Haber/Gökçe ADAR
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın, 2019 yılında 336 kadının, 2020 yılında 267 kadının ve 2021'de ise 280 kadının toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sonucunda öldürüldüğünü açıkladığını belirten Canan Güllü, Türkiye'de şiddet sonucu öldürülen kadınların sayısının resmi rakamlardan çok daha yüksek olduğunu, iktidarın kadınları bir malzeme olarak kullandığını söyledi. Toplumsal eşitlik konusunda İzmir'i de eleştiren Güllü, İzmir'in diğer şehirlere göre daha özgür olarak tanımlandığını, ancak şehirde gece dışarı çıkmanın bir özgürlük ve eşitlik göstergesi olmadığını vurguladı.

'DALGA GEÇİYORLAR'
Türkiye'de her geçen gün artan kadın erkek eşitsizliğine dikkat çeken Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, ülkede kadınların iktidar tarafından bir siyasi malzeme olarak kullanıldığını iddia etti. Güllü, “2002 yılında, Adalet Kalkınma Partisi'ni iktidara kim getirdi? Kadınlar getirdi. Kadınlar, kapı kapı dolaşarak oy toplayarak iktidara getirdi, ama dönemin parlamentosunda yer almadı. İktidar onları kullandı, ama sonra bir kenara bıraktı. Sonrasında da bir türban mevzusu çıkardı. Uzun bir dönem türban konusu ile kadınlar gündemde kaldı. Adalet Kalkınma Partisi, iktidara geldiği günden bu yana, kadınları siyasi bir malzeme olarak kullanmış ve dini de kullandığı malzeme olarak ikinci sıraya yerleştirmiş, kadınları ve aile yapısını şekillendirmeye çalışmıştır” dedi.

“Kadınlara yönelik bir politikası bulunmayan iktidar ülkeyi yönetmeye çalışıyor” diyen Canan Güllü, şöyle devam etti: “Kadın politikası olmayan bir iktidar ile birlikteyiz. Kadın politikasının olmadığı bir yerde, nüfusun yarısının kadın olduğu bir ülkede, uluslararası İstanbul Sözleşmesi'nden çekineceksiniz, bir hafta öncesinde de mecliste şiddet komisyonu kuracaksınız. Hem bu ülkede kadın politikası yok hem de iktidar bizimle dalga geçiyor. Bizimle dalga geçiyor, çünkü erken yaş evliliği için önerge verdi. Dalga geçiyor, çünkü müftüye nikah kıyma yetkisi verdi. Dalga geçiyor, çünkü kürtajı yasal olarak kaldırmayıp, merdiven altına düşürdü. Dalga geçiyor, çünkü sığınağın adını konuk evi yaptı, Kadın Bakanlığı'nın adı Aile Bakanlığı oldu. Tüm bu süreçlerde, kısaca ülkede kadınlar feda edildi.”

'EŞİTLİK YANSIMASI DEĞİL'
Türkiye'de İzmir'in diğer şehirlere göre daha eşit ve özgür olarak tanımlandığını hatırlatan Canan Güllü, ancak gece rahat dışarı çıkıyor olmanın bir eşitlik yansıması olmadığını söyledi.

Güllü, “İzmir'de kadın erkek eşitliğinin çok da yüksek olduğunu düşünmüyorum. İzmir'e şöyle bir baktığımızda; İzmir'in Baro Başkanı, Tabip Odası Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı kadın mı? Hayır. Yerel yönetimlerde kaç tane kadın var? Olması gerekenden daha az. İzmir, çok eşit bir şehir dersem, kendi aklımla dalga geçmiş olurum. Eşitlik çok farklı bir kavram. Gece yarısı Alsancak'ta, Kordon'da içki içmek, dolaşmak eşitlik değildir. Gece dışarı çıkmak, eşitliğin bir yansıması değil. Gece dışarı çıkan kişi, ailesinde eşit demektir” diye konuştu.

'ŞİDDETSİZ DÜNYA OLABİLİRDİ'

Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadın muhtarlara çok büyük görev düştüğünü bildiren Güllü, kadın muhtarların sayısının artması gerektiğini kaydetti. Canan Güllü, çalışma hayatı süresinde yaklaşık 12 yıl yerel yönetimlerde kadın kaynakları değerlendirme eğitim semineri verdiğini belirterek, şunları söyledi: “Kadın muhtar sayısının artmasına büyük önem verdim. Ben kadın kadının yurdudur diyen bir kadınım. Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadın muhtarların önemli yeri olduğunu savundum. Çünkü kadın şiddete uğradığı zaman muhtara gidecekti. Muhtar, kadının yasal haklarını ona anlatacaktı. Bu anlamda da sorun çözülecekti. Önleme politikası ve istihdama yönelmesi için gayret sarf edecekti. Biz, şiddeti erkeklerden görüyoruz. Bu baba oluyor, ağabey oluyor, erkek kardeş oluyor, bu nedenle şiddete uğramış bir kadın bunu gidip de erkek bir muhtara anlatamıyor. Bu nedenle kadın muhtarlarının olması açısından gayret sarf edeceğiz. İddia ediyorum eğer kadınlar olsaydı şiddeti önleme politikalarının daha iyi işlediğini görecektik. Şiddetsiz bir dünya mümkün olabilirdi.”

'Umutsuz değilim mücadele kazanacak'
Geleceğe umutla baktığını ve mücadelenin her zaman kazandıracağını ifade eden Güllü, kadına karşı şiddetin ne olduğunun bilinmediği günlerden beri kadın hareketinin içinde olduğunu, artık kadına karşı şiddetin konuşulmaya başladığını belirtti. Bunun kadın hareketinin arttığını gösterdiğini söyleyen Güllü, “Eğer iktidar bunu biraz siyasileştirmeseydi bugün bu sorunları yaşamayacaktık. Yeni iktidarlar, yeni konumlar bizi daha iyi yere getirecektir. Umutsuz asla değilim. Mücadele kazandırır. Mücadelenin kazandırdığı her noktaya tanık etmiş bir kadınım” dedi.