Metaverse. Mark Zuckerberg’e Facebook dahi ismini Meta olarak değiştirmesine neden olacak kadar tuhaf, son yıllarda kan kaybeden geleneksel sosyal yaşam, ekonomi yönetimi ve çalışma hayatı kurallarını daha da toz duman eden kavram.

Metaverse, kendi coğrafyası, kendi çevresi hatta kendi bedeni içine hapsolmuş hisseden herkese sınırlardan kurtulmak, kaçmak için illüzyonlar ile örülü, tamamen sanal başka evrenler vadediyor.

80’li yıllardan önce doğan bir kuşaktansanız, hem ülkemizin kendi dinamikleri içinde hem dünyanın düzeni içinde teknoloji ve ekonominin gittiği yönün, tüm doğru diye bildiğiniz sosyal, iş hayatı ve çalışma kurallarını tekrar teker çöpe atmasını hayretle izliyor olabilirsiniz. Fakat 2000’li yıllarda doğmuş iseniz her şey çok yavaş gelişiyor gibi düşünüyorsunuzdur. Bunun nedeni 2000’li yıllarda doğan pek çok kişi bu kavrama alıştırılarak büyüdü.

Metaverse fikri bugünlerde gerçeğe dönüşüyor olsa da fikir çok eski. Bu eski fikrin en gösterişli reklamları ise filmler ile zaten yıllar önce yapıldı. Ve yeni Matrix 4 filmi vizyona girerken metaverse kavramının da yükseliyor olması sadece bir rastlantı değil. Bu gibi filmler yardımı ile insanoğluna yaşadığı fiziki dünyanın tek gerçek ve mutlak zorunlu bir dünya olmadığı fikri 20-30 sene önce işlenmeye başlamıştı. Matrix 4 işte yıllar önce ektiği bu fikrin gerçeğe dönmesinin ekmeğini yemek için para kazanma üstatları tarafından tekrar önümüze sunuluyor. Metaverse kavramını hala akıllarında canlandıramayan eski toprak nesiller için Matrix filmleri bu kavramını ucundan kıyısından bolca da süsleyerek anlatan en iyi tanıtım sunumları olacaktır.

Fiziki dünyanın gerçekliğine son çiviyi de asıl teknolojik gelişmeler değil, Covid-19 vurdu. Komplo teorisyenleri bu gelişmeleri gördükçe tüm noktaları birleştirip aslında çok da itiraz edilemeyecek şu görüşü öne sürüyorlar. Komplocular, bu yaşanılan gelişmelerin hepsinin nedeni, finans dünyasının gizli yöneticilerinin dünya üzerinde yaşayan her canlıyı oturduğu koltuktan başka sosyal alana ihtiyaç duymayan sınırsız tüketen bir canlıya çevirmek istemesi olarak açıklıyorlar. 

İster komplo teorisi ister saf gerçek olsun, dünyanın bir bölümü gerçekten de Matrix filmini yaratmaya doğru ilerliyor. Üstelik bu fikrin savunucuları filmdeki o dispotik, karanlık ve pil olacağı kapatıldığı haznelere isteyerek giriyor. Ama bir yönden bu sadece isteğe bağlı bir seçim de değil. Zorunlu da bir tercih. Çünkü başta bizim gibi ekonomisi her gün daha da bozulan ülkelerin katlanılamaz yaşam koşulları insanları, yaşamak istemedikleri o gerçek hayattan kaçmaya zorluyor.

Mataverse neleri mi değiştiriyor? Bakın değiştirecek demiyorum, değiştiriyor diyorum.

Öncelikle çalışma anlayışını kökten değişiyor. Kripto para ticareti yaparak veya sanal bir oyunda avatar olarak üstelik oyun oynayarak gerçek hayattan çok daha fazla para kazanan bir nesle “gel hadi asgari ücrete hayatını bir motor üzerinde tehlikeye atarak pizza dağıt” demek eskisi gibi kolay değil. Bunun yanında avatar olarak kendini metaverselere kapamak istemeyen çalışanların aklına gerçek veya yalan sürekli olarak başka bir hayat algısının olduğunun yerleşmesi ile de verimli çalışmaya elveda diyebiliriz. Bu durum ekonomisi kötü ve çalışan sömürüsüne dayalı olan ülkeleri daha da uçurumun kenarına alacak.

Sosyal ilişkiler tamamen değişiyor. Yeni neslin çok daha hayal aleminde yaşayan gerçek olaylara çok uçuk tepkiler veren bir nesil olarak büyüdüğüne şahit oluyoruz. Görüyorum ki ebeveynler çocuklarına “iyi ama bunu neden yaptığını” soruyorlar. Korkarım ki çocuklarınızın hem kendi akranları hem sizin ile olan ilişkileri ileri de çok daha karmaşıklaşacak. Sanal ortamda Ferrari’ye binen bir çocuğa neden arabanızın olmadığını anlatmak ve kabul ettirmek hiç kolay olmayacak.

Özetle Metaverse kavramı fakir ekonomileri daha fakir, zengin ekonomileri de daha açgözlü yapacak bir kavram olacağı gerçeğini gizleye gizleye dünyayı ele geçiriyor. Üstelik bu gerçeğin başka bir evrene kaçarak kurtulacağımız sanal bir çözümü de yok. Sağlıklı günler dilerim.