Dünya Şairimiz Nâzım Hikmet, "Orduyu isyana teşvik" suçlamasıyla 28 yıla mahkum edilmiştir

Aftan ümidini de çoktan kaybetmiştir.

Bursa Hapishanesi’nde

8 Nisan 1950’de;

“Millete verdiğim açık istidaya (dilekçeye) canımı pul yerine kullanıyorum” diyerek açlık grevine başlar şair.

Yer yerinden oynar.

Dünyanın her tarafında Nâzım'a özgürlük için büyük kampanyalar düzenlenir, ünlü şairler ona şiirler yazar.

Annesi Celile Hanım, imza kampanyasıbaşlatır...

**

Nâzım, 14 Temmuz 1950’de, yani tam 13 yıl sonra cezaevinden çıkar.

İki ay hastanede yattıktan sonra taburcu olur.

O günden sonra sağlığı bozulmuştur ozanın.

Bir şiir yazar süreçte, "Hastalar, Kardeşlerim"i;

"Hastalar Kardeşlerim İyileşeceksiniz.

Ağrılar, sızılar dinecek

Yumuşak, ılık.

Bir yaz akşamı gibi inecek

Ağır, yeşil dalların ardından rahatlık.

Hastalar, kardeşlerim,

Biraz daha sabır, biraz daha inat.

Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.

Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.

Kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl

Kalkacaksınız yatağınızdan, gideceksiniz.

Tuzun, ekmeğin, güneşin tadını yeni baştan keşfedeceksiniz.

Sararmak limon gibi, mum gibi erimek,

devrilmek kof bir çınar gibi ansızdan

Kardeşler, hastalar,

Biz ne limonuz, ne mum, ne çınar.

Biz insanız çok şükür

çok şükür biliriz,

ilacımıza

umudu katmasını

Yaşamak gerek diyerek

ayak direyip

dayatmasını

Hastalar,

kardeşlerim

iyileşeceksiniz

Ağrılar, sızılar dinecek,

Yumuşak, ılık bir yaz akşamı inecek,

ağır yeşil dalların ardından rahatlık.

**

Değerli Okurlar,

Dostlarım;

Önemli bir sağlık sorunu yüzünden Ege Üniversitesi

Tıp Fakültesi

Hastanesi 'nde bir operasyon geçirdim.

5 gün sonra taburcu oldum.

Taburcu olacağım gün, "Nasılsınız bugün?" diye soran Eda Hemşire'ye, odaya dolan gün ışıklarını işaret ederek,

"Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar" karşılığını verince

"Aaa, Nâzım Hikmet!

Çok ama çok severim" yanıtını aldım.

Ardından da

"Hastalar, Kardeşlerim" şiirinden dizeleri okumaya başladım hemşireye...

Sonra dedim ki;

"Direnir şiir ve şairler. Pablo Neruda’nın da dediği gibi;

'Ekmek gibidir, herkes tarafından bölüşülmelidir' şiir..."

Biz de direnenlerdeniz: yaşam için, gelecek için, umutlarımız için!"

**

Değerli Hukukçu Dostum Semihat Karadağlı anımsatmıştı

ABD'li Harlem Rönesansının yazarlarından Zora Neale Hurston'ın şu sözlerini;

“Karamsar olmak zor değil, zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir.

Kucaklamaya, kollarının yetmeyeceği bir ağaç,

bir tohumla başlar.

En uzun yolculuklar ise

bir adımla başlar.

Annem her fırsatta çocuklarına güneşe doğru zıplamalarını öğütlerdi. Güneşe ulaşamazdık ama hiç olmazsa ayaklarımız yerden kesilirdi."

**

Operasyonumu başarıyla gercekleştirip,

beni "güneşe zıplatan,

bana Nâzım Baba gibi

"Biz insanız çok şükür,

çok şükür biliriz,

ilacımıza umudu katmasını

Yaşamak gerek diyerek ayak direyip dayatmasını" dedirten doktorum Doç.Dr. Fuat Kızılay'a teşekkür ederim.

