Sermaye piyasaları uzun süredir beklenen hareketliliğe Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.'nin öncülüğünde kavuştu. Şirketin, merakla beklenen Damla Kent Projesi'ne finansman sağlamak ve yatırımı tabana yaymak amacıyla ihraç ettiği gayrimenkul sertifikası halka arzı, yatırımcıların yoğun ilgisiyle rekor kırarak tamamlandı. Halk Yatırım liderliğinde 4-8 Ağustos 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen talep toplama sürecinde, Borsa İstanbul'da satış yöntemiyle sabit fiyattan talep toplandı. Halka arzda 1 adet sertifikanın fiyatı 7,59 TL olarak belirlenirken, yatırımcıların gösterdiği olağanüstü ilgi sayesinde başlangıçta planlanan arz miktarının çok üzerine çıkıldı. Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan resmi açıklamaya göre, başlangıçta halka arz edilmesi planlanan 1.923.481.773 adet sertifikaya ek olarak, gelen güçlü talep üzerine 897.111.722 adetlik ek satış hakkının da tamamı kullanıldı. Bu devasa operasyon sonucunda toplamda 2.820.593.495 adet gayrimenkul sertifikasının tamamı yeni sahiplerini buldu. Halka arzın toplam büyüklüğü 21 milyar 424 milyon TL'yi aşarak son yılların en büyük halka arzlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Küçük birikimle dev projelere ortak olma fırsatı
Gayrimenkul sertifikası halka arzına gösterilen bu muazzam ilginin ardında, modelin sunduğu eşsiz yatırım fırsatı yatıyor. Geleneksel yöntemlerle konut sahibi olmanın giderek zorlaştığı bir dönemde, gayrimenkul sertifikası modeli, küçük birikimlere sahip yatırımcı için dev projelere ortak olma imkânı sunuyor. Bu enstrüman, bir gayrimenkul projesinin belirli bağımsız bölümlerini veya tamamını temsilen ihraç edilen, hamiline yazılı menkul kıymet niteliği taşıyan bir sermaye piyasası aracıdır. Yatırımcılar, bir dairenin tamamını almak yerine, o daireyi veya projeyi temsil eden çok sayıda sertifikadan dilediği kadarını satın alabiliyor. Bu sayede, on binlerce liralık küçük birikimler dahi, Türkiye'nin en büyük markalı konut projelerinden birine yatırım yapma ve projenin değer artışından pay alma olanağına kavuşuyor. Emlak Konut'un Damla Kent Projesi için sunduğu sertifikalar, borsada işlem görmeye başladığında yatırımcısına likidite de sağlayacak. Yani, dileyen yatırımcı sertifikalarını Borsa İstanbul (BİST) piyasasında satarak nakde çevirebilecek. Bu esneklik, sertifikaları hem bir yatırım aracı hem de likit bir varlık haline getiriyor.
Enflasyondan kaçışın yeni adresi mi?
Peki, yatırımcıları bu denli cezbeden neydi? Uzmanlara göre, halka arza gelen 1,87 katlık rekor talebin arkasında birkaç önemli ekonomik dinamik bulunuyor. Birincisi ve en önemlisi, yüksek enflasyonist ortam. Paranın değerinin hızla eridiği dönemlerde, yatırımcılar birikimlerini koruyabilmek için reel getiri potansiyeli sunan varlıklara yöneliyor. Türkiye'de gayrimenkul, geleneksel olarak enflasyona karşı en güvenilir limanlardan biri olarak görülüyor. Ancak artan konut fiyatları, doğrudan mülk edinmeyi büyük bir kesim için imkânsız hale getirmiş durumda. İşte bu noktada gayrimenkul sertifikaları, konut piyasasının getiri potansiyeline, çok daha düşük bir giriş sermayesiyle erişim imkânı tanıyarak öne çıkıyor. İkinci olarak, mevduat faizlerinin reel getiri sunmakta zorlanması ve döviz piyasalarındaki belirsizlikler, yatırımcıları alternatif arayışlara itiyor. Gayrimenkule dayalı bir menkul kıymet, hem somut bir projeye dayandığı için güven veriyor hem de Borsa İstanbul'da işlem görerek şeffaflık ve likidite sunuyor. Bu da onu, geleneksel finansal enstrümanlara karşı cazip bir alternatif haline getiriyor.
