangi kademelerinde çalıştınız?

5 Mayıs 1984 İzmir doğumluyum. Kavala göçmeni bir aileyiz, mübadele zamanında Rumeli topraklarından göç ederek İzmir'e yerleşmişiz. Kavala'da balıkçılık ile geçinen bir aile alışkanlığını göç sonrasında Yeni Foça'ya yerleşerek ilçenin o dönemdeki ilk balık restoranını da açarak hizmet sektöründeki alışkanlığımızı sürdürüp bugünlere taşıdık.

Ben de bu aile genetiği ile yetişmiş biri olarak eğitimimi Perakende Satış ve Mağaza Yönetimi alanında sürdürdüm ve iş hayatıma 2005 yılında Bernardo ile adım attım. Bernardo mutfak ürünleri, hediyelik eşya ve çeyizlik ürünlerde sektörün öncü firmalarından biriydi. 13 yıl boyunca firmada modern mağazacılığın gerektirdiği değişimlere ve yeniliklere kendimi adapte ederek iş hayatımı sürdürdüm ve farklı mağazalarda yöneticilik yaptım.

E-ticaretle tanışmam Gallery Crystal firması ile oldu, 2019 yılı içerisinde İzmir'de ve Türkiye'deki şube sayılarını artıran firmada, internet üzerinden yapılan ürün satışların takibi ve müşterilere ulaştırılması konusunda mağaza bazında organizasyonu yaparak e-ticarete ilk adımlarımı atmış bulundum.

2020 yılı aslında içinde bulunduğumuz zor şartlarında etkisiyle alışveriş alışkanlıklarımız da bazı değişiklikler oldu. Hayatımızın bir çok noktasında pandemi süreciyle birlikte alışılması zor değişiklikler yaşadık. Hepsiburada ile tanışmam bu dönemin başında gerçekleşti. Bizi buluşturan aslında hizmet sektörünün gereksinimlerinin ve şartlarının hızlı bir değişiklik göstermesiydi. Önceki yıllarda büyüyen bir pazar olarak gördüğüm e-ticaret online alışveriş alanına Türkiye'de öncülük etmiş ve insanların bu yönde takdirini kazanmış bir firma ile tecrübelerimizi birbirimize aktarmak, en iyi hizmeti sağlamak için adım atmış olduk.

Şu an bulunduğunuz görevde nelerden sorumlusunuz?

Hepsiburada'danın yeni bir yapılanmansı olan market alışverişini uygulama üzerinden yapma fırsatını ve kolaylığını sağlayan Hepsiexpress bölümünün İzmir içerisindeki 6 ve Marmaris bölgesinde 1 mağazamazın Bölge Operasyon Sorumluluğunu yürütmekteyim. Buradaki amacımız hem bu zor süreçte insanlarımızın evlerinde, iş yerlerinde veya gün içerisinde bulundukları herhangi bir noktada kahvelerini, çaylarını yudumlarken alışverişlerini uygulama üzerinden yapmalarını ve istedikleri zaman aralığında evlerine en taze en kaliteli ürünlerin ulaştırılmasını sağlamak.

Yüzde 77 büyüdü

Kovid-19 salgını e-ticaret sektörünü nasıl etkiledi? Mart ayından bu yana sektör nasıl bir büyüme gerçekleştirdi? Bu büyüme normal şartlarda ne kadar sürede gerçekleşebilecek bir büyümeydi?

E-ticaret aslında Kovid-19'dan önce de büyüyen bir pazar olarak sektördeki herkesin ilgisine sahipti ve yatırımlar artarak yapılıyordu. Kovid-19 ile birlikte en iyi hizmeti sunabilmek ve oluşan zor şartlarda insanların hayatlarını kolaylaştırmak bizlerin asıl hedefi oldu. Pazar tabiki rakamsal olarak büyüdü, sektör günümüzün ihtiyaçlarını karşılamak için muhteşem bır hıza ve ilerlemeye sahip oldu.

Mart ayında ilk vakanın açıklanması sonrasında e-ticaret paneline göre pazar büyümesi yılın ilk altı ayı verilerini baz alırsak yüzde 77 büyüdü. Market ve gıda bölümünde tercih 6. sırayken 3üncü sıraya çıktı. Pandemi sürecinde sektör 3 yıl sonrası için konuşulan büyüme rakamlara kısa zamanda ulaştı.

Sektörün önemli oyuncuları bu süreçte nasıl aksiyon aldılar?

İç pazarda büyük küçük birçok firma pazardan pay alabilmek için çeşitliliğini artırdı. Bu süreçte sektöre öncülük eden firmalar uygulamalarında yeniliklere gittiler, müşterilerine kolay alışveriş ve sonrasında kolay ulaşılabilirlik sağladılar. Reklam pazarlama faaliyetlerini artırdılar. Lojıstik hizmetleri iki katına çıkarıldı. Müşterilere en iyi hizmeti verebilmek adına hem personel sayıları arttı hem de eğitim süreçlerine yatırımlar hızlandı. Böylelikle uygulamadan alışveriş yapmış olsanız bile sanki mağazada yüz yüze iletişime geçilmiş hissi ve güveni verilmesi sağlanmış oldu.

Kovid-19 salgını ile birlikte temel gıda ihtiyaçlarımızı da internetten karşılamaya yöneldik. Pazar alışverişi kültürü olan bir toplum olarak bu yöntemi benimsedik mi sizce?