(Ömür boyu minnet duyacağım size) ekibinden Asistan Dr'lar Furkan, Yusuf ve Nusret Beyler'e(isimlerini alamadığım diğer meslektaşlarına da elbette),

Yoğun Bakım Ünitesi'nin, Üroloji kliniğinin birbirinden şefkatli hemşirelerine, sempatik personeline teşekkür ediyorum.

Yine kliniğin efsane başhemşiresi beni hiç yalnız bırakmayan (25 yıllık komşumdur da) Yüksek Hemşire

Birgül Nurülke'ye teşekkür ediyorum.

Bir nezaket abidesi,

bu süreçte içtenliğiyle, tükenmez sabrıyla yol haritamı belirleyen

Prof.Dr. Oktay Nazli 'ya teşekkür ediyorum.

(İbn-i Sina şöyle der

Oktay Hocam;

“Şairler söz sultanlarıdır.

Hekimler ise saltanatlarını vücut üzerinde kurarlar.

Şairlerin dil güzelliği

ruha zevk verir.

Hekimlerin özverileri hastaları iyileştirir.”

Hocam;

özveriniz herşeyin ötesindedir.

Sonsuz şükranlarımla)

Hastanede her gün gelip büyük moral veren

"Gastroenteroloji 'nin Abisi"

Prof.Dr. Ömer Özütemiz'e,

Adlı Tıp ABD Başkanı kardeşim

"Köy Enstitülü öğretmen Tekin Hoca'nın emaneti" Prof.Dr. Ekin Özgür Aktaş 'a teşekkür ediyorum. Hep moral veren Radyoloji Uzmanı İnanç Çağlayan Hocam; size de teşekkür ederim.

"Medyanın Zeus''u

Usta Haberci Can Büyüğüm Uğur Dündar.

Kadim Dostu Müjdat Gezen. Hep yanımdaydı. Teşekkür ediyorum

Arayıp soran, yakın ilgilerini esirgemeyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur 'a, Bornova Belediye Başkanı Dr.Mustafa İduğ'a,

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'a, Çiğli Belediye Başkanı UtkuGümrükçü'ye,

"Kutsal Toprağım"

Foça'nın halef-selef başkanları Fatih Gürbüz'e, Gökhan Demirağ'a ve

"Cumhuriyetin İlk Kulübü" Altınordu'ya teşekkür ediyorum.
Meslek Örgütüm
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin (İGC) Başkanı Dilek Gappi'ye

Bana "şiiri ve Nâzım'ı sevdiren" İzmir 68'liler Birliği Başkanı

Meslek Ustam

Okan Yüksel 'e,

kan bulma konusunda destek olan NKL'li Abim Esat Erçetingöz 'e, İbrahim Aktaş kardeşime teşekkür ediyorum.

Hastane sürecinde hep yanımda olup desteklerini -içtenlikle -hissettiren kardeşlerim Cengiz -Yavuz Köprülüoğlu’na, Güzin-Gülsün Kulinca’ya teşekkür ediyorum.

Beni arayan "geçmiş olsun" dileklerini ileten tüm dostlara teşekkür ediyorum.

İyi ki varsınız iyi ki...

Son teşekkürüm de

40 yıllık hayat yoldaşım, eşim Gülçin 'e, Arda'ma... Minnettarım...

**

Şiirle başladık,

şiirle bitirelim, Edip Cansever'le; onun muhteşem "Umuş"undan dizelerle;

"Bütün iyi kitapların sonunda

Bütün gündüzlerin,

bütün gecelerin sonunda

Meltemi senden esen Soluğu sende olan

Yeni bir başlangıç vardır..."

Umutla, esenlikle.

Mutlaka herşey güzel olacak

"Hastalar, kardeşlerim. İyileşeceksiniz ..."