Halka arzın anatomisi: Rakamlar ne anlatıyor?
Halka arzın detayları incelendiğinde, talebin ne kadar geniş bir tabana yayıldığı açıkça görülüyor. Halk Yatırım tarafından KAP'a yapılan açıklamada, ek satış hariç tutulduğunda halka arza sunulan sertifika miktarının 1,87 katına denk gelen 3.595.903.893 adetlik devasa bir talep geldiği belirtildi. Bu, yaklaşık 27,3 milyar TL'lik bir talep büyüklüğüne işaret ediyor. Arzın başarısını gösteren bir diğer önemli detay ise dağılım yapısı oldu. Açıklamada, halka arzda satışa sunulan toplam sertifika miktarının yüzde 5'inden daha fazlasını alan tek bir yatırımcının dahi bulunmadığı vurgulandı. Bu durum, arzın birkaç büyük kurumsal yatırımcı tarafından değil, on binlerce bireysel yatırımcının katılımıyla gerçekleştiğini kanıtlıyor. Yatırımın tabana yayılması, hem projenin sahiplenilmesi hem de sermaye piyasalarının derinleşmesi açısından son derece pozitif bir gösterge olarak kabul ediliyor. Ek satış hakkının tamamının kullanılması da ihraççı Emlak Konut ve aracı kurumun, piyasanın gücüne ve projeye olan güvenine işaret eden bir diğer önemli faktör oldu.
Emlak Konut markası ve Damla Kent projesinin çekim gücü
Bu başarılı halka arzda, ihraççı kurum olan Emlak Konut markasının yarattığı güven algısı da kritik bir rol oynadı. Türkiye'nin en büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı olan Emlak Konut, bugüne kadar tamamladığı on binlerce konut ve ticari ünite ile sektörde güvenilirliğin ve kalitenin sembolü haline gelmiş bir kurum. Yatırımcılar, paralarını Emlak Konut güvencesi altındaki bir projeye yatırdıklarını bilmenin rahatlığını yaşadı. Halka arza konu olan Damla Kent Projesi de bu güveni pekiştiren bir unsur oldu. Genellikle modern mimariyi, geniş sosyal donatı alanlarını ve sürdürülebilir yaşam konseptlerini bir araya getiren Emlak Konut projeleri, yatırımcılar için sadece bir konut değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı vaadi taşıyor. Damla Kent projesinin de bu vizyon doğrultusunda, bölgenin çehresini değiştirecek, nitelikli ve yatırım değeri yüksek bir proje olması beklentisi, sertifikalara olan talebi artıran en önemli psikolojik faktörlerden biriydi.
Piyasalar için sırada ne var?
Emlak Konut'un bu dev halka arzının başarıyla tamamlanması, hem konut piyasası hem de sermaye piyasaları için yeni bir sayfa açabilir. Bu operasyon, gayrimenkul geliştirme şirketleri için Borsa İstanbul'un ne kadar güçlü bir finansman alternatifi olabileceğini bir kez daha gösterdi. Önümüzdeki dönemde, diğer büyük gayrimenkul firmalarının da benzer projeler için gayrimenkul sertifikası ihracı yoluna gitmesi sürpriz olmayacaktır. Bu durum, inşaat sektörünün ihtiyaç duyduğu uzun vadeli ve düşük maliyetli finansmana erişimini kolaylaştırabilir. Yatırımcılar açısından ise bu modelin yaygınlaşması, portföylerini çeşitlendirmek için yeni ve cazip bir enstrüman anlamına geliyor. Sertifikaların Borsa İstanbul'da işlem görmeye başlamasıyla birlikte oluşacak fiyat hareketleri ve likidite, piyasa tarafından yakından izlenecek. Bu başarılı örnek, sermayenin tabana yayılmasını teşvik ederken, aynı zamanda küçük tasarruf sahiplerinin de ülkenin büyük ve prestijli projelerinin bir parçası olmasının önünü açarak finansal kapsayıcılığa önemli bir katkı sunuyor.