Pazar alışverişi bizim kültürümüzde ve diğer dünya ülkelerinin kültüründe de var. Ancak bu süreç sağlığımızın her şeyden daha önemli ve hayat kalitemizden vazgeçmeden yaşamamız gerektiğini bize daha yakından hissettirdi. Öncelikle ben insanlardan gelen tepkilerin çok olumlu olduğunu söylemeliyim genel olarak kalabalık ortamlardan kaçınılması zorunluluğu markete gidip temel gıda ve temizlik ürünleri vb alışverişlerimizi yapmamızı riskli hale getirdi dolayısıyla temel gıda alışverişlerimizde de insanlar verilen hizmetten çok memnun. Düşünsenize sizin için sanki siz markete gitmiş ve en taze kaliteli ürünleri seçmişsiniz gibi sizin için en güzelini en iyisini düşünüp seçen ve bunları en sağlıklı şartlarda kapınıza getiren, tek amacı hayat kalitesini düşürmeden insanların mutluluğunu sağlamak olan bir sistem var. Gelenekselciler bana kızacak ancak pazar kültürümüzde günümüz ve geleceğin sınırları yeniden çizildi ve değişti.

Gıda ürünlerinin seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?

Gıda çok hassas bir konu hepimiz için öncelikli olarak insan sağlığı her şeyden önce geliyor. Seçilen ürünlerin tazeliği, sebze ve meyvelerin dönemsel, raf ömrünün kısa ve iyi görünmeleri, et balık ürünlerinin uygun şartlarda ve derecelerde korunması çok önemli. Mağazada raftan, araçlarımızda sevkine ve müşterilerimizin mutfağına uzanan bu zincirin sağlıkla ve tazeliği korunarak ulaşması için gıdaların son kullanma tarihleri, sergileme ve raflarda uygun koşulların gözlemlenmesi, araçların temizliği donuk ürünlerın araçlarda uygun derecelerde saklanması ve korunmasının denetimi hergün sıklıkla yapılıyor. Birçok marketin kendi gıda mühendisi ayrıca belirli periyodlarla Sağlık Bakanlığımızın denetim ekipleri tarafından sürekli gözlemler yapılmaktadır.

Püf noktaları

Güvenli e-ticaretin püf noktaları nelerdir?

İnternet alışverişinde taraflar birbirlerini görmeden alışveriş sürecini devam ettirdikleri için karşılıklı güvene ihtiyaç duyarlar, özellikle de tüketiciler bu konuda kendilerini süreçten emin ve güvende hissetmek isterler. Burada çok önemli üç nokta var; ilki ulaşılabilir olmak, ikincisi kolay ve hızlı çözüm, üçüncüsü alışverişteki süreçlerle ilgili geri bildirimde bulunmak yani sürecin izlenebilir takip edilebilirliğinin sağlanması bu sistemin püf noktalarıdır.

İnternette hergün indirim kampanyaları duyuruları/reklamları ile karşılaşıyoruz. Fakat bu reklamların yönlendirdiği siteler oldukça can yakabiliyor. İnternette alışıveriş yapacağımız sitenin güvenli olup olmadığını nasıl anlarız?

Bir alışveriş sitesinin güvenli olup olmadığının anlaşılması açısndan teknik bir bilgi vermek gerekirse web sitelerinin adreslerinin https ile başlıyor olması gerekiyor yani adres kısmında öncelikle bu harfler ile başlıyor olması bu internet sıtesinin uygun kurallar çerçevesinde ve bilgilerin aktarılması için doğru ve güvenli bir ortamın bulunduğunu göstermektedir. Şahsi düşüncem ise bu alışverişlerin kendini ispatlamış ve sektörde bilinen çoğunluğun da tercihi olan firmalardan yana kullanılmasıdır. Bir tüketici de olarak aynı zamanda buna dikkat etmek gerekiyor.

İçinde bulunduğumuz Kasım ayı “efsane indirim” ayı olarak değerlendiriliyor. Bu gelenek nasıl başladı? Gerçek anlamda indirim yapılıyor mu? Yoksa bu psikolojik bir durum mu? Evet sektör için çok önemli bir ay. Aslında perakende de kasım ayı durgun bir geçiş ayı kabul edilirdi ve konsatrasyonu zor bir aydı, ta ki “efsane indirim” uygulanıncaya kadar. Bu gelenek 1961'de Amerika'da Philedelphia eyaletinde yapılan indirimlerin yoğun talep görmesiyle başlamış 2011 yılında Avrupa'da ve Türkiye'de de benimsenmiştir. İndirimin gerçek dışı olduğu söylemlerini doğru bulmuyorum. Fırmalar gerçek anlamda bu dönem için indirim yapıyorlar. Burada önemli noktanın takip edilen bir ürünün fiyat avantajının yakaladığından müşterilerin emin olması. Eğer bu durum söz konusu ise bu indirimi fırsata çevirip alışverişi tamamlamak gerekiyor. Elektronik ürünlerin satıştan geri çekilmesi çok sorulan bir soru, bu ürünlerin kampanya öncesi fıyatlarının artacağı korkusu, avantajının olmayacağı ve stoklarının sonraki süreçte bulunamayacağı endişesiyle aşırı talep ile stoklarının erimesinden kaynaklı durumlar var. Sonuçta tüm fırmalar elinde bulunan üründen ciro sağlamak ve satışını gerçekleştirmek isterler genel tutum bu yöndedir.

Son olarak Hepsiburada salgın sürecinde yüzde kaç büyüdü ve 2021 için büyüme hedefleriniz nelerdir? İzmir için düşünülen özel bir çalışma var mı?

Hepsiexpress olarak çok yeni bir operasyondayız. İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi ve tüm olduğumuz noktalarda gösterilen ilgiden çok memnunuz. Bizim daimi hedefimiz her zaman en iyi hizmeti müşterilerimize sunabilmek. İzmir bizim için çok önemli çok değerli yaz aylarında urla ve Çeşme'de müşterilerimize sürpriz hediyeler sunduk ileriki zamanlarda yine ara ara extra kampanyalar sürprizler ile karşılaşabiliriz.