Türk siyasetinin ve yerel yönetimlerinin duayen isimlerinden, 15 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Aziz Kocaoğlu, son günlerde CHP'li belediyelere yönelik art arda gelen operasyonlar ve özellikle kendisinden sonra göreve gelen Tunç Soyer'in tutuklanmasıyla sonuçlanan İzmir operasyonu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hakkında 397 yıl hapis istemiyle yargılandığı günleri unutmayan Kocaoğlu, bugün yaşananları kendi tecrübelerinin süzgecinden geçirerek değerlendirdi ve hem iktidara hem de muhalefete önemli mesajlar yolladı.
Tunç Bey'in Yetkisi Bile Yok
Sözcü Gazetesi'nden Saygı Öztürk'e konuşan Aziz Kocaoğlu, İzmir operasyonu kapsamında tutuklanan halefi Tunç Soyer ve belediye bürokratlarına sonuna kadar kefil olduğunu belirtti. Soruşturmanın merkezindeki İZBETON şirketinin işleyişini yakından bildiğini vurgulayan Kocaoğlu, iddiaların hukuki bir temelden yoksun olduğunu savundu: “Benim bildiğim arkadaşlarda hiçbir şey yok. Tunç Soyer Bey’de de bir şey yok. Ortada İZBETON şirketi yönetim kurulunun imzaladığı karar var. Başkanın bir yere imza atmasının belediye kanununa göre yetkisi bile yok. Onun için dönemin başkanını ilişkilendirecek bir şey yok. İnanıyorum ki tutuklananlar da çok kısa sürede serbest kalır. İZBETON dediğimiz bizim beton ve asfalt işini yapan şirketimizdir. Tunç Başkanın da, oradaki bürokratların da bu tür iddialardan suçlanması, hele tutuklanması doğru değil. Belediye başkanlarımızı itibarsızlaştırmak istiyorlar." Bugün Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP'li başkanların yaşadığı sürecin bir benzerini 2011-2017 yılları arasında kendisinin de yaşadığını anlatan Kocaoğlu, o günlerdeki hukuk mücadelesini ve mahkemede sergilediği dik duruşu yeniden hatırlattı. Savcının sorduğu "saçma sapan" sorulara sert tepki gösterdiğini ve mahkeme başkanına "Eğer siz belediye yasasını azıcık bilseniz bizim burada işimiz yoktu" dediğini aktaran Kocaoğlu, o dönemin yargı mekanizmasının siyasi bir amaç taşıdığını ve kendisini yargılayanların sonradan FETÖ'cü çıktığını belirtti: "Bizi yargılayan, operasyonu yapanlar tamamen siyasallaşmış kişilerdi. O zamanın başsavcısı da, mahkeme başkanı da FETÖ’cü oldukları için ihraç edildi. Bunlar gittikten sonra bir hakim geldi beraat kararı verdi, evlere şenlik. Yani hukuk dersi verir gibi lehimize beraat kararı verdi."
'Beni halkın baskısı tutuklanmaktan kurtardı'
Kocaoğlu, yargılandığı dönemde kendisini tutuklanmaktan kurtaran en önemli gücün, parti desteğinden çok İzmir halkının sahiplenmesi olduğunu vurguladı. Adliyeye götürüldüğü gün Konak Meydanı'nda 40-50 bin kişinin toplandığını anlatan efsane başkan, o gün yaşananları şöyle dile getirdi: “Eğer adliyeye götürüldüğüm gün belki 40 bin 50 bine yakın insan orada toplanmamış olsaydı, beni tutuklayabileceklerdi. Bana, kalabalığı dağıtmamız konusunda ricada bulundular. Ben de kendilerine, ‘Bu insanları biz toplamadık ki biz dağıtalım. Dağıtmak istiyorsanız siz dağıtın’ dedim. Beni, toplumun baskısından dolayı tutuklamadılar." Bu tecrübesinden yola çıkarak, İstanbul'a kayyum atanmasının da halkın direnişiyle önlendiğini belirten Kocaoğlu, iktidarın toplumun tepkisini dikkate almak zorunda olduğunu ifade etti.Genel Başkanı Özgür Özel öncülüğünde, tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanları için düzenlenen destek mitinglerini "son derece doğru" bulduğunu belirten Kocaoğlu, bu eylemlerin kesinlikle sürdürülmesi gerektiğini savundu. Kendi yargılandığı dönemde arkasında sadece birkaç siyasetçi varken, bugün İmamoğlu'nun arkasında tüm örgütün ve genel merkezin durmasının önemli bir fark olduğunu belirten Kocaoğlu, hukuka olan inancını yitirdiğini ise şu çarpıcı sözlerle ifade etti: "Hukuk devleti olsa, hukuk olsa, güçler ayrılığı olsa, hâkimler tarafsız olsa, bunlara gerek yok. O zaman adaleti beklersiniz. Adalet yok ki bekleyeyim. Olmayan şey beklenir mi?"