Kasım ayı başında Ruhsar Pekcan bir açıklama yapmış ve konkordato ilan eden firma sayılarını paylaşmıştı. Pekcan, yaptığı açıklamada, 'Konkordato ilan eden firma sayımız 356. İstanbul’da 132, Ankara’da 50, İzmir’de 27, Kocaeli’nde 26, Bursa'da 13, Hatay'da 11, Mersin'de 9, diğer illerde 88 olmak üzere toplam 356 firmamız bulunmaktadır” demişti.
17 Kasım tarihli yazımda bu açıklamaya itiraz etmiş, verilen rakamların gerçekleri yansıtmadığını söylemiştim. Nihayet sayın bakanı doğru bilgilendirmiş olacaklar ki, henüz aradan bir ay geçmeden yaptığı ikinci açıklamada durumun vehametini ortaya koydu. 2019 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri ve 2017 Kesin Hesap Kanunu komisyon görüşmelerinin ardından gelen bir soruyu yanıtlayan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "Konkordato ilan eden şirket sayısı anonim şirketlerde 294, limited şirketlerde 552'ye, toplam 846'ya ulaştı. Bunun 282 İstanbul, 115 Ankara, 65 İzmir, 46 Kocaeli, 28 Mersin, 25 Bursa, 13 Hatay, Kayseri 14, diğerleri 260 civarında" dedi.
Ve bu rakamlar her geçen gün artmaya devam ediyor. 2019 yılnda bu sayının daha da artması öngörülüyor. Herkesi zor bir yıl bekliyor.
Merak ettiğim bir diğer konu ise; konkordato ilan eden şirketlerden alacağı bulunan işçilerin durumu. Zira konkordato temelde borçlarını ödeme güçlüğü çeken şirketleri borçlarını yapılandırma ve erteleme imkanı sağlıyor. Bu şirketlerin mevcut çalışanlarına ve işten çıkardıkları eski çalışanlarına olan kıdem tazminatı borçları ne olacak.
Konkordato ilan eden şirket aleyhine geçici veya kesin mühlet sırasında vergi, harç, sosyal güvenlik primi dahil kamu ya da özel kişi alacakları için takip yapılamıyor. Daha önce başlamış takipler de duruyor. Bunun tek istisnası son bir yıla ait işçi alacakları ile nafaka alacakları. Bu iki alacak için haciz yapılabiliyor.
İcra ve İflas Kanunu’nda konkordato veya iflasta işçi alacakları ilk sıradaymış gibi görünse de uygulamada rehinli alacaklar ilk sırada yer alıyor. Konkordatoda rehinle teminat altına alınmış alacaklar için icra takibi yapılabiliyor. Rehinli alacaklar da genellikle bankalara ait olduğu için de önce onlara olan borçlar ödeniyor. Bu borçlar ödendikten sonra para kalırsa işçi alacaklarının ödemesi yapılıyor.
Öyle görünüyor ki konkordato ilan eden şirketten alacağı olan çalışanlar beklemeye devam edecekler.