Önce İzmirspor gitti. Ardından Altay. Sonra Bucaspor. Şimdi de Karşıyaka...
Son 6 yıl içinde İzmir'in 4 köklü kulübü, 4 güzide camiası bir alt liglere düştü.
İzmirspor Süper Amatör'de, Büyük Altay 3. Lig'de, Bucaspor ve Karşıyaka'da 2. Lig'de yaşam mücadelesi verecek. Süper Lig'de zaten yıllardır takımımız yok.
İzmir'in tüm renkleri hızla soluyor...
Sarı, lacivert, beyaz, siyah, kırmızı ve yeşil...
Yüz yıllık camialar kaderlerine terk ediliyor.
Siyasi çekişmeler, rant kavgaları, iş bilmezlik yüzünden tüm değerlerimiz birer birer elimizden kayıp gidiyor.
Eskiden camiaların sahip çıkıp, derleyip toparladığı kulüplerimiz bu gidişle teker teker birer anonim şirkete dönüşecekler. Göztepe'de ve Altınordu şimdiden dönüştü. Bu kulüplerimizde camiaların söz hakkı yok, genel kurul bile yapılmıyor.
Diyeceksiniz ki, “Çağımız endüstriyel futbol çağı... Bu gelişmeler kaçınılmaz...”
Ben de size İngiltere'den Leicester City örneğini veririm.
Biz İzmir'in renklerine gönül verenler, bu sezon sonunda bir kez daha kahrolurken, İngiltere'de 300 bin nüfuslu Leicester kentinin takımı Leicester City, Premier Lig'de şampiyonluğa uzanıyordu.
300 bin nüfuslu Leicester kentinde 32.500 kişilik muhteşem bir stat her hafta tıka basa dolarken, kentine ve semtine sahip çıkanlar şampiyonluğun keyfini doyasıya çıkartıp, endüstriyel futbola inat her şeyin hala para olmadığını dünyaya ilan ettiler.
Şimdi gelelim asıl soruya...
Sizce kim küme düştü?
Sezon boyunca İzmir takımlarının tek bir maçına dahi gitmeyen Sayın Valimiz mi?
Türkiye'nin dört bir yanına 30-40 bin kişilik statlar inşa ederken, İzmir'e bir stadı çok gören Gençlik ve Spor Bakanlığı mı?
Borcum yok diye övünen ancak kentin takımlarına destek için kılını kıpırdatmayan Büyükşehir Belediyesi mi?
İlçelerinin takımlarına sahip çıkmayan belediyelerimiz mi?
Sadece seçimden seçime İzmir kulüplerini ziyaret eden milletvekillerimiz mi?
Her konuda proje geliştiren, iş İzmir kulüplerine desteğe gelince ipe un seren sanayi ve ticaret odalarımız mı?
İzmir'e yatırım yapmayı sadece bina dikmek, AVM yapmak sanan anlı şanlı işadamlarımız mı?
Lafa gelince, “İzmir şöyle güzel, böyle güzel, İzmirliyiz, ayrıcalıklıyız falan filan” diyen ama şehrinin takımlarını değil üç büyükleri destekleyen sözde İzmirliler mi?
Düşünün bakalım, küme düşen sadece takımlarımız mı acaba?