oncelİktidar partisi yeni bir taktik geliştirdi.
15 yıldır bu ülkeye yaşatılan doğa katliamı, imar talanı ve beton zulmünden sonra çıkıp tek tek “Yav kusura bakmayın biz hata yaptık, Ayder'e İstanbul'a falan hep ihanet ettik, bizim hatamız, pişmanız” diyorlar.
Tıpkı gelen kandırdı giden kandırdı gibi bir söylem bu da...
Sanki bu pişmanlık samimiymiş ve şimdi bozdukları her şeyi düzelteceklermiş gibi.
Bu ikrar keşke samimi olsa da inansak. Ama inanamıyoruz çünkü mevcut talanı ve kentsel bozgunu, doğa katliamını tam gaz sürdürecek projeler ardı ardına işleme konmaya devam ediyor.
Al işte Datça daha yeni yandı, şimdi ormanlık alanlar imara açılacak günü bekliyor.
Karadeniz'in yeşiline acınmıyor.
Ve tabii kahrolası gavur İzmir!
Hem kent merkezinin hem Çeşme'nin silüeti, dokusu, sanki büyük kötücül bir ruh tarafından giderek daha büyük bir iştahla ele geçirilip bozuluyor.
Betonla akıllarını bozmuşlar.
En büyüğü, en uzunu, en karası benim elimden çıkmalı savaşı İzmir'de tam gaz devam ediyor.
Tam zamanında terk etmişim şehri.
Şimdi sadece işim düştüğünde birkaç saatliğine uğruyor ve üzüntüden kahrolup geri dönüyorum.
Benim doğduğum, büyüdüğüm, tüm hayatımı huzur ve mutlulukla geçirdiğim mütevazı prensesim gitmiş, yerine büyümeye özenip annesinin makyaj malzemeleri ve topuklu ayakkabılarıyla kendini ucubeye çevirmiş bir kız çocuğu gelmiş.
O ucubelik devam etsin diye İzmir'de ihanet üzerine ihanet projeleri yükseliyor.
20 sene sonra da 'İzmir'e ihanet ettik kusura bakmayın' diyecekler olacaktır eminiz.
Ve İzmir'i yaşamadan, İzmirliyi anlamadan o canım zarafetine, sakinliğine, kentsel dokusuna, doğasına, huzuruna kıyanlara haklarımızı helal etmeyeceğiz.
Hani ne yaparsan yap üç helallik alınca cennete gitmeyi garantiye alacaklarını düşünenler var ya.. Hiç heveslenmesinler işte, etmeyeceğiz.

***
Çeşme'de ceza sezonu

oncel2Bütün yaz Çeşme yolları tatile gelince trafik kurallarına uyma zorunluluğu ortadan kalktı zannedenler yüzünden tehlike saçıyor.
Gece gündüz büyük bir yoğunluk yaşanan trafikte özellikle hız sınırını takan kimse yok.
Ama bu konuda ceza kesen de yok. Hadi yok demeyelim de alkol kontrolüne nazaran radar kontrolü çok seyrek görülüyor.
Ama kış gelince yollar tenhalaşıp, kasaba sen-ben-bizim oğlana kalınca gelsin radar cezaları.
Bu ara kiminle konuşsam en az bir tane ceza yemiş.
Hem de örneğin Çamlık yolda 60 km hızla gitmesi gerekirken 67 ile gelmiş o ceza.
Her zaman trafik kuralı ihlallerinin tümünün daha da ağır cezalandırılması taraftarıyım.
O cezayı kendim de yesem boynum kıldan ince, gıkımı çıkarmam, ayıbımla oturur cezamı öderim.
Ama yolların pimi çekilmiş bombalarla dolu olduğu yaz aylarında neden yapılmıyor bu hız kontrolleri, işte onu hiç anlamıyorum.