Konya'nın Kulu ilçesinde saat 15.46'da 5,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem başkent Ankara'da da hissedildi. Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı, depremin 18,73 km derinlikte meydana geldiğini açıkladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem sonrası an itibarıyla olumsuz bir durum olmadığını söyledi. Kurum, hasar tespit ekiplerinin Kulu'da saha tarama çalışmalarına başladığını ekledi. Konya Valisi İbrahim Akın da sosyal medya hesabında "Şu ana kadar olumsuz bir ihbar alınmamıştır. Saha taramalarımız titizlikle devam etmektedir" ifadelerinin yer aldığı bir mesaj paylaştı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da depremle ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyledi.
'Büyük bir tektonik kırılmanın habercisi değil'
Soruları yanıtlayan Munzur Üniversitesi Yer Bilimleri ve Mühendisliği bölümünde Doç. Dr. Taylan Sançar, Tuz Gölü çevresindeki bu tip depremlerin, İç Anadolu'da zaman zaman meydana geldiğini söylüyor. Sançar bu depremler için, "çoğunlukla yüzey kırığı üretmeyen ve bölgesel düzeydeki gerilim boşalmalarıyla açıklanan doğal sismik olaylar" tarifini yapıyor. Bilim insanına göre bu büyüklükteki depremler, deprem oluşumu ve tektonik hareketler açısından olağan kabul ediliyor ve "büyük bir tektonik kırılmanın habercisi" olarak değerlendirilmiyor. Depremin İstanbul'daki fay sistemleriyle doğrudan ilişkilendirilmesinin "bilimsel dayanaklardan yoksun" olduğunu söyleyen Sançar şöyle devam ediyor:
"Bu tür sarsıntılar, bilim camiası tarafından genellikle mevcut jeodinamik sistemlere dair anlayışımıza katkı sunan, veri yığınına eklenen yeni bir parça olarak ele alınır. Tek başına bu tür bir deprem üzerinden kapsamlı bir yorum yapmak, bilimsel açıdan sınırlı ve yanıltıcı olabilir. 'Fay hatlarına yakın olmayan yerlerin deprem bölgesi olmadığını söyleyemeyiz.
Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünde Doç. Dr. Savaş Karabulut, depremin Tuz Gölü'nün kuzey batısında yaklaşık 18 km'lik tam olarak tanımlanmamış bir fayda meydana geldiğini söylüyor.
Depremin hissedildiği Konya, Karaman ile birlikte Türkiye'de deprem riskinin en düşük olduğu illerden bazıları olarak biliniyor.
Karabulut, bunun kentlerin fay hatlarından uzaklığından kaynaklandığını ancak bu bölgelerin "deprem bölgesi" olarak tanımlanmamasının riskli olduğunu vurguluyor. "Yıkım sadece fay hatlarına yakınlık değil, deprem dalgaları sayesinde zemin ve yapı koşullarına bağlı gerçekleşir. Konya ve Karaman'da bu nedenle yıkımlar olabilir" diye uyarıyor.
Karabulut, Konya için deprem riskinin tektonik hareketlerden çok "göçme depremleri" olarak adlandırılan bir durumla bağlantılı olduğunu da söylüyor. Bir dönem Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen bölgede yer altından yoğun su çekilmesi, azalan yağışlarla birlikte bu alanların boşalmasına neden oldu. Savaş Karabulut, karstik boşlukların çökmesinin 4,5 büyüklüğüne kadar depremler üretebildiğini söylüyor. Bunun sonucunda yerleşim alanlarında deformasyonlar, yer değiştirmeler yaşanabileceğini belirtiyor.
NACİ GÖRÜR İSYAN ETTİ
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından depreme ilişkin bir açıklama yaptı. Artık deprem olacak mı olmayacak mı diye endişelenmek yerine, yerleşim alanlarının dirençli olmasının yetkililerden talep edilmesi gerektiğini söyledi. 'Gözetim ve denetim sorumluluğu sizde' diyen Görür, konuya ilişkin şunları söyledi: "Bugün Konya’da olan depremin gösterdiği gibi ülkemizin her tarafı az veya çok tehlikeli deprem bölgelerinden ibarettir. Artık fayları tartışacağımıza, deprem olacak mı olmayacak mı diye dertleneceğimize, deprem ne zaman, nerede olacak diye kendimizi heder edeceğimize, bu tabir için beni affediniz , Anadolu deyimi ile “Siz eşeğinizi sağlam kazığa bağlayın da” Allah Kerimdir. Oturduğunuz yerleşim alanının DEPREM DİRENÇLİ OLMASINI SAĞLAYIN, BUNU YÖNETİMLERDEN TALEP EDİN. Bunun BEKA meselesi olduğunun, ülkemizin geleceği için hayat memat meselesi olduğunu unutmayın. Mülkün sahibi sizsiniz. Gözetim ve denetim sorumluluğu sizde. Yönetimlerle el ele bu sorunu çözelim. Her büyük depremde binlerce insanı kurban veremeyiz. İNSANIMIZ ÖLMESİN. Sevgiyle."