Attila İlhan’ın unutulmaz eseri Mahur Beste, Türkiye’nin en karanlık sabahlarından birinde, 6 Mayıs 1972’de doğdu. O sabah, İzmir’deki evinde radyodan gelen acı haberle sarsılan şair, Deniz GezmişHüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edildiğini öğrendi. Bu haber, sadece Attila İlhan’ın değil, bir kuşağın yüreğine kor gibi düştü. Şair, Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için bindiği vapurda, dalgaların ve gökyüzünün kasvetiyle baş başa kaldı ve şiirin ilk dizeleri yüreğinden döküldü.

 Üç fidanın ardından

Mahur Beste şiiri, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamının hemen ardından, Attila İlhan’ın yaşadığı yoğun kederin ve toplumsal yasın bir yansımasıdır. Şair, o gün yaşadıklarını yıllar sonra şöyle anlatır:


“12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra. Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm.”

Müjgan: Bir kadın mı, yoksa bir sembol mü?

Şiirde geçen Müjgan ismi, ilk bakışta bir kadın adı gibi algılansa da, aslında Farsça kökenli bir kelime olup “kirpik” anlamına gelir. Attila İlhan’ın “Müjgan’la ben ağlaşırız” dizesinden kastı, gözyaşlarının kirpikleriyle buluşmasıdır. Yani şair, idam edilen üç devrimci için gözyaşı dökerken, yanında kimse yoktur; yalnızca kirpikleri, yani Müjgan’ı vardır. Bu, şiire derin bir yalnızlık ve içsel yas atmosferi katar.

Attila İlhan, şiirinde “bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlar” diyerek, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın genç yaşta idam edilmesini simgeler. “Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı” dizesiyle onların cesaretini ve ideallerini öne çıkarır. “Gittiler akşam olmadan ortalık karardı” ise, umutların ve aydınlığın henüz gün batmadan sona erdiğini, ülkenin karanlığa gömüldüğünü anlatır.

Mahur Beste’nin müzikle buluşması

Mahur Beste, önce Ergüder Yoldaş tarafından mahur makamında bestelenmiş, ardından Ahmet Kaya tarafından da nihavent makamında yeniden yorumlanmıştır. Her iki bestede de şiirin hüznü ve derinliği korunmuştur. Özellikle Ahmet Kaya’nın yorumu, şiirin toplumsal hafızadaki yerini daha da güçlendirmiştir.

Türkçülük Günü Türkülerle Kutlandı Türkçülük Günü Türkülerle Kutlandı

Attila İlhan’ın bu şiiri, yıllar boyunca sadece bir ağıt olarak değil, aynı zamanda bir dönemin toplumsal travmasının ve yasının sembolü olarak hafızalarda yer etti. Mahur Beste, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının anısını yaşatırken, aynı zamanda Türkiye’deki özgürlük ve adalet arayışının da simgesi oldu.

Mahur Beste şiiri, Attila İlhan’ın gözyaşlarıyla yazılmış bir ağıttır. Şiirin her dizesinde, üç gencin idamının ardından yaşanan derin acı ve yalnızlık hissedilir. Müjgan ise, bu acının şairin kirpiklerinde süzülen gözyaşlarıyla sembolleşmiş halidir. Attila İlhan, bu şiiriyle hem kendi yasını hem de bir kuşağın kaybını ölümsüzleştirmiştir

Kaynak: haber merkezi