Meclis'te uzun süredir bekletilen bir paket var.
Polise telefon edip bomba ihbarı yapsanız yerindedir.
Çünkü öyle bir paket.
İçinde ne ararsanız var.
Adına yargı paketi diyorlar ama memleketin acil denen bütün sorunları tıkıştırılıyor.
Ucundan, kıyısından yamalı bohça...
***
35 madde dediler önce,
Bir kısmı geri çekildi.
Sonra bir kısım madde eklendi.
Bir grup maddenin daha ekleneceği duyumları var.
Sıkıntılı anlayacağınız...
***
Zaman mı yok?
Meclis mi çok yoğun?
Neden böyle ekleme çıkarma yapılan bir paketimiz var biliyor musunuz?
Çünkü paketin içine girecekler pazarlıkla yazılıyor.
Örneğin süper yetkilerle donatılmış Sulh Ceza Hakimi yetkileri var.
Tek bir hakim Türkiye'nin her yerinde geçerli karar verebilecek.
Kararı tartışılmayacak bile...
***
Örneğin, arama kararı verilmesi için somut delil şartı kalkıyor.
Ne geliyor onun yerine?
Makul şüphe...
Anayasal düzene ve devlete karşı işlenen suçlarda ise tutuklama, dinleme ve mal varlığına el koyma kararı verilebilecek.
Alayımızın makul şüpheli olma olasılığı var bu mantıkta.
Savcının biri çıkıp, hayalı bir ihbar mektubuyla açtığı soruşturmayla evimizi, işimizi herhangi bir kanıt sunmadan arayabileceği gibi, sınırsız dinleyebilecek.
Üzerine evimize, işyerimize, bankadaki paramıza varana kadar el koyması da işin kaymağı.
Üstelik bütün bunları yaparken, sizi savunmak için tutacağınız avukatınız, isterlerse dosyadaki evrakların bir bölümüne de ulaşamayacak.
***
Bütün bunlar neden oldu biliyor musunuz?
Çıktı adamın biri dedi ki;
“TBMM yeni yasal düzenlemelerle, hükümet idari tedbirleri alarak sokakları vandallardan temizleyecek. Tabii bu konuda tüm siyasi partilerin, tüm sivil toplum kuruluşlarının hükümete gerekli desteği sağlamasını bekliyorum. Parlamentoda kim destek verir, kim destek vermez bunları da göreceğiz. Orada da herkes iyot gibi ortaya çıkacak. Bugünler birliğe, beraberliğe, dayanışmaya her şeyden çok ihtiyaç duyulan günlerdir.”
***
Hepsini yapsınlar, kabulümdür...
Tek bir şartım var.
Madem sağından solundan ekleme çıkarma yapılıyor.
Öylesine torba yasa bu.
Tek bir madde ekleyecekler ve diyecekler ki,
“Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, 17 Aralık 2013 tarihinden sonra alınan bütün idari kararlar geçersizdir. Atamalar, tayinler 16 Aralık 2013 gününe döndürülecektir.
Bakın bakalım o zaman,
İlk çığlığı kim atacak.
Zaten ilk çığlığı kim atarsa,
En suçlumuz da odur...