Asi ruh, stratejik zihin ve sahneye dönüşen marka —PHILIPP PLEIN’in marka hikâyesi sadece anlatılmaz, yaşanır.
Bu yazıyı yazmak istedim çünkü Plein bana bir şeyi hatırlattı: Cesaretle kurulan sahneler, giyilen kıyafetten çok daha fazlasını anlatır. Moda bazı insanlara göre bir giyim tercihi. Ama Plein için? Bir sahne, meydan okuma bence. Münih’te doğan Philipp, doktor babasıyla birlikte büyür, Schloss Salem gibi seçkin okullarda eğitim alır. Hukuk öğrencisiyken tasarımla ilgilenmeye başlar; ilk adımı mobilya ile olur. Timsah derisinden köpek yatakları üretirken, fazla kalan ürünler ile; çanta yapar.
Rock’n Roll’un enerjisini tişörtlerine ve ceketlerine taşıyan marka; zincirler, çiviler, kafatası figürleriyle sadece tasarım yapmıyor, görsel bir duruş sergiliyor. Tişörtlerde kullandığı kuru kafa simgesi aksesuar değil, marka kimliği. Erkek koleksiyonları ise asi bir ruhun özeti.
Başlangıçta bilerek yüksek fiyatlandırma stratejisi izler. Lüks kelimesini sadece malzemeyle değil, acımasızca yaptığı fiyatlarla, marka algısı yaratır. Bu arada müthiş bir fikir ben destekliyorum. Düsseldorf’ta bir günde 100.000 Euro ciro elde eder. Çünkü bilir: çok satmak için çok fiyat indirmek gerekmez, doğru anlatırsan, yüksek değer kendiliğinden gelir.
Geleneksel pazarlama mı? Bence PLEIN’e göre değil. Gösterilerini genelevde yapar, tanıtım kampanyalarında Naomi Campbell, Marcus Schenkenberg, Snoop Dogg gibi isimlerle sahne kurar. Giydirmez—hissettirir. anlatmaz—yaşatır. Türkiye’de Philipp Plein’i İstanbul’daki Brandroom, Vakko, Demsa Luxury Outlet mağazalarında bulmak mümkün. Online platformlarda ise Beymen ve Boyner üzerinden ulaşabilirsiniz. Butiklerinde kristal kafatası ile selfie çekilen alanlar bulunur, çünkü onun evreninde alışveriş bir ritüel. Dijitalleşmeyi erken yakalar. Online satışlara odaklanarak yılda 14 milyon dolardan fazla hacme ulaşır. Dijitalde de sahne onun çünkü. Çağın ritmini iyi okuyan PLEIN; lüksü sadece fiziksel mağazalara sıkıştırıp bırakmamış. Philipp Plein’in hikâyesinden anladığım: Cesaret, stratejiyle birleşince sadece marka doğmaz, sahne kurulmuş olur. Lüksün tanımı değişebilir ama fark yaratmak evrenseldir.
İyi okumalar dilerim.